AB DAİŞ’in giriş çıkışlarını engellemeyi tartışıyor
AB DAİŞ’in giriş çıkışlarını engellemeyi tartışıyor
AB DAİŞ’in giriş çıkışlarını engellemeyi tartışıyor
Suriye ve Irak’ta yaptığı katliamlarla bilinen Irak Şam İslam Devleti (DAİŞ) çetelerine katılan bireylerin Avrupa üzerinden seyahatlerini engellemek için çalışmalar sürdürülüyor. AB içişleri bakanları, Lüksemburg’da yaptıkları zirvede DAİŞ ve diğer radikal örgütlere üye kişilere karşı uçuş kontrollerinde değişiklikler yapmayı düşünüyor.
Önerilen önlemler arasında, ‘terör şüphelisi’ olarak bilinen kişilerin isimlerinin gümrük kontrol sistemlerine işlenmesi ve ya bu kişilerin pasaport ve kimlik kartlarına el konulması da bulunuyor.
Avrupa Birliği Komisyonu’nun İçişleri Komiseri Cecilia Malmström, DAİŞ ve benzeri terör örgütlerine katılmak üzere Avrupa’yı terk eden kişilerin engellenmesi gerektiğini söyledi. Malmström, uçak seyahatlerine ilişkin verilerin kaydedilmesi ve şüphelilerin pasaportlarına el konulması gibi önlemlere ek olarak, AB sınırlarının daha net kontrol edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
AB ‘Anti-Terör Özel Temsilcisi’ Giles de Kerchove ise, “kaybedecek zamanımız yok” diyerek, Avrupa’dan DAİŞ ve diğer örgütlere katılan çete mensuplarına karşı önlem alınması gerektiğini söyledi. Ancak Kerchove, havaalanları ve diğer gümrük kapılarındaki yoğun kontroller ile yolcuların saatlerce bekletilmesinden yana olmadıklarını da kaydetti.
MEVCUT YASALARLA UYGULANMASI ZOR
Avrupa ülkelerinden DAİŞ ve diğer şiddet uygulayan örgütlere geçişleri önlemek ise mevcut yasalarla oldukça zor. Çoğunluğu AB üyesi olan 26 Avrupa ülkesinin taraf olduğu Schengen Antlaşması’na göre, bu ülkelerin vatandaşları Schengen sınırları içerisinde kontrol edilmeden seyahat dolaşma hakkına sahipler.
Schengen ülkeleri havaalanlarında yapılan kontrollerde, sadece bazı pasaportlar SIS adı verilen bilgi sistemine işleniyor. Bu sistemde, Schengen ülkeleri içinde aranan kişilere ait bilgiler yer alıyor, ancak tüm yolcuların pasaportlarının bu sistemde araştırılması halinde yolcuların saatlerce bekletilmesi gerekiyor.
AB Özel Temsilcisi Giles de Kerchove DW radyosuna verdiği kısa mülakatta, Türkiye gibi ülkelerden gelen uçaklardaki yolcuların kontrol edilebileceğine dikkat çekti. Kerchove, “yasalarca mümkün olan kontroller ile daha kapsamlı kontroller arasında oldukça önemli bir fark var” diyerek, Avrupa Sınır Polisi Frontex’in önemine değindi. Kerchove, Frontex gümrük memurlarının bazı istikametler ve ya yolcu gruplarını nasıl daha iyi kontrol edebileceklerinin ele alınacağını da kaydetti.
AB içişleri bakanlarının mevcut durumda tüm seyahat yasalarını gözden geçirmek gibi bir niyetleri yok. Ancak, DAİŞ üyelerinin sınırlardan geçirilmemesi konusunda bir uzlaşma söz konusu.
DAİŞ ve diğer örgütlere üye kişilerin seyahatlerinin engellenmesi için, SIS adı verilen veri sistemine terör şüphelisi bireylerin bilgilerinin kaydedilmesi de tartışılıyor. Bu sayede gümrük memurlarının kontroller sırasında seyahat eden kişilerin DAİŞ ve ya benzeri bir örgüte üye olup olmadığı anlaşılabilecek.
PASAPORT VE YA KİMLİKLERİNE EL KONULMASI TARTIŞILIYOR
AB İçişleri Bakanları Zirvesi’nde Almanya’nın bir önerisi de tartışma konusu oldu. Buna göre, yurtdışında savaşan örgütlere üye kişilerin pasaportlarına el konulması isteniyor. Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere tarafından gündeme getirilen öneri, Fransa ve Büyük Britanya tarafından da destekleniyor. Fakat bunun, DAİŞ çetelerinin geçiş ülkesi olan Türkiye için pek bir başarı getirmesi beklenmiyor. Zira, AB üyesi ülkelerin vatandaşları sadece kimlik kartları ile Türkiye’ye seyahat edebiliyor.
Thomas de Maiziere, Alman Anayasası’na aykırı da olsa, terör şüphelisi kişilerin kimlik kartlarına el konulmasını ve sadece Almanya’da seyahat etmelerine imkan verecek bir belge ile değiştirilmesini de istiyor. Bu önerinin Almanya’daki tüm siyasi partilerce desteklenebileceği de kaydediliyor.
ABD TARZI VERİ KAYDETME SİSTEMİ GÜNDEMDE
AB İçişleri bakanlarının üzerinde uzlaştığı bir diğer önlem ise, ABD’de 2001 yılından bu yana hayata geçirilen ve yolcuların tüm bilgilerini kaydetmeyi öngören sisteme geçilmesi. PNR (Passenger name record) adlı bu sistemde, seyahat edecek kişilere ait bilgiler uçak biletini satın aldığı andan itibaren kayıtlara işleniyor.
Avrupa’daki birçok uzman, daha önce Avrupa Parlamentosu tarafından bloke edilen bu sistemin geri dönmek isteyen ‘cihadistlerin’ yakalanması için yegane önlemlerden olduğunu düşünüyor. Koalisyon güçlerinin DAİŞ çetelerine yönelik hava saldırıları nedeniyle Avrupa’ya geri dönecek olan çete üyelerinin sayısının artabileceği şüphesi de, PNR sisteminin hayata geçirilmesini isteyenlerin elini güçlendiriyor.
İNTERNET SAĞLAYICISI ŞİRKETLERLE İŞBİRLİĞİ GÜNDEMDE
Avrupa ülkelerinin DAİŞ’e karşı önlemleri kapsamında internet üzerinden yaptıkları propagandanın engellenmesi de gündemde. Uzun sürecek hukuki yollar yerine, AB ülkeleri direkt olarak internet sağlayıcısı şirketlerle işbirliğinden yana.
Bu kapsamda, Google, Microsoft, Facebook ve Twitter gibi dev şirketlerin temsilcileri ile Lüksemburg’da yapılan görüşmelerde uzlaşıya varıldı. Bu şirketler, DAİŞ’e ait sosyal medya ağlarındaki gönderiler ile internet sayfalarının bloke edilmesini sağlayacaklarını kaydettiler.
Uzmanlara göre, batılı büyük şirketlerin DAİŞ’e yönelik kısıtlamaları tümüyle olmasa da önemli oranda propagandasını zayıflatacak. Ancak, DAİŞ üyelerinin şimdiden batılı internet sağlayıcıları ve sosyal ağlar yerine, Rusya’daki sosyal medya ağlarına yöneldikleri de biliniyor.