Ağrı, İzmir ve Elazığ'daki cezaevlerinde hak ihlalleri

Ağrı, İzmir ve Elazığ'daki cezaevlerinde tutsaklar baskı altında.

Türkiye cezaevlerinde siyasi tutsaklara dönük ağır hak ihlalleri devam ediyor. Ağrı, Patnos, İzmir ve Elazığ'daki siyasi tutsaklar ile aileleri, cezaevi yönetimi ve gardiyanların hak ihlallerine uğradı.

AĞRI

Ağrı Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki tutsaklar, yaşadıkları hak ihlallerini ailelerine anlattı. Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin “Kurum güvenliğini tehdit ediyor” ve “Haberleşme aracı olarak kullanılıyor” gerekçesiyle kendilerine verilmediğini belirten tutsaklar, baskıları şöyle sıraladı:

* Özellikle kısa dalgalı olan radyolarımız verilmiyor. Diğer cezaevlerindeki kantinlerde satılan radyolara burada el konuluyor. FM kanalları çeken tek kanallı radyo satın almamız dayatılıyor.

* Diğer cezaevlerinden buraya sevk edilen arkadaşlarımız çıplak aramaya maruz kalıyor, kabul etmeyenler saldırı ve işkenceye uğruyor. Darp raporu almak için de hastane ve doktora götürülmüyorlar.

* Cezaevi kapasitesi bin 500 tutuklu olmasına rağmen doktor bulundurulmuyor. Acil durumlarda da ambulans ya gelmiyor ya da geç geliyor. İlaçlar çok geç veriliyor. Bazı ilaçları da paramızla almamız dayatılıyor.

* Dilekçelerimize cevap verilmiyor. Yaptığımız suç duyuruları savcılığa götürülmüyor, işleme konulmuyor.

* İHD, CİSST gibi insan hakları derneklerine yaşadığımız sorunları aktaran mektuplara el konuluyor. Taahhütlü gelen mektupların dışında verilmiyor. Mektuplarımız da çok genç gönderiliyor.

* Yöresel giyimli fotoğraflarımıza el konuluyor, yırtılıp atılıyor.

* Kitapların toplatma kararı olmamasına rağmen el konuluyor. Bazı dergiler verilmiyor. Kişi başına sadece 7 kitap veriliyor.

* Rutin aramalarda ince aramalar yapılıyor. Personeller, tahrik edici davranışlarda bulunuyor. Askerlerin aramaya dahil edilmesiyle provokatif bir zemin yaratılıyor. Tutsaklar, askerlerle karşı karşıya getirilmek isteniyor.

* İaşe bedelimiz karşılanmıyor. Verilen yiyeceklerin kalori oranı çok düşük, nicelik düzeyi çok az, niteliksiz, hijyenik olmayan bir şekilde hazırlanıp veriliyor. Açlıkla terbiye etme politikası güdülüyor.

* Ağır hasta arkadaşlarımızın ve diğer arkadaşlarımızın hastaneye sevkleri yapılmıyor.

* Hiçbir sosyal haktan yararlanamıyoruz. Sohbet, resim atölyesi, spor gibi haklarımız gasp ediliyor. Her gün hoparlörlerden anonslar yapılmasına rağmen bu yönlü taleplerimiz reddediliyor.

* Bazı tutsaklarda verem şüphesi gözlemlendi. Bu tutsakların doktora götürülmesi ve tedavi edilmeleri engelleniyor. Tutsaklar revire götürülmüyor. Sıcak su olmadığından hijyensiz bir ortamda verem salgının yayılmasından endişe ediliyor.

Görüşmeye giden tutsak yakınları, cezaevine şişme mont, lacivert giysilerle gelenlerin içeri alınmadığını, hasta ve çocuklu kadınların saatlerce ayakta bekletildiğini söyledi. Küçük yaşta çocukların taktığı küpelerin dahi çıkartıldığını belirten aileler, bir tutsak yakınının cebi yırtık diye montla girmesine izin verilmediğini ve kadınlara, “Pediniz var mı?” diye sorulduğunu; eğer varsa göstermesini istediklerini dile getirdi.

Ağrı Cezaevinde ise 45 gün açlık grevi yapan tutsaklar, aileleri aracılığıyla şunları aktardı: “Tutsakların sağlık durumu hayati risk oluşturmaya başladı. Sürekli aramalar yapılıyor. Tokmak ve benzeri araçlarla pencereler sürekli vuruluyor. Tutsaklara günde onlarca kez göz taraması yaptırılıyor. Günlük gazeteler verilmiyor. Tutsaklar 6’şar kişilik gruplar halinde koğuşlarda tecrit altında tutuluyor. Hiçbir sosyal haklardan yararlandırılmıyor.”

İZMİR

İzmir’de yaşayan Betül Özdemir, çocukları ile birlikte 29 Kasım günü Silivri 2 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan eşi Mehmet Özdemir’in görüşüne gitti. Ancak kurum girişinde görüş öncesi yapılan üst araması sırasında, bir gardiyanın kendisini taciz eder bir biçimde arama yapması üzerine görevli gardiyana tepki gösterdi. Söz konusu gardiyanla kısa süreli tartışan Özdemir hakkında cezaevi idaresi tarafından soruşturma açıldı.

Taciz biçiminde yapılan üst aramasına karşı çıktığı için Özdemir’e soruşturma sonucunda, “ceza infaz kurumunun düzen ve güvenliğini bozduğu” gerekçesiyle 3 ay görüş yasağı verildi.

Özdemir ise, arama sırasında kendisine “taciz” denecek şekilde arama yapılması üzerine tepkisini gösterdiğini ifade etti. Bunun üzerine bir gardiyanın "Ben sana soyun dersem soyunacaksın" diyerek üstüne yürüdüğünü aktaran Özdemir, söz konusu gardiyana yaptığının “ahlaksızlık olduğunu” söylemesi üzerine ise gardiyanın "Ben sana bir ceza isteyeyim de sen gör" dediğini ve ardından ceza verildiğini söyledi.

ELAZIĞ

Elazığ Yüksek Güvenlikli 2 No’lu Cezaevi’nde ise kimlik dayatmasını reddeden tutsakların, sloganlar atarak kapı vurma eylemi yaptıkları belirtildi. Bunun üzerine tutukluların darp edilerek tek kişilik hücrelere konulduğu öğrenildi.