Aileler, mezarlıklara saldırıları kınadı

Yakınlarını Kaybeden Aileler, mezarlıklara dönük saldırılara karşı buluştu. Hükümeti uyaran aileler, demokratik kamuoyuna da seslendi.

Yakınlarını Kaybeden Aileler, mezarlıklara dönük saldırılara ilişkin Unkapanı'nda bulunan Anadolu Yakınlarını Kayıp eden Ailelerle Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (An-Yakayder) binasında basın toplantısı düzenledi. Hakların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul İl Eş Sözcüsü Mevlüt Aykoç, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İstanbul İl Örgütü yöneticileri, Hakların Demokratik Partisi İstanbul İl Örgütü yöneticileri, İstanbul Kürt Enstitüsü temsilcileri ve birçok kayıp yakını katıldı.

‘SOYKIRIM POLİTİKALARI GÜNÜMÜZDE DE SÜRÜYOR'

Yakınlarını Kaybeden Aileler adına basın metnini okuyan Faysal Özdaş, "Kürt coğrafyası adeta bir mezarlar tarlasına dönüştürülmüştür. Kürt halkını tarihsel anlamda belleksizleştirme temelinde, Şeyh Sait, Ağrı, Geliye Zilan ve Dersim’de katledilen binlerce insana mezar hakkı bile tanınmadı. Bu uluslararası sözleşmelere göre de, hem fiziki hem de kültürel bir soykırımdır. Ahlaki ve vicdani de değildir. Bu soykırım politikaları günümüzde de devam etmektedir" dedi.

KAÇIRILAN CENAZELERE DİKKAT ÇEKİLDİ

Özdaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Başta Garzan, Varto, Faraşin, Bestler, Dersim, Lice olmak üzere onlarca mezarlık oluşturuldu. Çözüm sürecinin bitmesiyle birlikte başta Varto, Garzan, Lice, Faraşin, Tatvan, Yeniköy mezarlıklarına dönük saldırılar yapıldı. Sadece bununla yetinilmedi. Varto'da olduğu gibi birçok mezarlıklarla birlikte Cem Evi ve Cami gibi ibadethanelerde yerle bir edildi. 16 Aralık 2017 tarihinde Garzan Mezarlığına yapılan saldırı sonucu iş makinalarıyla Cumhuriyet Savcısı, adli tıp uzmanları, adli antropolog uzmanları, adli arkeolojik uzmanları olmadan 267 kişiye ait cenaze yerlerinden çıkarılarak kaçırıldı. Çıkarılan 267 kişiye ait cenazelerin halen akıbetleri bilinmemektedir. Bununla ilgili şimdiye kadar resmi kurumlarca ailelere herhangi bir bilgilendirme yapılmadı. Ailelerce yapılan birçok girişim sonuçsuz kaldı."

DEMOKRATİK KAMUOYUNA ÇAĞRI

Ailelerin bayramda Lice'nin Susi köyünde bulunan mezarlıklara gittiklerinde, tamamının kırılıp parçalanmış olduğunu gördüğünü vurgulayan Özdaş, bu saldırıların ailelerin üzerinde çok büyük bir travma yarattığını dile getirdi. Saldırıların şahsi ve bireysel saldırılar olmadığına dikkat çeken Özdaş, "Bilinçli ve örgütlü saldırılardır. Hiçbir dinde ve inançta yer almayan mezarlıklara dönük bu gayriahlaki saldırıları lanetliyor ve kınıyoruz. Bu noktada saldırıların olmaması için de demokratik kamuoyundan ve insanım diyen herkesten duyarlılık bekliyoruz" diye konuştu.

NE YAPILMALI?

Hükümetin uyarıldığı toplantıda, şu görevler hatırlatıldı:

“* İlgili savcılık birimlerinin bir an önce gerekli hukuksal girişimlerde bulunmalıdır.

* İçişleri ve Adalet Bakanlıklarının derhal gerekli incelemeyi başlatmak üzere ilgili kurum ve mekanizmaları devreye koymalıdır.

* İnsan hakları örgütlerinin konunun takipçisi olması ve ivedilikle üzerine gitmelidir.

*Meclis İnsan Hakları Komisyonunun yerinde inceleme ve tespitlerde bulunarak kamuoyunu aydınlatmalıdırlar.

*Son olarak da, Türkiye Devletinin İlgili kurul ve kurumları ile Hükümeti Uluslararası Sözleşmelere bağlı kalmaya çağırıyoruz.”