AP’den Ankara ve Brüksel’e sert eleştiriler

AP’nin Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakerelerinin askıya alınmasını öneren karar tasarısı dün akşam genel kurulda tartışıldı ve bugün öğle saatlerinde oylanması bekleniyor. AP’deki tartışmalarda ise açlık grevi direnişi dile geldi.

Avrupa Parlamentosu (AP), dün Türkiye raportörü Kati Piri’nin hazırladığı raporu tartıştı. Rapor için Hıristiyan Demokrat Parti’nin (PPE) ve diğer sağcı grupların verdiği bir değişiklik önergesinin kabul edilmesi durumunda ise müzakerelere son verilmesi kararı da çıkabilir.

AB: AP KARARINI DİKKATE ALACAĞIZ

Avrupa Birliği (AB) Konsey ve Komisyon temsilcileri genel kurulda söz almadan önce AP Türkiye raportörü Hollandalı milletvekili Kati Piri söz alarak, Türkiye’de son bir yılda yaşanan insan hakları ihlalleri, gayri hukuki ve anti demokratik uygulamalar, sayısı 100 bini aşan tutuklamalara dikkat çekti.

Piri, hak ihlallerinin yaşanmasına rağmen, ne AB’nin ne de Ankara’nın çok ciddi ve kötü bir gidişat yokmuş gibi davranmasının kabul edilemez olduğunu da sözlerine ekledi.

Ankara’nın otoriter cumhurbaşkanı ile AB üyelik müzakerelerini devam ettirmenin hiçbir gereğinin kalmadığı halde AB’nin bu konuda ciddi bir önlem almadığı ve gerekli baskıları yapmadığına dikkat çekti.

Türkiye’nin Avrupa Konseyi organlarının karar ve önerilerini görmezden geldiğini de vurgulayan Piri, hazırladığı rapordaki verilerin vahim bir gidişata işaret ettiğini de sözlerine ekledi. İş insanı Osman Kavala’nın 17 aydır tutuklu olduğu ve gülünç bir iddianamenin yeni hazırladığını da kaydeden Piri, “İşte Türkiye’nin vardığı nokta burası” dedi.

AB: MÜZAKERELER ZATEN DURMUŞ VAZİYETTE

Piri’den sonra söz alan AB Dönem Başkanı Romanya’nın AB işlerinden sorumlu bakanı Melania Gabriela Ciot şöyle konuştu: “Türkiye’nin AB’den giderek uzaklaştığı doğru. Zaten müzakereler pratikte durmuş vaziyette. AP olarak bu dile getirdiklerinizi ve alacağınız kararı önümüzdeki Cuma günü AB üye devlet temsilcileri ile paylaştıktan sonra Türk yetkililere de aktaracağız ve bunun sözünü veriyoruz.”

AB Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn da Türkiye’nin gidişatına dair büyük endişeleri olduğunu söyledi. Olup bitenleri yakından ve endişe ile izlediklerini vurgulayan Hahn, “Bundan sonra yapacağımız yardımlar sivil topluma ve temsilcilerine olacak, taleplerini dikkate alacağız ve ilgililere ileteceğiz” diye konuştu.

PPE adına konuşan Renata Sommer de “Erdoğan rejimi artık hukuk devleti, insan hakları ve demokrasiyi ayaklar altına almıştır. Türkiye ile müzakerelere son verilmelidir” çağrısında bulundu.

Sosyalist ve Liberal grup adına söz alan konuşmacılar da raporda yer alan hak ihlallerini dile getirip, sert eleştiriler yöneltti.

VALERIO: EFRÎN İŞGALİ UNUTULAMAZ

AP Yeşiller Grubu adına konuşan Bodel Valerio şunları belirtti: “Efrîn işgali asla unutulamaz, öyle göz yumulacak bir mesele değil, Suriye’nin kuzeyini ve kuzey doğusunu DAİŞ’ten cihadistlerden temizleyen Kürtlerdir ve işte biz bu Kürtleri korumakla mükellefiz.”

AÇLIK GREVCİLERİNE GENEL KURULDA SELAM

Sosyalist Demokrat Grup üyesi Joly Word, Türkiye’nin AB’ye üye olması için baştan beri desteklediklerini, hala da destek vermeye hazır olduklarını söyledi. Ancak Kürt halkına ve diğer azınlıklara yapılanların, muhaliflerin tutuklanmasının, seçilmişlerin tutuklanmasını, tecridi asla kabul edilmeyeceğini vurgulayan Word, “Eğer Leyla Güven’in ve Strasbourg’taki açlık grevi eylemcileri sayın

Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması amacıyla açlık grevine giriyorsa bu durumun vahametini gösterir ve demek ki başka hak arama imkanları kalmamıştır” değerlendirmesinde bulundu.

AP Sol Birlik Grubu üyesi Elenora Forenza ise, yakın zamanda Türkiye ve Kürdistan’a gittiğini, tutuklu olan HDP eski eşbaşkanlarınını ziyaret etmesinin engellendiğini söyledi.

"Ben Kürt halkının verdiği mücadeleyi önemsiyorum ve bunun için de biraz sonra Strasbourg’taki açlık grevcilerine destek ziyaretinde bulunacağım ve kendilerini burada selamlıyorum” diye devam etti.

Yeşiller Grubu üyesi Ana Miranda ise kesk û sor û zer kefiyesi boynunda söz aldı. Miranda Güven’in açlık grevini, tutsakları hatırlattı ve şöyle konuştu: “Türkiye, diktatör Erdoğan’dan ibaret değil, Kürt halkını ve demokrat Türkleri Erdoğan’ın eline bırakmamalıyız.”

Oturumda söz alan milletvekilleri, Erdoğan’ın uygulamalarının giderek otoriterleştiğini, Türklerin diyanet ve camiler üzerinden sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da İslamcılığa yönlendirdiği dile geldi. Türkiye’nin Avrupa medeniyetinin bir parçası olmadığını ve bu nedenle de Türkiye ile üyelik yolundaki her türlü ilişkinin sonlanması gerektiğini dile getirdi.