Türk devletinin Efrîn başta olmak üzere işgal saldırıları, sömürgeci politikaları ve Kürtlerin Ortadoğu krizlerine çözüm vizyonu, Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen bir konferansta tartışıldı. Hukukçular, akademisyenler ve siyasetçilerin konuşmacı olarak katıldığı konferansta, Türk devletinin Efrîn işgali, önceki durum ve işgalin sonuçları ele alındı. Batılı ülkelerin sessizliğine de tepki gösterilen konferansta, uluslararası güçler sorumluluklarına sahip çıkmaya çağrıldı.

Konferansta dokuz maddelik bir sonuç bildirgesi kabul edildi. Buna göre konferans bileşenleri Türk devletinin Efrîn işgalini “illegal” olarak değerlendirdi.

Bu işgalin BM’nin hedef ve prensipleri ile uluslararası hukuka aykırı olduğuna vurgu yapılan bildirgede, Türk işgal güçlerinin tüm pratikleri kınandı.

Dokuz maddelik bildirge şöyle:

1-Türk güçleri ve ona bağlı gruplar Suriye’de işgal ettikleri tüm topraklardan derhal ve koşulsuz bir şekilde çekilmeli

2-Türk ordusu ve bağlı grupların, yoğun insani göç ve insani krize yol açan Efrîn’de sivillere yönelik işlediği tüm ihlaller kınanmalı ve soruşturulmalı

3-Alıkonulan tüm kadın, çocuk ve erkekler koşulsuz bir şekilde serbest bırakılmalı ve zararları giderilmeli.

4-Kayıplara ilişkin soruşturma başlatılmalı.

5-Suriye İnsan Hakları Federasyonu temsilcileri ile Suriye’deki insani örgütler ve kadın örgütlerinin yer aldığı bağımsız, tarafsız ve şeffaf bir hukuk komisyonu kurulmalı. İşgalin başladığı 20 Ocak 2018’den bu yana Efrîn’de işlenen tüm ihlalleri incelenmeli ve sorumluları, yerel, bölgesel ve uluslararası mahkemelere çıkarılarak hesap sorulmalı.

6-Türk işgal güçleri ve bağlı grupların işgalin başından bu yana işlediği farklı suçların belgelenmesi, soruşturulması ve faillerinin uluslararası mahkemelere gönderilmesi için, Suriye insan hakları ve yurttaş örgütlerle işbirliği yapılmalı.

7-Efrîn’den göç edenler güvenli bir şekilde evlerine dönmeli.

8-İlgili uluslararası kurum ve örgütler, Efrîn halkına gerekli insani ve ekonomik yardımı sağlamalı.

9-Türk işgal güçlerinin, zorla göç ve tüm bölgenin demografik yapısının kasıtlı değiştirilmesi dahil, ırkçı faaliyetlerine ilişkin hukuki ve akademik analizler yapılmalı ve belgelenmeli.