Aryen: HDP bir Önderlik projesidir

KJK Yürütme Konseyi Üyesi Şafak Aryen, bu seçimlerde halkın AKP’ye iyi bir cevap verdiğini, bu coğrafyada hiçbir şeyin unutulmadığını ve yılların intikamının alındığını söyledi.

KJK Yürütme Konseyi Üyesi Şafak Aryen, seçim sonuçlarını ANF’ye değerlendirdi. Aryen, “Kadın her türlü iktidarın ve devletin iradesini geriletmeye açık hale gelmiştir” dedi.

Seçim sonuçlarını ANF’ye değerlendiren, Komalen Jinen Kürdistan (KJK) Yürütme Konseyi Üyesi Şafak Aryen, bu seçimlerde halkın AKP’ye iyi bir cevap verdiğini, bu coğrafyada hiçbir şeyin unutulmadığını ve yılların intikamının alındığını söyledi. Bu seçimlerde emeği geçen başta kadınlar olmak üzere herkese teşekkür eden Aryen, Türkiye’nin demokratikleşmesinde de kadının rolünün çok olduğunu söyledi.

‘ASIL GÜÇ HALKLAR ÇİZGİSİDİR’

Kapitalizmin yaşadığı bunalımla birlikte sistemin yeniden belirleme mücadelesinin, Körfez savaşından, 90’lardan bu yana yürütülen mücadele ve bu sistemin Ortadoğu merkezli ele alınmasının bölgede ciddi bir çatışma halini beraberinde getirdiğini söyleyen Aryen, bu çatışmanın önemli bir tarafının iktidarcı güçlerin sistemi tekrardan kendi lehine dönüştürme çabasının yol açtığını belirtti. Aryen, “Statükoyu korumaya çalışan güçlerin versiyonu olan, kendi politikalarını yaşamsallaştıran fakat kendi yerel niteliğine dayalı olan güçlerin esas tarafı da elbette ki halkların demokratik çizgisiydi, bu anlamda halklar çizgisiydi. Ortadoğu özgünlüğünde sistem mücadelesinin önemli bir tarafı olarak belirginleşen halklar çizgisinin öncülüğü Reber Apo öncülüğünde yürütülen Kürt Özgürlük Mücadelesi ile somutluk kazandı. Öncülük düzeyde bir nitelik açığa çıkarttı. Dolayısıyla bu kendisiyle birlikte bir çizginin kendisini örgütleme ve sisteme dönüştürme koşullarını geliştirdi” şeklinde konuştu.

‘AKP, BU SEÇİMDE SİLİNMİŞTİR’

Türkiye’de geleneksel, faşist, diktatoryal rejimin son örneğinin AKP’de daha fazla çürüdüğünü, kendisini daha fazla zorba ve diktatoryal bir biçime evrilttiğini dile getiren Aryen, AKP’nin iktidarı kendisinde merkezileştirdiğini, zorbayla kendi tarzına uygulattırma tarzına dönüştürdüğü ifade etti. Türkiye’nin son 12-13 yıldır tamamen AKP rejiminin altında ciddi bir zorlanma yaşadığını değerlendiren Aryen şöyle konuştu: “AKP, Türkiye’de son on iki-on üç yıldır tamamen kendi rejiminin altında ciddi bir zorlanma yaşadı. Fakat bu değişim koşulları mücadelenin daha dinamik olduğu alanlarda kendisiyle birlikte ciddi bir demokratik talebi açığa çıkarttı. Bir yerde ne kadar şiddet, zorba ve karşıtlık varsa orada karşısında duracak, mücadele edecek bir halk, bir topluluk vardır. Türkiye koşullarında somutunda yürüttüğümüz 40 yıla aşkın bir mücadele var. Bunun açığa çıkarttığı değerler tüm bunları oluşturan gerçekliklerdir. Dolayısıyla günümüzün siyasal atmosferini, koşullarını tümden belirleyen durumlar da bunlardı. Tüm bunların toplamıyla birlikte Türkiye bir seçim sürecine girdi. Seçim süreciyle birlikte güçlerin tabii ki beklentileri beklediğimiz tarzda kendisini iktidarın merkezinde yer alarak özelde AKP üzerinden bölgede nüfuz edecek koşulları geliştirmekti. Bunu yapabilme koşulu kendisini Kürt coğrafyasında, Kürt halkının oyları üzerinden ya da Kürt kimliğinin gaspı üzerinden gerçekleştirebilmektir. Bu nedenle bu seçimlerde ciddi bir Kürt karşıtlığı gelişti AKP tarafından.”

‘AKP, MÜSLÜMAN OLARAK GÖRÜNÜYOR SADECE’

AKP’nin ilk günden bu yana kendisini tamamen toplumsal alanda duyulan ihtiyaçların istismarına dayalı bir örgütlenme olarak geliştiğini, inançlara, kimliklere yaklaşımının da temelinde yatanın bu olduğunu söyleyen Aryen, “Mesela en fazla Müslümanmış gibi görünür ama Müslümanlığın canına okur. Tamamen içini boşaltır. Onu tamamen bir silaha dönüştürür. Yoksul halktan ya da halkları kapsamaktan bahseder ama en faza yoksul halkın sırtından nemalanan AKP olmuştur. Ciddi bir hırsızlık, ekonomik alanda ciddi anlamda gasp gelişmiştir” dedi.

‘AKP İSTEDİĞİ SONUCU ALAMADI’

Türkiye’de adil olmayan bir sürecin yürüdüğünü, HDP’ye yönelik geliştirilen saldırıların AKP saldırıları olduğunu söyleyen Aryen, AKP’nin kontra örgütlenmeler geliştirdiğini ve bunun fiili olarak yapıldığını belirtti. HDP’ye yönelik hiçbir saldırının AKP’den bağımsız olmadığına dikkat çeken Aryen, Mersin ve Adana’daki bombalama olaylarının, Türkiye’deki faşizan grupların HDP’ye saldırılarının, kadınlara yönelik gerçekleştirilen saldırıların da böyle olduğunu vurguladı.

“Bingöl’de arkadaşımız şehit düşüren zihniyet ve bunu yapan güçler de aynı güçlerdir. Amed’de bombalama olayını yapan güçler de bu güçlerdir, aynı zihniyettir. AKP’nin amacı şuydu; HDP çevresindeki örgütlenmeyi zayıflatabilmek, halkı ürkütmek, istikrarsız yaratacağının mesajını başından vermek, bu anlamda herkesin iradesini gasp etmek. Amed’de bu denenmek istendi. Çok fazla ölü ve karmaşa ve bunun toplumda yol açacağı doğal karşıtlık infial haliyle seçim koşulları yoktur üzerinden seçimleri erteletmek istedi. HDP’den korktuğu çok bariz bir şekilde gösterdi. Ama HDP, Reber Apo’nun paradigmasına dayalı, 40 yıllık özgürlük mücadelemizin açığa çıkarttığı değerlere dayalıydı. Dünya sol-sosyalist cephe açısından Önderliğin paradigmasının yol açıcılığı ve bunun dünya özgürlük cephesinin kabul edilirliğine dayalı uluslararası halk desteğine sahiptir. Tüm bunlar HDP’nin bilinçli halini ifade ediyor” diyen Aryen, dolayısıyla Türkiye toplumunu da daha fazla örgütlenmiş biçimde bu seçim sürecine katılmasını değerlendirmek gerektiğini, bunun çok avantajlı bir durum olduğunu belirtti.

Türkiye toplumunun öz kimliğine ve değerlerine, öz gücüne dayandığını da söyleyen Aryen, “Tüm farklılıkların kendisini HDP cephesinde bulan tüm insanlarımızın gerçekten öz verili, emek veren ve biraz da siyasal tabloyu doğru okuyup, onun karşısında provokasyona gelmeyecek ya da AKP’nin istediği sonucu açığa çıkartmayacak bir tarzda örgütlenmesiyle birlikte iyi bir sonuç açığa çıktı denilebilir” diye konuştu.

‘HALK KENDİSİNİ HDP’DE BULUYOR’

Müzakere sürecini başta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin kendi gücüyle, mücadelesiyle açığa çıkardığı değerleriyle bir sonuca dönüştürmek üzerinden aslında devleti mecbur ettiği bir nokta olduğunu aktaran Aryen, şunlara dikkat çekti: “AKP’nin isteği üzerinden gelişen bir durum değildir. Bu sorun kendi çözümünü dayatıyor. Sorunun muhatabı ciddi bir güçtür. Bu güç çerçevesinde Türkiye toplumunun çözümden yana talebi vardır. Fakat gerçekte AKP’nin özelde Erdoğan’ın böylesi bir niyeti yoktur aslında. Söylemleri ile çok ciddi bir şekilde açığa çıktı. Şu ana kadar sürece ciddi yaklaşmadılar. Müzakerede kapalı bir siyaset izlemeye çalıştılar, hep gizlemek istediler. Ama bu durum yanlıştır, bu toplumsal bir sorundur. Bu sorunu dile getiren, çözüm üretmek isteyen tek parti de HDP’dir. Bunun için Önder Apo, HDP’nin parti olarak seçime girmesini önerdi. Aslında HDP, bir Önderlik projesidir. HDP’nin temsil ettiği değerler bellidir. İzlediği siyaset bellidir. Elbette HDP bu sorunun bir muhatabıdır. Zaten HDP’ye gelen oylar çözüm sürecinde rol oynadığı, oynayacağı üzerinden gelmiştir. Halk kendisini HDP’de buluyor.”

‘AKP, ERKEK EGEMENLİKLİ ZİHNİYETİNİ BİR KEZ DAHA GÖSTERMİŞTİR’

HDP’nin yürüttüğü mücadelenin başından beri kadın sorununa stratejik yaklaşıldığını, kadını hiçbir zaman mücadelesinden yararlanan AKP gibi sadece mücadele sürecinde kullanan ama asla karar mekanizmasına dahil etmeyen bir yaklaşımla kadına yaklaşmadığını dile getiren Aryen, böylesi bir yaklaşımın olmamasının kaynağını kadının özgürlük felsefesinden aldığını ifade etti. Bu felsefenin karşılık bulmasının ciddi bir kadın özgürlük ordusu, partisi ve siyasete katılımı ile tüm alanlarda giderek ciddi özgürlük bilincini geliştirdiğine vurgu yapan Aryen, “Kadının geldiği aşamayla sistemin eşit temsiliyetine dayalı örgütlenmesine ulaştırmıştır. Bu aşamaya kendisini vardırtmıştır. Dolayısıyla bunun Türkiye’de yol açtığı ciddi bir değişim olmuştur. Fakat faşizan ve devlet geleneği çok yoz ve kof bir şekilde kadının canına okumaktadır. Seçim sürecinde bile hemen kadın için evlilik ve nikah konusu tartışılır oldu. Bu konunun ne kadar özgürlük ile bağdaşır, bağdaşmaz o ayrı bir tartışma konusudur. Ama hem Türkiye devletinin kadına yaklaşımı itibariyle de mevcut biçimi ile de Türkiye’nin yasal sınırlarda resmi nikah kadın açısından bir garanti, kendini garantiye almak gibi algılanıyor. Seçim tartışmalarının hengamesi içerisinde hemen onun ortadan kaldırdılar çok eşliliğin aslında kapısını araladılar. Dolayısıyla böyle düşünen kadını tamamen kimliğini ve varlığını tamamen istismara ve eve hapsetmeye dayanan bir rejim tamamen erkek egemenlikli bir karakter” dedi.

‘KADIN RENGİYLE SİYASET DEMOKRATİK NİTELİK KAZANACAKTIR’

HDP’den kadının siyasete aktif katılmasının, çok sayıda kadın milletvekilinin olmasının Türkiye’nin siyasetinin ve toplumun demokratikleşmesinde devlet inisiyatifinden çıkararak, iktidarı gerileterek öz güvene dayalı, iradesine dayalı, örgütlenmede ciddi öncülük niteliğiyle etkide bulunacağına da dikkat çeken Aryen, özgürlük sorununun bütün sorunların temeli olduğunu da ifade etti.

“Bu sorunun çözümüne yatkınlaşmış bir toplumun bütün sorunların çözümünü kabul etmiş demektir, bu konuda irade açığa çıkartılmış demektir” diyen Aryen, kadının her türlü iktidarın ve devletin iradesini geriletmeye açık hale geldiğini söyledi.

Kadının rengiyle siyasetin çok daha fazla demokratik bir nitelik kazanacağını da vurgulayan Aryen, “Bir de Türkiye parlamenter sisteminde gerçekten erkeksilik çok fazla önde. Bu da siyasetin düzeyini çok fazla düşürüyor, Türkiye toplumu bir kere bunu reddetmeli. Tamamen polemikçi, kavgacı şiddete dayalı hiçbir sorunu kendi içerisinde oturup tartışamayacak bir basitlikle söz düellosuna dayalı tamamen kof taleplerle kof güç gösterileri üzerinden bir parlamentonun çalışma süreçlerine tanık olduk biz. Dolayısıyla çok nasıl toplumda kalkıp televizyon kapatacak kadar böyle tepki uyandıran çok basitçe kof erkeklik üzerinden siyaset yürütmeye çalışan bir durum Türkiye’yi bir felaketle karşı karşıya getirdi. Bu aklın götüreceği yer felakettir. Bütün sorunların düğümlenmesidir” dedi.

‘KADINLAR, SİYASETİN GERÇEK İFADESİDİRLER’

Sayısal olarak önemlinin ötesinde, bilinç olarak, cinslerin özgürlük sorununu çözmeye karar vermiş, bu iradeye saygı duymuş, tanımış olarak katılmanın daha örgütlü, daha saygın, daha ciddi anlamda sorunların çözümüne giriş elde edebilecek bir oluşumun dahiliyeti anlamına geldiğini de sözlerine ekleyen Aryen şunları ifade etti: “Ebetteki bunun yol açacağı sonuçlar Türkiye siyaseti açısından çok pozitif ve çok olumlu olacaktır. Ve toplumun izlemek durumunda kaldığı o durumların aşılması ve gerçekten siyasetin biraz nitelik biraz ciddiyet biraz saygınlık siyasetin biraz da gerçekten kendi niteliğini kazanmasıdır. Yani siyaset yapabilmek toplumun kendi doğruları ve ahlaklı çerçevesinde kendisini yönetebilmesinin ifadesidir. Bu kadar basitleşmiş, kaba erkekliğe, saygısızlığa ve istismara yani her türlü zorbaya dayanmış bir durum, toplumun kendisini yönetmesi anlamına gelmiyor. Bir kere tersine bir yorumdur. Bu nedenle eşit temsiliyete dayalı bir katılım ve kadının bu bilinç ve varlıkla katılımı bizce daha fazla cinsiyetçi politikaların aşılması anlamında siyasetin de gerçek ifadesine kavuşması anlamında mücadeleyi daha fazla güçlendirir denilebilir.”

‘HDP’NİN BAŞARISI ÖNDERLİĞİN BAŞARISIDIR’

Halka, seçimde gösterdikleri güven ve sahip çıkmadan dolayı teşekkür eden Aryen, bu seçimleri belirleyenin de kadın olduğunu belirtti. Bu seçime öz güvenle katılan çok değişik kesimler, inanç grupları, farklı etnik kimlikler olduğunu vurgulayan Aryen, “Bu bütünlüğün daha güzel, toplum örgütlenmesinin daha iyi olacağına inanarak bu çerçevede fedakarca çalışan insanlarımız oldu. Her şeyden önce hayatını yitirenler oldu, şehit düşen arkadaşlarımız oldu. Bu seçim onların başarısıdır. Bence Amed’deki sahne çok eğiticiydi. Seçim günü yaralılarımız ambulansla gidip oy kullandılar. Evet, elini kaybetti, kolunu kaybetti fakat bunu neden kaybettiğini biliyordu, bu saldırıya neden maruz kaldığını biliyordu ve bunun hesabını sorma gücünü gösterdiler. Bunlar çok değerli şeylerdi. Şehitlerimiz karşısında bizim her zaman bir intikam alma tarzımız vardır. Sadece kıstasa kıstas üzerinden bir yaklaşımımız yoktur. Elbette ki hakaret, saldırı cevabını bulacaktır, bu coğrafyada hiçbir şey unutulmaz. Bu bir önderlik felsefesi ve yaklaşımıdır. Bu mücadele tarihi boyunca da her zaman böyle olmuştur. Fakat sabırla davranmak, en temelde de kendini örgütlemek ve amacını gerçekleştirmektir başarı, amacını gerçekleştirmektir intikam. Dolayısıyla bu halk bu kültürle yetişerek kendi intikamını saldırılar karşısında kendini savunmayı bilen bir halktır. Dolayısıyla onun başarısı intikam alma tarzıdır. Bu anlamda halkımız şehitlerine sahip çıkmıştır. Bu her şeyden önce Önderliğin başarısıdır. Dolayısıyla bu başarıdan dolayı Reber Apo’yu saygıyla selamlamak istiyorum. HDP’nin bu başarısı Rojava devriminde direnen halkımızın başarısıdır. Yine özgürlüğe inanan, cesaret eden, faşizmin yol açtığı dıştalayıcılık ötekileştirme ve ezilmeyi göze alarak bu cephede açıktan yürekten ve yürekli bir şekilde yer alma cesaretini gösterenler bence bu topraklarda aslında değişimin gerçekleştiği ve farklılığın bir arada büyük başarılar elde edeceğinin göstergesi olmuştur. Bu nedenle biz bütün bu duygu ve yaklaşımla bu süreçte yer alan herkesi içtenlikle kutluyoruz. HDP içerisinde yürütülen kadın emeği ve çalışmaları nedeniyle KJA’yı kutluyor, selamlıyor ve başarılar diliyorum” dedi.