Cumartesi Anneleri'nden Sebla Ercan, Türkiye’de kayıplar için mücadele etmenin aynı zamanda cezasızlıkla mücadele etmek anlamına geldiğini vurgulayarak, herkesi 27 Mayıs günü Cumartesi Anneleri'nin 22’nci yılına giren mücadelesine destek vermeye çağırdı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Kayıplara Karşı Komisyon Üyesi Sebla Ercan, 17-31 Kayıplar Haftası dolayısıyla ANF’ye değerlendirmede bulundu...

Sebla Ercan, Cumartesi Anneleri oturumunu başlatan kadınlardan biri. Kayıp yakınlarıyla tam 22 yıldır her cumartesi günü Galatasaray Meydanı’nda adalet nöbeti tutan Ercan, gözaltında kaybetmenin dünyanın bütün baskıcı rejimleri tarafından muhalifleri yok etmek amacıyla kullanılan bir yöntem olduğunu belirtti. Bu yöntemle mücadele etmenin zorluğunu “Okyanusta kum tanesi aramaya veya yağlı urgana tırmanmaya benzer” diye anlatan Ercan, Arjantin ‘de Plaza de Mayo Anneleri'nin mücadelesinin 40’ıncı, Cumartesi Anneleri’nin ise 22’nci yılına girdiğini aktardı. Ercan, mücadelenin bu kadar uzun sürmesinin nedenini devletin gözaltına kaybedilenlerin akıbetini bilinçli olarak örtbas etmesi olarak açıkladı. “Elimizde onları arayabilecek hiçbir bilgi, hiçbir veri yok” diyen Ercan, kayıplara ilişkin tüm bilgilerin bizzat devletin tüm kurumları tarafından işbirliğiyle yok edildiğine işaret etti. Bu açıdan sadece insanların kayıp edilmediğini aynı zamanda tüm bilgilerin de beraberinde yok edildiğini aktaran Ercan, "Sonra araya inkar giriyor ve varlığı inkar edilen insanları aramak; onlar için hukuki mücadele yürütmek gerçekten çok zor” diye konuştu.

‘AKP HÜKÜMETİ BU SUÇUN DEVAMCISI'

İnsan hakları savunucularının bu konuda başvuracağı hiçbir yerin kalmadığını vurgulayan Ercan, yaptıkları hiçbir hukuki girişiminin tamamlanmadığını kaydetti. Ercan, bu hukuksuzluğun sadece gözaltına kayıplar ile ilgili değil; 'güvenlik güçleri' tarafından işlenen tüm suçlarda sistematik bir cezasızlığın söz konusu olduğunu belirtti. Gözaltında kaybedilenlerin akıbetini açıklamayan ve failleri yargılamayan iktidarların da insanları kaybedenler kadar suçlu olduğunu vurgulayan Ercan, “Bugün insanlar gözaltında kaybedilmiyor diye AKP’nin hiçbir sorumluğu yok diyemeyiz. Hükümet de kayıpların akıbetini açıklamak ve failleri yargılama konusunda hiçbir adım atmadığı için bu suçun devamcısıdır” dedi. AKP hükümeti döneminde Birleşmiş Milletlerin (BM) Kayıplar Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiğini hatırlatan Ercan, 2011 yılında Dolmabahçe Sarayı’nda görüştükleri dönemin Başbakanı Erdoğan’a kayıp yakınlarına çok büyük imkanlar sağlayan BM sözleşmesini imzalaması gerektiğini söylemelerine rağmen bugüne kadar imzalanmadığına işaret etti.

CEZASIZLIKLA MÜCADELE

“Bugün eğer gözaltında kayıpların akıbeti açıklansaydı ve failler yargılansaydı ne Gezi’de, ne Suruç’ta ne de Ankara’da insanlar katledilmeyecek; panzerler duvarları yıkıp çocuklar öldürülmeyecekti" diyen Ercan, sistematik hale gelen cezasızlığın bu suçları işleyenleri cesaretlendirdiğinin altını çizdi. Ercan, kaybetme suçunu işleyenlerin bu ülkede hep terfi ettirilip ödüllendirildiklerine dikkat çekti. Türkiye’de kayıplarla mücadele etmenin aynı zamanda cezasızlıkla mücadele etmek anlamına geldiğini ifade eden Ercan, “Cezasızlıkla mücadele etmek yaşam hakkını ve demokrasiyi savunmaktır. Bu değerleri savunmak da sadece kayıp yakınları ve insan hakları savunucularının değil, kendine insanım diyen herkesin görevidir” diye konuştu.

İHD İstanbul Şubesi Kayıplara Karşı Komisyon Üyesi Sebla Ercan, 27 Mayıs günü Galatasaray Meydanı’na çıkışlarının 22'nci yılı olduğunu söylerken, herkesi Cumartesi Anneleri’nin mücadelesine destek olmaya çağırdı.