Av. Çakas: Cezaevleri, gözaltı ve tutuklamalar virüsü yayar

ÖHD Genel Merkez Yönetici Av. Yusuf Çakas, "Tüm tutuklu ve hükümlüler tahliye edilmeli. Yeni gözaltı ve tutuklamalar da virüsü yayar" dedi.

Binlerce kişinin yaşamını yitirmesine neden olan koronavirüs salgını, gün geçtikçe yayılmaya devam ediyor. Son bir ay içerisinde Kürdistan ve Türkiye'de de vakaların görülmesi sonucu ölümlerin sayısı giderek artıyor. Tutsaklar, kaynaklı risk gruplarının başında geliyor. Koronavirüs vakalarının Kürdistan ve Tükiye'de açıklanmasından sonra hukuk örgütleri hapishanelerdeki tutsakların derhal tahliye edilmesi için girişimlerde bulunmuştu. Hukuk örgütleri, hapishanelerden edindikleri veriler doğrultusunda, virüsün bulaşması halinde birçok tutsağın yaşamını yitireceğini belirtiyor.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Genel Merkez Yöneticisi Avukat Yusuf Çakas, konuya ilişkin ANF'ye değerlendirmede bulundu.

'CEZAEVLERİNDE HİJYEN KOŞULLARI YOK'

Av. Çakas, salgına yakalananlara ilişkin açıklanan rakamların birkaç hafta öncesine ait rakamlar olduğuna dikkat çekerek, bugünün rakamlarının ise yine birkaç hafta sonra açıklanacağını söyledi. Toplum içerisinde ciddi bir tedirginlik durumunun söz konusu olduğunu belirten Av. Çakas, tutsak ailelerinin çok kaygılı olduklarını kaydetti. Av. Çakas, şunları kaydetti: "Cezaevlerinde zaten kapasitenin çok fazla üstünde tutsak kalıyor. Hijyen ve sağlık koşullarının olmadığı yerler. Normal ve olağan dönemlerde bile hastahanelere sevklerin yaşanmadığı bilgisi ile hareket ettiğimizde tutsakların ve ailelerinin yaşadıkları tedirginliği anlamak gerekiyor. Örneğin bir diş tedavisi için normal koşullarda 2-3 hafta bekleyen bir tutsak, bugünün salgın koşullarında tedavi bile edilmeyecek."

'HİÇBİR ŞART OLMADAN TAHLİYE EDİLMELİLER'

Avukatlar olarak bu süreçte cezaevlerindeki müvekkillerini mümkün oldukça daha az ziyaret ettiklerini ifade eden Av. Çakas, şöyle devam etti:
"Gittiğimiz cezaevlerinde bir dezenfektan sıkarak ya da koğuşları bir defa temizleyerek salgının önünü almaya çalışmanın olanaksız olduğunu görüyoruz. Tam bir izolasyon durumu söz konusu değildir. Hatta olası bir izolasyonun gerçekleşmesi ve salgından sonra bunun kalıcılaşması kaygımız bile var. Burada tartışılması gereken, izole etmek yerine tüm tutuklu ve hükümlülerin amasız, fakatsız tahliyelerinin sağlanmasıdır. Elbetteki farklı adli kontrol tedbirleri uygulanabilir ama bu durumda önceliğimiz sağlık ve yaşam hakkıdır. Bu hakkı da en üst perdeden dile getirmemiz ve gündemimizden düşürmemiz lazım. Biz dışarıda bu kadar tedbir almaya çalışırken cezaevlerinin durumunu tahmin bile edemeyiz. Zaten kolonya ve benzeri malzemelerin tutsaklara verilmesi yasaktır. Peki bu şartlarda tutsaklar nasıl dezenfekte olacaklar? Ayrıca şeker, tansiyon, kanser, kolesterol ve benzeri kronik hastalığı olan hasta tutsaklar var. Bunlar risk grubunda olan tutsaklar ve ortaya hiçbir şart konmadan derhal tahliye edilmeleri gerekiyor."

'GÖZALTI VE TUTUKLAMALAR SALGINI YAYAR'

Tutsakların tahliyelerinin gerçekleşmesi gerektiği yerde yeni gözaltı ve tutuklanmalarının olmasına da değinen Av. Yusuf Çakas, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
"Aslında biz tutuklu ve hükümlülerin tahliyelerini tartışırken yeni gözaltı ve tutuklamaların olması riski artırmaktadır. Çünkü salgın yeni bir salgın ve gün geçtikçe yayılıyor. Bugün 3 bilim insanı bile hemfikir olamıyor iken tutuklanan bir kişinin virüsü kaparak cezaevine girmediğini nereden bileceğiz? Bu koşullar altında yapılması gereken, hukukun da öngördüğü gibi tutuksuz yargılamaların gerçekleşmesi. Bugünden sonra gözaltı ve tutuklamalardan ziyade kriz ve salgın halinin esas alınması lazım."