Ahmet Özal: Özal dosyası rafa kaldırılıyor

Ahmet Özal: Özal dosyası rafa kaldırılıyor

Türkiye’deki faili meçhul davalarda olduðu gibi Özal dosyasının da rafa kaldırıldıðına dikkat çeken Özal, babasının ölümüyle ilgili isimler verdi. Ýsimler arasında Hasan Iðsız, Süleyman Demirel de bulunuyor. Özal ayrıca yıllardır iddia edilenin aksine babasının Çankaya'da ölmediðini söyleyerek basına fotoðraflar daðıttı.

Türkiye'nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oðlu Ahmet Özal, Ankara Cumhuriyet Savcılıðı'nın ‘toksin madde bulundu ama zehirlenme yok’ kararına ilişkin Taksim’deki The Green Park Otel’de bir basın toplantısı düzenledi. Babasının şüpheli ölümünü 1993 yılından bu yana gündeme getirdiðini söyleyen Özal, "1997 yılında sesimi duyurabildim ve söyledikleri basında yer aldı. Sadece babamla ilgili deðil Türkiye'nin en karanlık yılı olarak gördüðüm 1993 yılı ile ilgili konuştum. O zamandan beri söylediðim tek bir şey vardı. Kamuoyu vicdanın rahatlatmak için bu konunun incelenmesi lazım. 1999'da milletvekili olduðum zaman meclise önerge verdim. Benim önergem rafa kalktı" dedi. Zaman zaman şov yapmakla suçlandıðını söyleyen Özal, "Gerçekten üzülüyorum. Ben babamın vefatından 6 yıl sonra Malatya'dan milletvekili seçildim. 10 sene boyunca başbakanlık köşkünü de, cumhurbaşkanlıðı köşkünü de gördüm. Benim şov yapmaya ihtiyacım yok" ifadelerini kullandı. Ahmet Özal, Türkiye'deki önemli faili meçhul davalarının zamanaşımına uðramak üzere olduðuna dikkat çekerek, "Türkiye'nin gerçek karanlık yılı 93 ile başlamıştır. Şu an Özal'ın dosyası rafa kaldırılıyor. 2013 yılında Uður Mumcu, Eşref Bitlis'in suikastlerinin davaları zaman aşımına uðrayacak. Buradan meclise sesleniyorum. Faili meçhullerde kesinlikle ve kesinlikle zaman aşımı olmaması gerekir. Zaman aşımının kaldırılması gerekir" diye konuştu.

4 ZEHÝR TESPÝT EDÝLDÝ, 2 TANESÝ SAVCIYA RAPOR EDÝLMEDÝ

Devlet Denetleme Kurulu'nun Özal'ın ölümüne ilişkin raporundan bazı bölümler okuyan Ahmet Özal, "Raporda merhum cumhurbaşkanının kan örneklerinin özelliðini kaybettiði ve atıldıðı ifade edilmekte. 1993 yılında ölen bir insanın kan örneði var. Biz ailesi olarak talep ettiðimizde dipfiriz bozuluyor ve kan örnekler çöpe gidiyor. Ölüm nedeni ile ilgili tartışmalar var. Normal şartlarda doktorlar anlaşamaz ise savcı olay yerine gelir ve kimseye sormaksızın şüpheli bir durum varsa otopsi kararı verir" şeklinde konuştu. Konuşmasında Adli Tıp raporuna da deðinen Ahmet Özal, "Adli Tıp raporunda 4 zehir tespit edildi. Bu zehirlerden 2 tanesi savcıya verilen raporda maalesef yok. Adli tıp bilimsel bir kurumdur. Adli tıpın teknik bulguları sadece Ýhtisas kurumun elinde olmamalı. Yurtiçi ve yurtdışından teknik uzmanlara da verilmeli ve incelenebilmeli. Bir teknik bilgi nasıl olur da oylanabilir. Oylandıðı zaman ne faktörler girer. Ancak bunların hepsi bir gün açıklanacak merak etmeyin” dedi.

Babasının şüpheli ölümüyle ilgili dönemin Başyaveri Aslan Güner, Muhafız Alay Komutanı Hasan Iðsız, Bedrettin Dalan ve Başbakan Süleyman Demirel'e işaret eden Ahmet Özal, babasının hastaneye getirildiðinde ölü olduðu iddialarını da fotoðraflarla yalanladı. Ahmet Özal, babasının vefat ettiði gün hastaneye yürüyerek girdiðini gösteren fotoðrafın, babasının ölü olarak hastaneye getirildiðine ilişkin hazırlanan raporlardaki ifadelerle çeliştiðini söyledi.

Özal, babasının 3-4 tel saç telini de önümüzdeki hafta yetkili makamlara vereceðini de bildirdi.

Ahmet Özal konuşmasını şöyle sürdürdü: "Rahmetli vefat ettiði gün ambulans yoktu. Hasta taşıma aracı bulundu 1970 model 3. vitese geçmeyen, doktoru olmayan bir araba getirildi. Nereden çıktıðını bilmiyorum birden geldi oraya. 70 model bir araba. Ýçerisinde ayaða kalkılmıyor. Bu arabayla cumhurbaşkanı hastaneye götürülmeye çalışıldı. GATA'ya başhekime haber verilmesine ve oradaki doktorlar ekipmanları ile kapıda beklerken nedense araba bir anda Hacettepe hastanesine döndürülüyor. Hacettepe'de kimsenin haberi yok çocuk bölümüne götürüyorlar. Çocuktan büyük acile götürüyorlar. Korumalar doktor diye baðırıyor. Bazı ifadelere göre orada yarım saat bekletiliyor. Hacattepe hastanesindeki doktor Ayşe hanım ifadesinde, 'Benim kanaatim hastaneye ölü olarak geldiði ve geri döndürülemediði yönündeydi. Nabzı ve tansiyonu alınamıyordu. El ve ayaklarda morarma başlamıştı. Hastaneye getirilmeden muhtemelen 20 dakika önce ölmüştür." diyor. Yani orada vardıðından 20 dakika önce ölmüş. O zaman ben bir fotoðraf göstereceðim. Rahmetli hastaneye girerken. Eðer ölü bir hali varsa siz söyleyin. Ayaðı basıyor başı dik duruyor. Bu hastane girişi ile ifadelerdeki hastane giriş benziyor mu birbirine. Ben bunun açıklamasını istiyorum" Ahmet Özal, Adli Tıp Kurumu raporunun halka açılması gerektiðini ifade ederek, ailesi olarak raporu almak için başvuruda bulunduklarını da sözlerine ekledi.