BDP Diyarbakır İl Örgütü, 30 Eylül'de "Kürt halkı, haklarıyla birlikte Anayasa'da yer almalıdır'' şiarı ve "Öcalan'a özgürlük Kürtlere statü" talebiyle yapılacak yürüyüşe ilişkin il binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, BDP İl Eş Başkanı Zübeyde Zümrüt ve Başkan Yardımcısı Eşref Mamedoğlu ile İl Yöneticisi Suzan İşbilen katıldı. Konuya ilişkin açıklama yapan İl Eş Başkanı Zübeyde Zümrüt, Kürt halkının "demokratik çözüm" sürecinde taleplerini defalarca dile getirdiğini belirterek, 30 Eylül'de bu talepler için bir kez daha alanlarda olacaklarını ifade etti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından başlatılan "Demokratik çözüm" sürecinin Öcalan'ın barıştaki ısrarının sonucu ile devam ettiğine işaret eden Zümrüt, görüşmelerin henüz müzakereye dönüşmemesinin AKP'nin sürece yaklaşımındaki keyfi tutumundan kaynaklandığını söyledi. Zümrüt, AKP'nin paketlerle oyalayarak halkların umut ve beklentilerini kırma girişiminde olduğunu da ifade etti. Zümrüt, "Oldukça çağdaş sürprizlerle dolu olduğu iddia edilen son demokratikleşme paketini başta Başbakan olmaz üzere tüm AKP iktidarı allayıp pullamaktadır. Bu paketin de kof çıkacağı şimdiden bellidir. AKP iktidarı hala tek dil, tek devlet kısacası tekçilikteki ısrarı ve ana dilde eğitime yaklaşımı paketin içeriğini hakkındaki ipuçlarıdır" diye konuştu. 

Türkiye'nin demokratikleşme sorunu ve Kürt sorununun çözümünün paketlerle çözülebilecek sorunlar olmadığını kaydeden Zümrüt, "Sorunun çözümünde eğer ciddiyet var ise, çözüm anahtarının demokratik bir anayasadan geçtiğini AKP de bilmektedir, biz de bilmekteyiz" diyerek, yürüyüşte halk tarafından talep edilecek olan hususların önemine işaret etti. 

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da katılımıyla 30 Eylül'de il merkezleri önünden saat 16.00'da başlayacak ve DTK binası önünde sona erecek yürüyüşte şu hususlar talep edilecek: "Kürt Halk Önderi'nin sağlık, güvenlik ve özgürlüğünün sağlanması. Anadilde eğitim ve Kürtçenin kamusal alanda kullanılması. Seçim yasasının değiştirilmesi ve yüzde on barajının kaldırılması. Tüm siyasi tutsaklara özgürlük. Türkiye'nin Rojava'daki Kürt düşmanı çetelerden her türlü yardımı kesmesi. Etnik, dini, mezhepsel farklılıkların mahrumiyette değil, adalet ve özgürlükte eşit olması. Anayasal vatandaşlık ve Kürdistan halkının millet olmaktan kaynaklı hakları."