Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi'nde açlık grevlerini süresiz dönüşümsüz olarak devam ettirme kararı alan tutsaklar, aileleri aracığıyla açıklama yaptı. 6 tutsağın 10 Nisan'da, 4 tutsağın ise 13 Nisan'da açlık grevi eylemine başladığı vurgulandı. Ömer Baran, Ahmet Erdoğan, Mustafa Muhammet Ali, Mehmet Emin Vural, Metin Keleş, Şahin Tan, Selahattin Direk, Zuhat Özkan ile isimleri öğrenilemeyen iki tutuklu süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemine katıldı.
 

9 KİLO KAYBETTİ

10 Mart'tan bugüne kadar "tek kişilik hücreden çıkma" talebiyle açlık grevinde olan tutsak Deniz Özdemir’in gün geçtikçe sağlık sorunlarının baş gösterdiği ve 9 kilo kaybettiği öğrenildi.
 

OSMANİYE’DE 7 TUTSAK EYLEME BAŞLADI

Osmaniye T Tipi Kapalı Cezaevinde ise, İnan Akın, Recep Kaya, Ahmet Altay, Sedat Aydın, Sinan Koyuncu, Erdal Dağhan ve Hasan Muhammed İbiş adlı tutsakların 10 Nisan’dan itibaren süresiz dönüşümsüz eyleme başladığı aileleri aracılığıyla ifade edildi.

BAFRA’DA 11 GÜNDÜR DEVAM EDİYOR

Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan 6 tutsağın 11 gündür süresiz dönüşümsüz açlık grevinde olduğu öğrenildi. Tutsaklar aileleri aracılığı ile gönderdikleri mesajda, Sinan Salhan, M. Ziyayettin Güler, Orhan Alkan, Ercan Yakut, Süleyman İlhan ve Mehmet Yıldırım’ın 11 gün önce süresiz dönüşümsüz açlık grevine başladığını iletti.

TUTSAKLARDAN MEKTUP
 

Ankara Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'nde 23 Şubat’ta 7 kişi ile başlanan süresiz dönüşümsüz açlık grevinin 25 kişiyle devam ettiği kaydedildi.  Tutsakların aileleri aracılığıyla gönderdiği mektupta, “İmralı’daki tecrit kırılana kadar direnişimiz büyüyerek devam edecektir” denildi.

10 Nisan’da gönderilen mektupta şunlar ifade edildi:

"Bizler 23 Şubat’tan beri süresiz dönüşümsüz açlık grevinde olan siyasi tutsaklar olarak bu greve iki amaçla başladık.

Amaçlarımızdan birincisi ve en önemlisi Kürt Halk Lideri Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin kaldırılmasıdır. İkinci talebimiz ise Kürdistan illerindeki işgal ve ablukaların son bulmasıdır.

Bizler siyasi tutsaklar olarak şunun farkındayız ki, bütün yaşananlar İmralı’daki tecritle doğrudan bağlantılıdır. Tecrit kırılmadan ne zindanlardaki hak ihlalleri ve de baskı ve zulüm son bulmaz. Çünkü Kürt halkına karşı geliştirilen bu soykırım ve işgal operasyonlarının merkezinde Önderliğe uygulanan tecrit vardır. Yaşananlar Kürt halkına karşı geliştirilen bir darbedir ve bu darbeye ilk önce önderliğimizin düşüncelerinin tecrit edilmesiyle başlanmıştır.