Tutuklu BDP Milletvekili Kemal Aktaş, Türkiye'nin Ýran, Irak ve Suriye sınırlarında sınır ticareti yapanların ölümlerini Meclis gündemine getirdi. Konuyla ilgili yazılı soru önergesi veren Aktaş, Roboski katliamını da hatırlattı.
BDP'nin tutuklu Van milletvekili Kemal Aktaş, Ýçişleri Bakanı Ýdris Naim Şahin'in yanıtlaması istemiyle verdiði soru önergesinde, sınırdaki ölümleri sordu. Aktaş, BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan aracılıðı ile verdiði soru önergesinin dilekçesinde, 30 temmuz 1943'te Van'ın Özalp Ýlçesinde, 33 Kürt köylüsünün 3. Ordu Komutanı Orgeneral Mustafa Muðlalının talimatıyla katledilmesinin Kürt halkının vicdanında halen tazeliðini koruduðunu anımsattı. Aktaş, Roboski katliamına da deðindi: 28 Aralık 2011 tarihinde Şırnak ili Uludere ilçesi Roboski (Gülyazı,Ortasu) köylülerinden 35 kişi yine hep yaptıkları gibi geçimlerini saðlamak üzere;mazot ve sigara getirirlerken Türk savaş uçakları tarafından bombalanarak öldürülmüşlerdir."
'SAÐLIKLI ARAŞTIRMA-SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMÜYOR'
Aktai, dikkat çektiði toplu öldürme olaylarının haricinde, sınırların Türkiye tarafında ve komşu ülke tarafında güvenlik kuvvetlerinin açtıðı ateş sonucu yüzlerce kişinin öldürüldüðünü belirterek, ekledi: "Yine yüzlerce kişinin yaralanarak sakat kaldıðı yönünde bilgiler vardır. Bu şekilde yüzlerce yurttaşımızın hayatını kaybetmesinin yarattıðı üzüntünün yanında ; bu yaşanan can kayıplarıyla ilgili saðlıklı bir araştırma ve soruşturmanın yürütülmemesi ve failleriyle ilgili hukuk ve adalet ölçüsü içinde bir yaptırıma gidilmediði yönündeki iddialar bu acı ve üzüntüyü daha da arttırmaktadır."
Yaşamını yitiren yurttaşların yakınları tarafından verilen bilgilere göre, ölüm nedenlerinin otopsi yoluyla tespit edilemediðini ifade eden BDP'li Aktaş, dilekçesinde şunları kaydetti: "Hatta bazı ölümlerin bile kayıtlara geçmediði iddiası vardır. Öte yandan her devlet kendi yurttaşının yaşam hakkını dünyanın her yerinde savunma ve koruma görevini yerine getirirken; özellikle belirtilen sınır bölgelerinde onlarca Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşı Kürt bireyleri komşu ülkelerin güvenlik kuvvetlerince açılan ateş sonucu yaşamını yitirmesine raðmen ; bugüne kadar bu ülkelerle ilgili diplomatik ve uluslar arası sözleşmelerin ruhuna uygun bir yaptırımda bulunulmadıðı iddiası mevcuttur."
'SÖZ KONUSU KÜRTLER ÝSE, DOÐRUDAN ÖLDÜRME YOLUNA BAŞVURULUYOR'
Türkiyenin Ýran, Irak, Suriye, Gürcistan, Ermenistan ve Bulgaristan'la 2 bin 753 kilometre uzunluðunda bir kara sınırının bulunduðuna vurgu yapan Aktaş, bu sınırların çoðunda sınıra yakın yerlerdeki yurttaşların sınır ticareti ile geçimlerini temin ettiklerini hatırlattı. Ancak Kürt yurttaşların yaşadıðı sınırlardaki ölümlerin diðer sınır bölgelerinde yaşanmamakta olduðunu belirten Aktaş, bu durumun Kürt yurttaşların potansiyel suçlu olarak görüldüðü izlenimini yarattıðını ve yürürlükteki hiçbir ulusal ve uluslar arası hukuka uyulmadan doðrudan öldürme yoluna başvurulduðunu düşündürdüðünü, açıkladı.
BDP Milletvekili Aktaş, Ýçişleri Bakanı Şahinin yanıtlaması talebiyle şu soruları yöneltti:
"1943 yılından 2012 yılına kadar Türkiyenin kara sınırlarında sınır ihlali yada kaçakçılık gerekçesiyle öldürülen sivil Türkiye Cumhuriyeti yurttaşının sayısı kaçtır?
Belirtilen tarihler arasında kaç yurttaş yaralanmıştır? Yaralanan yurttaşlar kimlerdir?
Komşu ülke kolluk kuvvetleri ve Türkiye Cumhuriyeti kolluk kuvvetlerince öldürülmüş ve yaralanan yurttaşların sayısı nedir?
Sınırlarda görev yapan güvenlik kuvvetleri yürürlükte olan silah kullanma kanununa mı? Yoksa başka bir kanuna mı tabidir?
Yaşamını yitiren kişilerin cenazelerinden kaçına otopsi yapılarak defin işlemi gerçekleştirilmiştir? Otopsi sonuçlarında hangi bulgulara ulaşılmıştır?
Komşu ülke güvenlik kuvvetlerince öldürülen yurttaşlarla ilgili hangi diplomatik çalışmalar yürütülmüştür? Her hangi bir yaptırıma gidilmiş midir?
Türk güvenlik kuvvetlerince silahla ateş edilerek öldürme olaylarının kaçında güvenlik kuvvetlerinin ihmal ve yersiz silah kullanma suretiyle öldürme olayı tespit edilmiştir.
Kaç vakada soruşturma açılmıştır?
Kaç güvenlik görevlisi hangi tür cezai yaptırımlara çarptırılmıştır?
Yaşamını yitiren kaç kişinin ailesine tazminat vb. yardımlar yapılmıştır?
Ölüm olaylarının Türkiyenin kara sınırlarına ve illere göre daðılımı ne şekildedir?
Sınır bölgelerinde yaşayan yurttaşlarımızın bundan sonra da benzer olaylarla karşılaşmaması için hükümetinizin yürüttüðü bir çalışma var mıdır?"