AP Kürt konferansı: Paris katliamı Avrupa sorunudur

AP Kürt konferansı: Paris katliamı Avrupa sorunudur

AP'de düzenlenen 10. Kürt Konferansı'nda konuşan Paris Katliamı davası avukatı Antoine Comte, "Paris Katliamı davası bir Fransa davası değil, Avrupa davasıdır" dedi. AP Kürt Dostluk Grubu Başkanı Jürgen Klute de çözüm süreciyle ilgili Hükümet'in "bilinçli olarak süreci geciktirdiğini" söyledi. 

Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen “Kürtler, Türkiye ve İmralı barış süreci: Tarihi bir fırsat” başlıklı 10. Kürt Konferansı devam ediyor.

Konferansta konuşan AP Kürt Dostluk Grubu Başkanı Jürgen Klute, grubun kendisinden önceki başkanının “Kürt sorunu gibi sorunların çözümü için sabır gerekir” sözünü hatırlattı.

Paris’te 3 Kürt kadın devrimcinin katledilmesinin kendilerini şok ettiğini söyleyen Klute, “yıllarca Kürtlerin kimliği ve talepleri susturuldu, ama artık zaman değişti. Bunlara sessiz kalmamız söz konusu değil” dedi.

KLUTE: HÜKÜMET SÜRECİ BİLİNÇLİ OLARAK GECİKTİRİYOR

Jürgen Klute, çözüm süreciyle ilgili adımların Hükümet tarafından bilinçli bir şekilde geciktirildiğini söyledi:

“Barış süreci hükümet tarafından bilinçli bir şekilde geciktiriliyor. BDP nasıl kendisini kullandırtmadıysa, Kürtler de buna izin vermeyecektir. Verilen sözler tutulmalı. Uluslararası kamuoyu ve Kürtler Türkiye’den somut adımlar beklemektedir. Medyanın dilini değiştirmesi, anadil reformu çok acil bir şekilde hayata geçirilmelidir. AP Türkiye Karma Parlamenterler Asamblesi bu görevi üstlenebilir.”

PARİS KATLİAMI AVUKATI KONUŞTU

Klute ardından Paris’te katledilen Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez'in avukatı Antoine Comte konuştu.

Konuşmasında Avrupa hukukunun Kürt sorunu gibi meselelere bakış açısını ortaya koyan Comte, “AP’ye ilk kez 1987’de Cezayirli bir muhalifin öldürülmesine ilişkin bir konferansa katılmak için gelmiştim. Bir Avrupalı hukukçunun çözüm sürecine katkısı ne olabilir? Uluslararası ceza hakları, BM tarafından da kabul edilmiş bu prensipleri çözüm müzakerelerine dahil etmek gerekiyor.

İtalya, Almanya gibi Avrupa ülkeleri eski devlet biçimi üzerine kurulu. Hükümetler ulusal meselelerin tamamen çözüldüğünü düşünüyor. Örneğin, Fransa kökeni ne olursa olsun Fransızlardan oluşuyor. Böyle yaklaşınca sorun çözülemiyor. Örneğin, Azınlık hakları maddesini Fransa 1999’da imzalandı ama hala hayata geçirmedi. İkinci örnek, anayasa konseyinde Korsika halkından bahsedilen bir yasa vardı, bu maddenin anayasaya aykırı olduğu tespiti yapıldı. Verdiğim örnekler Kürt sorununun çözümünü olumsuz etkilememeli. Avrupa’nın nefret edilecek uygulamaları var. Ulusal bir mesele varsa, Fransa, İspanya ya da İngiltere’de, nasıl ele alınırdı. Politik olarak mı ele alınırdı, tersine bastırılarak ele alınırdı. Her zaman bu tür meseleler baskı ve terörizm olarak nitelendirilir ve bastırılırdı. Bugün de böyle” diye konuştu.  

BU BİR FRANSA DOSYASI DEĞİL

Avukat Comte, AB’ye “terör” listesini gözden geçirme çağrısı yaptı.

Kürt sorununun çözümü ve müzakere yolunu kolaylaştırmak için bunun önemli olduğunu belirten Comte, Paris Katliamı’na da değindi.

Comte, “1 yıl önce 3 Kürt kadını Paris’te katledildi. Paris Katliamı davası bir Fransa davası değil, Avrupa davasıdır. Avrupa’nın sorunudur. Kürtlere ilticacı statüsü veriliyor ve korunmuyor. Bu Fransa’nın tek başına çözebileceği bir cinayet değil, Avrupa da çözmek için el atmalı” dedi.

CHOMSKY: SURİYE KÜRTLERİ BÜYÜK ZAFERLER KAZANDI

Konferansa Yazar Noam Chomsky de, görüntülü bir mesaj sundu.

Kürdistan’ın çeşitli parçalarındaki gelişmelere işaret eden Chomsky’nin mesajı şöyle:

“İmparatorlukların kabul etmiş olduğu bir takım sınırlar var. Kürtler bunu yıkmanın peşindeler. Kürdistan’da özerklik nispeten sağlandı. Suriye’nin durumunu biliyoruz. Kürt bölgesi Suriye’de kısmi olarak özgürlüğüne kavuştu. Birkaç hafta öncesi bir özerklik ilanını gördük. Değişik, sayısız zaferler kazandı Suriye Kürtleri. Özellikle Cihatçı gruplara karşı. Irak Kürdistanı ile daha yakın ilişkiler kurulacak. İlk başta kolay olmaza bile. Barzani ile Türkiye arasında ilişkilerin geliştiğine tanık olduk. Türkiye’de Öcalan’ın durumunda belirli bir gelişme olduğunu biliyoruz. Barzani Diyarbakır’a gitti, Erdoğan’ın bir süreç başlattığını, desteklenmesi gerektiğini söyledi. Bunu eleştirenler oldu, Erdoğan’ın yerel seçimleri kazanması için katkı olarak değerlendirenler oldu. Bölgesel basında çeşitli spekülasyonlar oldu, her şeye rağmen adımlar atılıyor ve Irak Kürtleri ile Türkiye arasında bağlar güçlendiriliyor. Petrol boru hatlarından da bu geçiyor. Petrol ve gaz hatları önemli bir ekonomik bağ oluşturacak.

TUTUKLU GAZETECİLER VURGUSU

Aynı anda Türkiye’nin bölgesel rolü değerlendiriliyor ve başbakan çeşitli yerlere gitti, ziyaret etti ve Türkiye yeniden Avrupa Birliği ile müzakere sürecini canlandırıyor. Tabii bir takım, tüm bölgede belirsizlikler olsa da cevap bekleyen birçok konu var. Türkiye tutuklu gazeteciler konusunda dünya rekoruna sahip, Kürt halkının haklarına ilişkin son derece kırılgan. Görüşmelerin ilerlemesine ilişkin, umut verici işaretler yok gibi. Öte yandan umut yok olmuş durumda değil. Daha geniş aktörlerin, uluslararası topluluğun da seferber olması gerekiyor.”

YAŞAR KEMAL: DEMOKRASİCİLİK OYNANMASIN

Konferansa Yaşar Kemal de bir mesaj sundu.

“Çok uzun yıllardır gerçek demokrasinin, barış özlemini çekiyoruz. Bugün barışın dilini oluşturma aşamasına yaklaştık. Daha işin sonuna gelmiş değiliz. Hatalar bizi uçurumun başına kadar götürebilir” diyen Yaşar Kemal, “bize gereken demokrasicilik oynamaya kalkışmadan, demokrasi kisvesi altında hiçbir gayri insani baskı düzeni sürdürmeyen demokratik bir düzenin kurulması için aklımızla, yüreğimizle el ele vermektir” dedi.

Yaşar Kemal’in mesajı şöyle:

“Demokrasi bir gereksinmedir. Demokrasi bir denge düzenidir. İnsanların onuruyla yaşadığı kimsenin temel insan haklarından yoksun bırakılmadığı bir düzendir. Onuruyla yaşamak, kendi dilini ve kültürünü de onurla taşımak ve yaşatmak demektir. Bu temel bir insan hakkıdır.

Bir insan insanca yaşamayı, mutluluğu, güzelliği seçecekse bu evrensel insan haklarından, düşünce özgürlüğünden geçer. Bir ülkede yaşayan herkesin diline, dinine, tüm insan haklarına sahip olduğu, onuruyla yaşadığı gerçek bir demokraside çözülmeyecek sorun yoktur. Ben büyük maceralardan geçerek gelmiş bu halkların, Kürtlerin, Türklerin tüm Anadolu halklarının bütün olumsuzluklarının üstesinden gelerek sağlıklı bir gelecek kurabileceğine inanıyorum.”