Annelerden Meclis'te toplantı: Artık saatlerle yarışıyoruz!

Tutsak anneleri, Meclis'te HDP ile basın toplantısı düzenledi. Eş Genel Başkan Pervin Buldan, açlık grevleri için artık saatlerin önemine değinirken, anneler de tecridin hemen kaldırılmasını istedi.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, çocukları açlık grevinde olan ve dünden beri Meclis’te oturma eylemi gerçekleştiren annelerle birlikte bir basın toplantısı düzenledi. 

BULDAN: HÜKÜMET HUKUKU AYAKLAR ALTINA ALDI

Toplantıda şu konuşmalar yapıldı:
Pervin Buldan:  "Annelerimiz dün grup toplantımıza katıldılar, dünden beri Meclis’i terk etmediler. Van’dan, Mardin’den, Batman’dan, Siirt’ten gelen anneler var aramızda. Bir amaç uğruna Ankara’nın yolunu mesken tuttular. Annelerimiz günlerce cezaevi kapısı önünde bir çığlık yükseltmeye çalıştılar, seslerini herkes duysun istediler ancak bu hükümetin annelerimize yaklaşımı, annelerimizi yerlerde sürüklemesi, vicdanlarına hakaret etmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Bu anneler cezaevlerinde açlık grevinde ve ölüm orucunda olan çocuklarının yaşaması için bu çabayı sürdürüyorlar. Bu çocuklar tecridin kalkması için bedenlerini açlığa yatırdı. Ancak hükümetin bu konuya yaklaşımı, açlık grevinde olan insanlara yaklaşımı hukukun ayaklar altına alındığının göstergesidir. Bu ülkede adalet ve hukukun olmadığını biliyoruz ancak bu ülkede hala vicdanlı insanlar var. Bu vicdanlı insanların bir an önce harekete geçmesi, açlık grevinde olanların bu grevi bitirebilmesi için tecridin kalkması yönünde yaptıkları çağrının dikkate alınması gerektiğini ifade ediyorum.
Annelerimiz dün burada Genel Kurul’da, 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' denilen bir salonda bir çığlık yükselttiler. Bu çığlığı kimse duymadı. Randevu talep ettiler, onların talebini tek kabul eden Meclis Başkanı Mustafa Şentop oldu. Biz annelerimizin talebini kabul ettiği için kendisine teşekkür ediyoruz. Bu duyarlılık Şentop’la sınırlı kalmamalı, bu duyarlılık vicdan sahibi olan herkeste olmalı. Annelerimiz çocuklarına bir şey olmasın istiyorlar. Çünkü açlık grevcilerinin kritik bir aşamada olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu insanlar aylardır açlık grevindeler ve ölüm orucuna başladılar. Bu insanların talepleri meşru ve hukukidir. Sayın Öcalan’ın üzerindeki mutlak tecridin kaldırılmasını talep ediyorlar. 

'2 MAYIS'TA ATILAN ADIM DEVAM ETMELİ'

2 Mayıs’ta avukatların Sayın Abdullah Öcalan ile görüşme gerçekleştirmesi kıymetli bir adımdır. Bu adım mutlaka devamı gelmeli, Sayın Öcalan’la avukat ve ailelerinin görüştürülmesi bir düzen haline getirilmelidir. Çünkü biz biliyoruz ki her an cezaevlerinden olumsuz bir haber alabiliriz. Annelerimizin çabası bundandır, çığlığı bundandır. Annelerimizin cezaevleri önünde yürüttükleri mücadele çocuklarının canına ve yaşamlarına herhangi bir şey gelmemesi içindir. En ufak bir olumsuz durumda bu ülke içinden çıkılmaz bir hale sürüklenir. Böylesi bir ortamın gelişmemesi açısından ve bu ülkenin adaletine, hukukuna olan saygıdan da yola çıkarsak İmralı üzerindeki tecridin sona ermesi gerekiyor.

'ARTIK SAATLERLE YARIŞIYORUZ!'

Annelerimizin bu duyarlılıkları, bu mücadeleleri çok kıymetlidir. Çocukları uğruna yürüttükleri mücadele anlamlı ve önemlidir. Herkesin aynı duyarlılığı göstermesi gerektiğini ifade ediyorum, herkes bir çaba sarf etmelidir. Adım atılması gereken gün bugündür, bundan sonraki günler çok tehlikeli olabilir. Biz günleri bir kenara bıraktık, artık saatlerle yarışıyoruz. Bir an önce adım atılması, İmralı tecridinin kaldırılması, açlık grevindekilerin taleplerinin dikkate alınması gerekiyor. O yüzden annelerimizin bu yaptığı duyarlılık çerçevesinde herkesin aynı duyarlılığı göstermesi gerektiğini belirtiyorum."

ANNELER: İNSANLIĞA ÇAĞRIMIZ VAR

Anneler adına konuşan Nezahat Teke: "Sadece bugün değil aylardır bu anneler cezaevleri önünde direniyor. Biz de dün geldik bir çare varsa, çözüm çıkarsa buradan çıkar diye geldik. Sağ olsun Meclis Başkanı bizimle görüşmeyi kabul etti, gittik görüştük ama bu yetmiyor. Çünkü anneler öyle bir durumdalar ki, telefon geldiğinde, herkes bakıyor acaba o telefon nedir, bir anne gözü yaşlı olduğunda herkes bakıyor acaba nedendir diye kaygı taşıyor. Meclis Başkanı bizimle görüştü, daha önce de görüştük ama hiçbir sonuç çıkmadı. 
Adalet Bakanı’ndan 2 aydan fazladır randevu talebinde bulunduk, yeri geldiğinde “Cennet annelerin ayaklarının altındadır” diyorlar. Madem ki anneler cennet kokuyor neden bizi muhatap almıyorsunuz. Çünkü bu davanın sahibi biziz bu evlatlar bizim evlatlarımız. Ölümlerine seyirci kalamayız. Maalesef bugün Türkiye’de annelere uygulanan şiddet, cennet dedikleri anneler yerlerde sürükleniyor. Ben ömrüm boyunca 7 yaşımdan beri bir tel saçımın dışarıda olmasına asla izin vermezken, eğer bugün annelerin tülbentleri yerlerde sürükleniyorsa bu dünyanın ve insanlığın ayıbıdır. 
İnsanlığa çağrımız var, adalete çağrımız var. Biz de bu ülkenin insanlarıyız, bugün eğer evlatlarımız zor durumdaysa ve tecrit kırılmadan bu durumdan çıkmıyorlarsa tecridin kaldırılması zor bir şey değildir. Herkese çağrımız var. Ramazan ayındayız, bu anneler orucu oruçla açıyor. Biz buraya gelmeye çok meraklı değiliz. Olumlu bir yanıt gelmelidir, bu kin neden? Evlatlarımızı toprağa gömmeden içimizdeki kini toprağa gömelim. Adalet Bakanlığı’na, Cumhurbaşkanı’na çağrı yapıyoruz: duyun sesimizi, duyun feryadımızı, yüreğimizdeki ateşi duyun, yeter artık, dayanamıyoruz. Evlatlarımızın ölmesini istemiyoruz."