İnisiyatif tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle:

“Kürdistan’da yaşanan vahşetin her türlüsünü ahlaksızca ve insanlık dışı yöntemlerle geliştiren T.C. faşizmi her gün bu uygulamalarına her alanda devam ediyor. Gever’de, Derik’te, Kerboran’da, Silopi’de, Cizre’de, Nusaybin ve Kürdistan’ın kalbi Amed’de, Sur’da öz yönetim direnişinin yürüten yiğit Kürdistan halkının tarihi özgürlük direnişi yaşamın her alanına yayılmaktadır. Gün günü ve geleceği özgürlük temelinde öz yönetimi geliştirme ve sahiplenme günüdür.

Son süreçte gelişen halk özgürlük direnişinin yayıldığı Kürdistan coğrafyası işgalci T.C. devleti tarafından tankıyla, topuyla, helikopter ve savaş uçaklarıyla insanlığa saldırmaktadır. Yaşlı, kadın, çocuk demeden, doğa, tarih, kültürel miras ayrımı yapmadan her yere, her şeye saldırmaktadır. Bu vahşete karşı Kürdistan’ın yiğit gençleri, kadınları, anaları ve çocukları direnmekte ve tüm ülkesini işgalci, vahşi çetelere karşı savunarak insanlık direnişinin yılmaz iradesini yansıtmaktadır. Tüm tekniği ve imkanlarıyla askeri, polisi, esedullahı, AKP’si ve sarayıyla halka saldıran faşist TV devletinin vahşetine karşı tüm Kürdistan halkı direniyor.

Kürdistan’ın demokrasi-özyönetim direnişini, tarihsel ve toplumsal olarak, canı pahasına mücadele eden, beden ödeyen fedakar halkımız, faşist, vahşi, barbar AKP saray çetelerinin sonunu getirecektir. Gün isyana kalkma, serhildanı geliştirip tüm insanlık değerlerini sahiplenme, onurunu koruma, özgürlüğünü elde etme günüdür. Sur namustur, Sur özgürlük şerefidir, Sur Kürdistan halkının onurudur. Direnerek, mücadele ederek başaracağız, kazanacağız.

Yiğit Kürdistan halkının yeni dönemi, yeni yaşamı inşasında öz yönetim direnişi temel taş olacaktır. Bu temelde tüm Amed halkı yarından itibaren normal yaşamı durdurmalı, öfkesini meydanda dile getirmeli, her yer Sur’a çevirmeli. Sur isyandır. Bu vahşete karşı isyan etmeli, yaktığı özgürlük ateşini güçlendirmelidir. Her ev, her bina, her sokak hareketlenmeli ve tepkisini gelişen eylemlere katılarak yapmalıdır. Kim nerede ne yapabiliyorsa adım atmalı, haykırmalıdır. Gece gündüz demeden sokaklar ve caddeler barikatlarla kapatılıp Sur’a ses verilmelidir. Okullar, üniversiteler, işyerleri her yerden Sur’a ses verilmelidir. Tüm köyler, ilçeler ve Kürdistan şehirleri yaşanan vahşete karşı direnişe, eyleme, öz savunmaya girmelidir. Yarından itibaren Sur ablukası kırılıncaya kadar eylemler durmamalı ve her yerde serhildan geliştirilmelidir.

Yaşam olacaksa özgür olacaktır. Sur’un şahsında Cizre ve diğer yerlerle her beraber demokratik öz yönetimlerin başarısıyla olacaktır. Başta yarın gelişen serhildan olmak üzere, tüm eylemlere ses verilmeli ve düşmana yaşam zindan edilmelidir. Kürdistan’da sömürgecilik kaybedecek, özgürlük kazanacaktır.”