Amed Barosu: Tahir Elçi katledildi; ülke geriledi

Amed Barosu, "Tahir Elçi'nin katledilmesi siyasal ve demokratik zeminden geri dönüşün başlangıcı olmuştur" dedi.

Amed Barosu Başkanı Av. Ahmet Özmen, Tahir Elçi'nin katledilmesinin yıl dönümü vesilesiyle bugün açıklama yaptı.

Tahir Elçi'nin çatışmalara karşı sesinin duyulmamış olmasının, siyasi, hukuki ve toplumsal alanda büyük tahribatlar ve kırılmalar yarattığına dikkat çekilen açıklamada, "Yaşanan bu olumsuzlukların devamında ülke demokratik kazanımlardan uzaklaşarak hiç olmadığı kadar baskıcı bir rejim sürecine girmiştir. Evrensel insan hakları hukuku, demokratik ve bireysel haklar askıya alınmış, Anayasa ile güvence altına alınan basın özgürlüğü, örgütlenme ve sendikal haklar gibi demokratik siyasal rejimlerde vazgeçilemeyecek temel haklar sınırlandırılmıştır" denildi.

'İKTİDAR DEMOKRATİK DEĞERLERE SIRTINI DÖNDÜ'

"Siyasal iktidarın demokratik değerlere sırtını dönmesiyle başlayan yeni süreç, başta insan hakları ihlallerinde artış, sivil yerleşim alanlarında çatışmaların yaygınlaşması, göç ve duygusal kopuşun başlangıcı da olmuştur" vurgusunun yapıldığı açıklamada, "Çözümün, diyaloğun ve müzakerenin yerini maalesef yeniden şiddet ve güvenlikçi politikalar almıştır. Geçen iki yıllık süre zarfında ebedi başkanımızın dikkat çektiği ve engellemek için de hayatını ortaya koyduğu olaylar bütün ağırlığıyla yaşanmış ve toplumda izleri silinemeyecek derin yaralar açmıştır" diye kaydedildi.

Türkiye’nin demokrasiden uzaklaşmasının aynı zamanda Kürt meselesinin de demokratik ilkeler çerçevesinde çözüm yöntemlerini zorlaştırdığına dikkat çekilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Daha önce de tecrübe edildiği üzere ülkedeki derin siyasal krizlerin baş göstermesinin temel nedeni, Türkiye devletinin demokratik teamüllerden uzaklaşması olmuştur. Demokratik teamüllerden uzaklaşmanın tezahürü devletin Kürt meselesinde güvenlikçi politikalarına geri dönüşü olmuş böylelikle toplum, çatışmaların yorgunu ve mağduru olmaya itilmiştir. Tahir Elçi'nin katledilmesi tam da bu siyasal ve demokratik zeminden geri dönüşün başlangıcı olmuştur.

'AKP NORMALLEŞME İÇİN İRADE GÖSTERMİYOR'

Yürürlükteki OHAL rejiminin kaldırılması, geçmişle yüzleşmek ve Tahir Elçi suikastının aydınlatılması bu minvalde yeniden normalleşme zeminini yaratarak sorunların şiddetten uzak demokratik zeminde tartışılmasını sağlayacaktır. Ne yazık ki siyasal iktidarın bu normalleşmenin başlayacağına dair bir iradeyi ortaya koymuyor olmasını üzülerek gözlemlemekteyiz.

Suikastın üzerinden geçen iki yıla rağmen ne yazık ki soruşturma dosyasında olayın faillerinin tespit edilmesine yönelik somut hiçbir bir ilerleme kaydedilmemiştir. Tahir Elçi dosyası önemsenerek itinayla soruşturulan bir dosya olmaktan ziyade, sıradan bir soruşturma dosyası haline dönüştürülmektedir. Dönemin Başbakanı ve Adalet Bakanının “faillerin bulunacağı” beyanı ve taahhüdüne rağmen söz verenlerin bu resmi söz ve taahhütlerine aykırı davranması tipik bir devlet refleksi örneğini oluşturmaktadır. Bu durum bizleri kaygılandırsa da bizler adaletin tecelli edeceği umudumuzu halen koruyor ve korumak zorundayız.Bu suikast aydınlatılmadığı sürece Türk Hukuk siteminin adalet terazisi 'AİL' kalacaktır.

'ADETA CANLI YAYINDA KATLEDİLMESİNE RAĞMEN...'

Bu ülkenin Başbakanı oldukları dönemde Dicle'nin kenarında kurdun kaptığı bir koyunun mesuliyetini üstlenenlere bir kez daha sesleniyoruz. Tahir Elçi bir baro başkanı, saygın bir hukukçu ve insan hakları savunucusuydu, Dicle'nin kıyısında değil Diyarbakır'ın merkezinde onlarca kameranın önünde adeta canlı yayında katledildi bugünün Cumhurbaşkanı olarak mesuliyetinizin gereğini yerine getirmenizi bekliyoruz.

Biz Diyarbakır Barosu üyeleri olarak; ömrünü ağır insan hakları ihlalleriyle mücadeleye adayan, son nefesinde bile şiddete karşı barış ve demokrasiyi savunan ebedi başkanımızın aramızdan alınışının ikinci yılında kendisini bir kez daha saygıyla anıyor, barış, demokrasi, özgürlük ve insan hakları mücadelesini sürdürmeye devam edeceğimizi belirtmek istiyoruz."