Av. Yılmaz: İdam tartışmalarının içi boş

Çocuk cinayetlerinin ardından hükümetin toplumun hesap sormasının önüne geçmek için idamı gündeme getirdiğini söyleyen Av. Ercan Yılmaz, "İdam tartışmalarının içi boş" dedi.

Son günlerde istismara uğrayan ve katledilen çocuklar toplumda büyük bir tepkinin ortaya çıkmasına neden oldu. Çocuklara yönelik istismarın önünü açan AKP hükümeti ise çocuk ölümlerini suistimal etme peşinde. İdam tartışmalarının da gündeme gelmesini değerlendiren hukukçular, hükümetin önüne geçemediği olaylarda, kendini aklamak için idam gündemini tartışmaya açtığına dikkat çekiyor.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şube Yöneticisi Av. Ercan Yılmaz, kayıp çocuklar hakkında 2008 yılından bu yana 100 binden fazla adli makamlara ihbarlarda bulunulduğuna dikkat çekerek, bu rakamın korkunç bir rakam olduğuna işaret etti.

10 YILDA 100 BİN KAYIP ÇOCUK

10 yılda kaybolan 100 bin çocuktan kaçının bulunduğu noktasında herhangi bir verinin olmadığını belirten Av. Yılmaz şunları kaydetti: “Kayıp çocukların son dönemlerde bu kadar gündeme gelmesinin sebebi, özellikle Eylül isimli kız çocuğunun yaşamını yitirmeden önce tecavüze uğraması ve daha sonra Ağrı’da Leyla isimli kız çocuğunun kaçırılarak Valiliğin açıklamasına göre 8-9 gün aç bırakıldığı için yaşamını yitirmesi toplumda bir infiale neden oldu. Gerek çocukların yaşlarının çok küçük olması gerekse yaşamlarını yitirirken içinde bulundukları durum toplumun öfkesinin açığa çıkmasını sağladı."

‘İDAM TARTIŞMASI, TOPLUMUN GAZINI ALMAK İÇİNDİR’

Türkiye’de çok kötü durumlar yaşandıktan sonra problemlerin konuşulmaya başlandığını söyleyen Av. Yılmaz, konuşmasına şu sözlerle devam etti: "Mesela Pozantı’daki çocuklar tecavüze uğradıktan sonra çocuk cezaevleri gündem olmaya başlıyor. Ya da Kulp’ta devletin izin verdiği medreselerde çıkan yangında çocuklar yaşamını yitirdikten sonra bu medrese ve yurtların olası yangına karşı güvenilirliği tartışılmaya başlıyor.

Türkiye ihlaller yaşandıktan sonra tedbir alma modası var. Öncesinde önleyici tedbirler alınamıyor maalesef. Bu kayıp çocuklar konusu için de öyledir. Kalıcı ve önleyici tedbirler almak yerine, idam ve hadım tartışmalarıyla toplumun ‘gazını’ almaya çalışıyorlar. Halbuki bizler daha koruyucu ve çocukların katılım hakkının da gözetildiği yüksek tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyoruz."

İDAM ÇÖZÜM DEĞİL

Çocuklara dokunanların çok büyük cezalarla hatta ölümle cezalandırılmasıyla bu problemlerin giderilemeyeceğini vurgulayan Av. Yılmaz, "Önümüzde idamın uygulandığı ülke örnekleri var. İran, Irak ve hatta medeniyetin merkezi olarak görülen Amerika’nın 30’dan fazla eyaletinde idam cezası uygulanmaktadır. Bu ülkelerde idam cezası olmasına rağmen, bu cezayı gerektirecek suçlarda herhangi bir düşüş yok. Aksine suç oranlarında daha fazla artış söz konusu oluyor.

O yüzden de yasa koyucunun, Meclis’in, hükümetin burada çocukları, ailelerini, sivil toplumu, meslek örgütlerini ve eğitim kurumlarını içine alıp bu problemin sosyolojisini incelemesi gerekiyor. Kendi başına ‘Ben idamı getirdim, uyguluyorum’ tarzından vazgeçmesi gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.

‘HER SEÇİM ÖNCESİ İDAM TARTIŞMALARI YAPILIYOR'

Türkiye’deki idam tartışmalarına da değinen Av. Yılmaz, bu tartışmaların içinin boş olduğunun altını çizerek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Sayın Öcalan ile ilgili idam tartışmaları genelde seçim dönemlerinde yapılan bir tartışmadır. Veya asker ölümleri gerçekleştikten sonra Türkiye toplumundaki milletçi muhafazakar kesimin gazını alma işlemidir.

Türkiye henüz Avrupa Birliği ile ilişkilerini kesmiş bir ülke değil. AB ile ilişkilerini tekrardan kurmak istiyor. Yeni seçim süreciyle birlikte askıya aldığı ilişkilerini güçlendirmeye çalışacaktır. O yüzden idamın Türkiye’de tartışılması bile, Türkiye’nin yüzünü Avrupa’dan çevirip, Ortadoğu’ya dönmesi ve son yirmi yılda küçük de olsa AB yolunda kat edilmiş mesafeyi tamamen heba ettiği anlamına geliyor."

‘DEVLETTEN HESAP SORMANIN ÖNÜ ALINIYOR’

"Kayıp çocuklarla ilgili durumunu aslında sayın Öcalan ve sayın Demirtaş’ın mevzusunda kullandıkları argümanlardan çok farklı olmadığını düşünüyorum" diyen İHD Amed Şube Yöneticisi Av. Ercan Yılmaz, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Toplum öfkesini ve göstermiş olduğu reaksiyonu sıfıra indirerek insanların hükümet veya devletten hesap sormasını önlemek için atılan adımlar olarak görüyorum.

Cumhurbaşkanının ‘Benim önüme getirseler onaylarım’ demesi, kayıp çocuklar gibi gündemlerde toplumda ortaya çıkan infialin önünü kesmek için kullanılan bir cümledir. Ayrıca çözüm idamda değil. Dünya tarihinde görüyoruz ki idam, insanların o fiili gerçekleştirmesine engel olmamıştır. Bu durumun sosyolojisini iyi okumak gerekiyor. Bu durum, sadece devletin tek başına üstesinden geleceği bir durum değil. Özellikle yereldeki yönetimlerin işin içine dahil edilerek kalıcı politikaların üretilmesi gerekiyor."