Avrupa parlamenteri Kati Piri, bu Çarşamba günü sunulan raporunda, “Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne entegrasyonunu hedefleyen müzakere sürecinin devamı, mevcut koşullarda güvenirliğini tamamen yitirdi” dedi.

Piri, “Avrupa vatandaşlığı deklarasyonumuzu yazmaktayız. Ne yaptığımıza dair şimdi bir fikrimiz var” diye ekledi.

Türkiye ile müzakere sürecinin resmen durdurulmasını talep eden raportör Piri, Avrupa Parlamentosu açısından kırmızı çizginin aşıldığını kaydetti.

Piri, “bakanları atama, yargıçları seçme ve kararname çıkarma gibi yetkilerle donatılan aşırı güçlü bir başkanlığı meşrulaştıran anayasal düzenlemelere” dikkat çekti.

AP’NİN KIRMIZI ÇİZGİSİ AŞILDI

Avrupa Parlamentosu son raporunda bu durumun gerçekleşmesi halinde üyelik müzakerelerinin resmen durdurulacağı uyarısını yapmıştı. Piri, “Bu şimdi gerçekleşti” dedi.

Piri, “Yakın zamanda uygulamaya konulan frensiz ve gerekli demokratik karşı ağırlıkların olmadığı başkanlık sisteminin açık bir şekilde otokratik karakterinin dışında, aralarında gazeteciler, siyasetçiler ve inşa hakları savunucularının olduğu 50 bini aşkın kişinin halen cezaevinde olması ile hukuk devletinde yeni gerilemeyi gözardı etmek imkansız” diye belirtti.

Darbe teşebbüsünden bu yana adli süreç işletilmeden 150 bin memurun görevden alınmasını da hatırlatan Piri, “Türk devletinin AB’ye ve bazı üye devletlere ilişkin en dostane açıklamaları ya da Hollanda ile diplomatik ilişkilerin tamamen düzeltilmesi bu olayları gizleyemiyor” ifadelerini kullandı.

AVRUPA KONSEYİ DE YAŞANANLARDAN SORUMLU

Avrupa Konseyi’ni de bu yaşananlardan sorumlu tutan Piri, şunları kaydetti: “Konsey de kısman bu durumdan sorumlu zira, Avrupa Parlamentosu’nun bir çok kez önerdiği uygun müzakere başlıklarını açmayı reddederek, Türk rejimini demokrasi ve hukuk devleti üzerine ciddi tartışmalara angaje etmek için geçmişteki fırsatları kullanmadı. Şimdi, baskı tüm alanlarda sertleşmesine rağmen aynı Konsey, üyelik müzakerelerinin ölü noktada olduğunun tamamen farkında olsa da kırmızı çizgi çizmeyi reddediyor”

Türk hükümetinin de üyelik seçeneğine pratikte değil daha çok teorik olarak asıldığını ifade eden Piri, “Öyle görünüyor ki her iki taraf için de ‘çıkmaz’ bir seçenek haline gelmiş. Sonuç olarak, AB ile Türkiye arasındaki ilişkiler saf haliyle ticari işleme döndü” dedi.

72 KRİTERE UYULMALI

Piri, Türkiye ile müzakerelerin resmen durdurulmasının Türk halkına kapıyı kapatmak anlamına gelmediğine de dikkat çekerek, “Demokratik ve ekonomik olarak istikrarlı bir Türkiye, Avrupa Birliği’nin çıkarınadır. Sonuç olarak, Türkiye’nin AB ve değerleri içerisinde kalması için tüm olanaklar kullanılmalı” diye belirtti.

Türkiye’nin somut olarak reformlara angaje olması koşulu ile Gümrük Birliği anlaşmasının modernizasyonunun demokratik koşullar yaratabileceğini dile getiren Piri, Türk hükümetini, Avrupa normlarına uygun olarak anti-terör yasalarını düzenlemesi dahil olmak üzere 72 kritere uymaya çağırdı. 

Vize serbestisi gibi konulara da işaret eden Piri, AB’nin Türkiye’yi tecrit etme arayışında olmadığını, başarı için Ankara’nın gerçek demokratik reformlar ve hukuk devletinin tesisi gibi olumlu tedbirler alması gerektiğini kaydetti.