Türk devleti, HPG tarafından gözaltına alınan askerlerle ilgili sessizliðini korurken, asker aileleri BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ı ziyaret ederek yardım talebinde bulundu. Hükümeti ve devleti iki yüzlülük ile suçlayan Demirtaş, "canlı iken hiçbir deðer vermiyorlar. Ne zamanki bu çocuklar çatışmalarda yaşamını yitiriyor o zaman şehit edebiyatı yapıyorlar" dedi.
ASKER AÝLESÝ: SAVAŞIN SONA ERMESÝNÝ ÝSTÝYORUZ
HPG'nin 6 Aðustos tarihinde Diyarbakır-Bingöl karayolunda yol kontrolü sırasında gözaltına aldıðı 3 askerden Hadi Gizli ve Ramazan Başaran'ın aileleri BDP Diyarbakır Ýl Binası'na gelerek BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'tan yardım talebinde bulundu. Basına açık yapılan görüşmede alıkonulan askerlerden Hadi Gizli'nin annesi Şiha (45) ve abisi Ýbrahim Gizli, Ramazan Başaran'ın annesi Bese (55) ve babası Osman Başaran'ın (60) yanı sıra kimi yakınları ve BDP Diyarbakır Ýl Eş Başkanı Zübeyde Zümrüt katıldı. Basının yoðun ilgi gösterdiði toplantıda aileler adına ziyaretin amacına ilişkin kısa bir konuşma yapan Ýbrahim Gizli, kardeşinin gözaltına alındıðı haberini devlet yetkililerinden deðil otobüs firması yetkililerinden aldıklarını hatırlattı. Aðabey Gizli, "tüm yetkililere seslenmek istiyorum; çocuklarımızı zorunlu olarak askere gönderiyoruz. Oysa Türkiye'de bir savaş ortamı var. Yetkililerimizden bu savaşın sona erdirilmesini, çocuklarımızın sað salim kurtarılmasını ve bize geri gönderilmesini istiyoruz. Bu anlamda Selahattin Bey'den yardım istemek için buraya geldik" dedi.
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise yaptıðı konuşmada 3 askerden 19 gündür haber alınamamasına raðmen hiçbir yetkili ve etkili kişinin açıklama gereði duymadıðına işaret etti. Parti olarak bu güne kadar tüm çaðrıları ve mesajlarının barış yönünde olduðunu söyleyen Demirtaş, "Tabi ki siyaset kurumu bir bütün olarak rolünü oynayamadıðı için bu savaş ve ölümler devam ediyor. Bunun birinci derece sorumlusu siyasetçilerdir. Hükümet başta olmak üzere bu parlamentoda ve parlamento dışında siyaset yapan bütün siyasi kurumlar bütün bu ölümlerin sorumlusudur. Çünkü kimse barıştan çözümden söz etmiyor. Herkes kökünü kazımaktan, herkes bulunduðu yerde öldürmekten, biri kandili dümdüz etmekten, öbürü sınır ötesi operasyondan öbürü katliamlardan söz ederek sorunu çözeceðini sanıyor" diye konuştu.
'DEÐERLÝ OLMALARI ÝÇÝN ÖLMELERÝ MÝ GEREKÝYOR?'
Devletin gözaltına alınan askerlerle ilgili tutumunu vurdumduymazlık ve ikiyüzlülük olarak nitelendiren Demirtaş, "çocuklarını zorla askere alıyorsunuz bari deðer verin, ailelerine bari insan oldukları için deðer verin. Fakat bu deðeri maalesef ki hükümet, devlet, kamu yetkililerinin tek birinden görmüyorlar. Canlı iken sað iken asker iken hiçbir deðer vermiyorlar. Ne zamanki bu çocuklar çatışmalarda yaşamın yitiriyor; maalesef ki hayatlarını kaybediyor işte o zaman şehit edebiyatı yapıyorlar. O zaman işte hepsi cenazelerin önünde boncuk gibi tespih gibi dizilip şehit edebiyatı yapıyor. Deðerli olmaları için illa da ölmeleri, şehit olmaları mı lazım? Bu kadar ikiyüzlü davranış olamaz" diye ifade etti.
BDP olarak ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen Demirtaş, "Valilikler gece gündüz BDP'nin etkinliklerini yasaklıyor. BDP'lileri takip ediyor. Gece gündüz BDP'lilerin peşine asker-polis takıyor. Fakat kendi ilinden askerler kaçırılmış, valiler ailelere bir telefon açma zahmetinde dahi bulunmuyor. Böyle şey olabilir mi? Yani bu kadar ikiyüzlülük olabilir mi? Bir devlette, bir hükümette, politikalarında bu kadar ikiyüzlülük olabilir mi? Bu ikiyüzlülüðü herkesin görmesi lazım" dedi.
Antep'te meydana gelen patlama ile ilgili Antep Valiliði tarafından yapılan açıklamaya ilişkin basın mensupları tarafından yöneltilen soruya cevap veren Demirtaş, PKK'nin iki kez olayın kendileriyle ilgili olmadıðını açıkladıðını hatırlattı. Halen olayda ciddi soru işaretleri olduðunu vurgulayan Demirtaş, "kimin yaptıðına bakmaksızın biz tavrımızı ortaya koyduk. Şimdi hükümetin görevi tereddütte yer bırakmadan olayın faillerini ortaya çıkarmaktır" dedi.