AKP iktidarı boyunca çok sayıda reforma tanık olduk: Türk Ceza Yasası reformu, hukuk reformu, medeni kanun reformu ve başkaları da eklenebilir.
Açılım da bir çeşit reform hem de devrim özelliðindeki bir reform gibi sunulmamış mıydı?
Her reformun yapıldıðı alanla ilgili olarak belirlenen özgün özellikleri üzerinde durmayarak genel olanı araştırırsak, AKP usulü reformların ortak özelliðini görürüz:
Reformla bazı küçük iyileştirmeler yapılır ama genel olarak bakıldıðında başlangıçta açıklanan amacın tersi gerçekleşir.
Reformun amacının demokratikleşme deðil, AKPnin politik çıkarlarına hizmet olduðu görülür.
Bu durumun ortaya çıkmasının nedeni biziz, AKP deðil.
Biz reformu yanlış anlıyoruz.
Reformun mutlaka ileriye doðru bir gelişme olduðunu düşünüyoruz ve her defasında da yanıldıðımızı görüyoruz.
Reform, mevcut durumun deðişmesi demektir ve bu deðişme mutlaka ileriye doðru olmayabilir.
AKP reformlarında hem ileriye hem geriye doðru deðişme vardır ve bu konudaki tipik uygulama; reformun olumlu yanlarının olumsuz uygulamaları örtmek için kullanılmasıdır.
Örnek olarak son hukuk reformunu ele alalım:
AKP reforma ön propagandayla başlar: Mahkemelerde bazı hukuksal haksızlıklar vardır ve yapılan deðişiklikle bu durum ortadan kaldırılacaktır.
Hatta daha da ileriye gidilerek, yapılacak reformla 12 Eylül mahkemelerinde ceza alanların cezalarının düşeceði ve Avrupa ülkelerinde bulunan binlerce siyasiye dönüş yolunun açılacaðı bile söylenir.
Gel de umutlanma!
AKPnin yetersiz bile olsa demokratik reformlar yaptıðını düşünme!
Başka bir deyişle yetmez ama evet deme!
Yargı reformu gerçekleşir ve ne olur?
Ankara Bahçelievlerde 7 TÝPli genci öldüren katiller serbest kalır.
Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakulu öldüren katil serbest kalır (Yurdakul 1980 öncesinde Adanada MHPlilere göz açtırmayan bir emniyet müdürüydü).
Aldıkları cezalar nedeniyle Avrupa ülkelerinde bulunan MHPliler dönüş için kuyruða girer
Katiller serbest kalırken hapishanede bulunan BDPli milletvekillerinin tahliyesi reddedilir.
Leyla Zananın ceza davası ertelenir.
Az sayıda KCK tutuklusu Avrupa ülkelerindeki deðişik parti ve kurumların baskısının da etkisiyle- serbest bırakılır.
AKPnin son hukuk reformu MHP ile anlaşılarak ve esas olarak faşist katillerin serbest bırakılmasını saðlamak için yapılmış, bunu perdelemek için de aksi yönde bazı uygulamalara girilmiştir.
Bu tür reformlarda, yasa deðişikliklerinde, yeni yasalarda son dakika golü atmak bu kesimin tipik özelliðidir.
Faşist katillerin serbest bırakılmasını saðlayan madde de TBMMde son dakikada metne eklenmiştir.
Yabancısı olduðumuz bir yöntem deðil
Yaşı uygun olanlar hatırlayacaktır:
1974 yılında CHP-MSP koalisyon hükümeti vardı ve bu hükümet geniş bir toplumsal talep haline gelen kapsamlı bir af yasası hazırladı. 141. ve 142. maddelerin yanı sıra 163. madde de af kapsamında olacak ve 12 Mart 1971 sonrasındaki mahkemelerde verilen cezalar önemli oranda geçersizleşecek ya da büyük indirime gidilecekti.
Af yasası oylanırken Erbakanın başkanı olduðu MSPliler önce 163. maddenin oylanmasını isterler. Öyle yapılır ve bu madde af kapsamına girer.
141 ve 142. maddelerin oylanmasında ise MSPliler muhalefetteki APliler ile birlikte ret oyu verirler ve bu maddeler af kapsamına girmez.
Bu durum daha sonra Anayasa Mahkemesi tarafından eşitliðe aykırı bulunarak iptal edilecektir.
AKP, Erbakanın MSP geleneðinden gelir.
Bunların özelliði budur. Yaptıkları hiçbir şeye, özellikle de ön propagandaya kesinlikle inanmamak gerekir.
Biz inandıkça, bunlar da yıllardan beri olduðu gibi aynısını yapacaklardır.