Kürt yazar Musa Anter'in ölümünde tetiði çeken ve 'Şırnaklı Hamit' olarak bilinen eski itirafçı ve korucu Hamit Yıldırım'ın Şırnak'ın Güçlükonak ilçesinde aralarında korucuların da olduðu 11 kişinin minibüs içinde tarandıktan sonra yakılarak öldürüldüðü katliama katıldıðı öðrenildi. ANF, 4 yıl önce Musa Anter'in katili Hamit Yıldırım'ın Kumçatı'da yaşadıðını ve Güçlükonak katliamına katılanlar arasında olduðunu yazmış, ancak hiçbir savcılık konu hakkında soruşturma açmamıştı. 20 yıldır Kumçatı'da olan ve kardeşleriyle birlikte Mersin-Habur arası gümrük ve kaçakçılıkla uðraşan Hamit Yıldırım, ancak Sabah'ın "özel istihbarat muhabiri"nin bugün yayınladıðı haberi ardından gözaltına alınması dikkat çekti.
Halen Ýsveç'te yaşayan itirafçı Abdülkadir Aygan'ın "Musa Anter cinayetinde tetiði Şırnaklı Hamit çekti" ifadelerinin ardından, ANF'nin 4 yıl önce ismini ve soy ismini yayınladıðı, Kumçatı beldesinde yaşadıðını yazmasına raðmen hakkında herhangi bir işlem yapılmayan eski itirafçı-korucu Hamit Yıldırım, 20 yıldır elini kolunu sallayarak yaşadıðı Kumçatı da bugün gözaltına alındı.
7 KORUCU ÝLE BÝRLÝKTE KATLÝAMA KATILMIŞTI
Musa Anter cinayetiyle anılan Hamit Yıldırım'ın, 1996 yılında Şırnak'ın Güçlükonak ilçesi yakınlarında 5'i korucu 11 kişinin bir minibüs içerisinde tarandıktan sonra yakılarak öldürüldüðü katliama 7 korucu ile birlikte katıldıðı öðrenildi. Katliam emrini dönemin Şırnak Akçay Piyade Tugay Komutanı Selahattin Görgülü verirken, katliama katılacak itirafçı ve korucuları Siirt'li korucubaşı Ahmet Özalp seçti. Katliama karışan itirafçı ve koruculardan Hacı Öztunç "çok konuştuðu için’ Jitem tarafından öldürülüp cesedi Silopi'de Kimsesizler Mezarlıðı'na gömülürken, korucubaşı Hurşit Uðurlu gerillalar tarafından cezalandırıldı. Güçlükonak katliamına karışan ve ismi tespit edilen Sefer Bildik halen Antalya da, Korucubaşı Ahmet Özalp ise Siirt'te 'işadamı' olarak yaşıyor.
PKK'nin 15 Aralık 1995 yılında tek taraflı ateşkes ilan etmesinden hemen sonra Şırnak'ın Güçlükonak ilçesine baðlı Çevrimli ve Yataðan köylerine 12 Ocak 1996 günü baskın yapan askerler, Abdullah Ýlhan, Ahmet Kaya, Ali Nas, Neytullah Ýlhan, Halit Kaya ve Ramazan Oruç'u gözaltına aldı. PKK'ye yardım ettikleri iddiasıyla gözaltına bu kişiler, Taşkonak Jandarma Taburu'na götürüldü. 15 Ocak günü ise Koçyurdu köyü korucularından Hamit Yılmaz, Abdulhalim Yılmaz, Mehmet Öner ve Lokman Özdemir , "görev var" denilerek Ramazan Nas'a ait minibüsle aynı Tabur'a götürüldü. Gözaltındaki köylüler ve "görev" için götürülen korucular, Taşkonak Taburu'nda, Ramazan Nas'a ait 56 AH 320 minibüse bindirilerek aynı gün yola çıkarıldı. Minibüs Tabur ile Koçyurdu köyü arasında silahlı bir grup tarafından durdurularak kurşun yaðmuruna tutuldu ve ardından içindekilerle birlikte yakıldı. Olaydan bir gün sonra 16 Ocak 1996 tarihinde Genelkurmay Başkanlıðı tarafından Ankara'dan Güçlükonak'a helikopterle getirilen gazetecilere, katliamın PKK tarafından gerçekleştirildiði söylendi. Ve gazeteler aðız birliði etmişçesine aynı manşetleri atarak katliamı PKK'nin yaptıðını yazdı.
Güçlükonak katliamının ardından, "Barış Ýçin Bir Araya Çalışma Grubu", gazetecileri de yanlarına alarak 13 Şubat 1996 tarihinde olay yerinde incelemelerde bulundu. Heyet, katliamın devlet güçlerince gerçekleştiðini duyurdu ve Genelkurmay Başkanlıðı hakkında suç duyurusunda bulundu. Katliam kurbanlarının yakınları askeri yetkililerin baskılarına raðmen 12 Temmuz 1996 tarihinde Avrupa Ýnsan Hakları Mahkemesi (AÝHM)'ne başvurdu. Güçlükonak Katliamı davası AÝHM'e götürüldü ve burada Türkiye mahkum edildi.
KATLÝAMA KATILANLARIN AKIBETÝ
Güçlükonak katliamından bir yıl sonra, katliamı gerçekleştirenlerden Jirki aşiretine mensup korucu Hacı Öztunç, kendisiyle birlikte katliamda yer alanların ismini açıkladı. Katliamı itirafçı-korucu Hamit Yıldırım, itirafçı-korucu Hurşit Uðurlu, itirafçı-korucu Sefer Bildik ile askerlerin de içinde yer aldıðı bir grup tarafından birlikte yaptıklarını anlattı. Hırsızlık suçundan 1987-1988 tarihlerinde Hakkari Kapalı Cezaevi'nde kalan ve tahliye edildikten sonra Beytüşşebap'a yerleşip korucu olan Hacı Öztunç, "çok konuştuðu" gerekçesiyle JÝTEM elemanları tarafından 1997 yılında öldürülüp Silopi-Cizre arasında bulunan Nerduş köprüsü yakınlarına atıldı. Yakınları çıkmayan Öztunç'un cenazesi daha sonra Silopi Kimsesizler Mezarlıðı'na gömüldü. Çocuklarının öldüðü haberini alan ve Mersin'de oturan Öztunç ailesinin tüm girişimlerine raðmen, Öztunç'un mezar yeri tespit edilemedi.
TETÝKÇÝ KORUCUYU PKK CEZALANDIRDI
Katliamda yer alan itirafçı-korucu Hurşit Uðurlu ise 22 Eylül 2006 tarihinde Beştüşşebap ilçesine baðlı Günyüzü (Melêsa) köyündeki evinde gerillalar tarafından öldürüldü. Hurşit Uðurlu, PKK içinde yer alırken 7-10 Nisan 1990 tarihleri arasında Başaran (Çeman) Köyü kırsalında çıkan ve 20'den fazla gerillanın yaşamını yitirdiði çatışmada sað olarak yakalanarak, Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'ne konuldu. Ýtirafçı olmak için başvuruda bulunan Uðurlu, "örgüt üyeliði ve güvenlik güçleriyle çatışmaya girmek" suçlarından 36 yıl hapis cezasıyla yargılandı. Uðurlu, 1994 yılında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Askerlerle ve JÝTEM’le birlikte çalışan Uðurlu, zaman zaman Şırnak bölgesinde ve Güney Kürdistan'a yapılan operasyonlara katıldı. Tutuksuz yargılandıðı davada Diyarbakır 2 No'lu DGM tarafından 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezası, Yargıtay tarafından onaylandıktan sonra, 1995 yılında Pirozhan Köyü'ne yerleşerek korucubaşı oldu. Dönemin Beytüşşebap Taktik Jandarma Alay Komutanı Albay Recep Onur'un himayesine giren Uðurlu, sınır ötesi operasyonlarda ve cinayetlerde yer aldı. Resmiyette korucu maaşı alamadıðı için, maaş bordrosu karısı Nesime Uðurlu adına düzenlendi.
ANTER’ÝN KATÝLÝ NEDEN ŞÝMDÝ YAKALANDI?
Güçlükonak katliamına karışanlardan itirafçı-korucu Hamit Yıldırım, Diyarbakır'da 20 Eylül 1992 tarihinde Musa Anter'in öldürülmesinde tetiði çeken kişi. Hamit Yıldırım'ın 20 yıldır Kumçatı'da yaşadıðının bilinmesine ve ANF'nin 'Musa Anter'in katili' diye ismini-soyismini yazmasına raðmen bugüne kadar Yıldırım hakkında savcılar herhangi bir işlem yapmadı.
Kumçatı da ikamet eden ve kardeşleri ile birlikte Mersin-Habur arasında gümrük ticareti ve kaçakçılıkla uðraşan Hamit Yıldırım, en son Sabah gazetesinin "özel istihbarat muhabiri" tarafından haber yapılması ardından gözaltına alınabildi.
Ýtirafçı-korucu Sefer Bildik ise Şubat 2003 tarihinde Güney Kürdistan'da bomba ve cephane yüklü bir araçla yakalandıktan sonra Duhok Cezaevi'ne konuldu. Bildik, bir süre tutuklu kaldıktan sonra, JÝTEM ile peşmergelerin yaptıðı bir anlaşma çerçevesinde Habur Sınır Kapısı'ndan Jitem'e teslim edildi. Bir süre Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde yaşayan itirafçı-korucu Sefer Bildik, daha sonra Antalya ya yerleşti.
Katliamı organize eden korucubaşı Ahmet Özalp ise halen Siirt'te otobüs taşımacılıðı da dahil birçok alanda ticaretle uðraşarak 'işadamı' olarak hayatını sürdürüyor.
YÜZBAŞI KATLÝAM EMRÝNÝ VERENLERÝ AÇIKLAMIŞTI
Güçlükonak'ta 1996 yılında görev yapan eski Jandarma Kıdemli Yüzbaşı Özcan Tozlu, 11 Ocak 2011 tarihinde CHA'ya yaptıðı açıklamada,1996'da Şırnak'ın Güçlükonak ilçesindeki 11 korucuyu, dönemin Akçay Piyade Tugay Komutanı Selahattin Uðurlu'nun emriyle, Muhabere Arama Kurtarma (MAK) timlerinin gözetiminde, 7 korucunun katlettiðini söylemişti.
Saldırıyı Siirtli olup Güçlükonak’ın Bulmuşlar köyünde ikamet eden korucu Ahmet Özalp'in seçtiði 7 kişiden oluştuðunu belirten Yüzbaşı Tozlu, askerlerin gözetiminde katliamı yapan ekibin saldırı yerine helikopterle getirilip, katliamdan sonra yine helikopterle alındıðını ve tüm bu olanların MÝT tarafından da bilindiðini söyledi.