Ümraniye’de değişim mümkün

İstanbul’un büyük ilçelerinden Ümraniye’nin en büyük sorunlarından biri kentsel dönüşüm. HDP, ranta dayalı bu dönüşüme karşı çözümün mümkün olduğunu söylüyor.

İstanbul’un 700 bine yakın nüfuslu ilçesi Ümraniye, 2004 yerel seçimlerinden bu yana AKP’nin neredeyse kalesi durumunda. Epey büyük bir nüfus barındıran ilçenin en büyük sorunlarından biri ise kentsel dönüşüm. Bir zamanlar İstanbul’un en büyük gece kondu semtlerinden biri olan Ümraniye, kentsel dönüşüm adı altında yürütülen rant odaklı bu talanın hedefinde. AKP’nin buradaki seçim vaatleri, Erdoğan’ın son dönem dilinden düşmeyen millet kıraathanesi, millet bahçesi ve yoldan öteye geçemiyor. HDP ise burada hem yerel düzeyde yapacaklarını hem de AKP-MHP faşizmini teşhir ederek çözümlerini anlatıyor.

Ümraniye HDP’nin de Anadolu yakasında ilçe eşbaşkan adaylığı çıkardığı yerlerden biri. Emekli bir öğretmen olan Ümraniye HDP İlçe Eşbaşkan Adayı Kadriye Doğan, ilçeye dair sorunları konuşmaya başladığımızda ilk olarak kentsel dönüşümden bahsediyor. Doğan, Ümraniye’de sadece kentsel dönüşümle değil, birçok kent sorunuyla boğuşulduğunun altını çiziyor. Özellikle de trafik. Erdoğan’ın büyük başarı olarak açılışına katıldığı fakat beklenen süreden bile geç faaliyete geçen Üsküdar- Çekmeköy arası metronun odağındaki Ümraniye’de, trafik sorunun hala devam ettiğini belirtiyor.

31 Mart yerel seçimleri her yerde olduğu gibi burada da genel siyasetten bağımsız ele alınmıyor. Eski adıyla 1 Mayıs, şimdiki ismiyle Mustafa Kemal Mahallesi seçim bürosunda buluştuğumuz HDP’liler sahada genellikle bunu gördüklerini ifade ediyor. Eski yerel seçimlerde genellikle adaya verilen oy, Erdoğan’ın seçim alanlarına inmesi ve söylemleriyle başka bir şekle bürünmüş durumda.

ERDOĞAN’IN NEFRET DİLİ

Kadriye Doğan, Erdoğan’ın söylemlerinin sokakta belli bir kesim tarafından ciddiyetle ve tehlikeli bir şekilde kabullendiğini söylüyor. Doğan, şunları anlatıyor: “Yerel seçimlerde bugün yerele dair sıkıntılar yerine TV’lerde politikacıların küfür ve hakaretleri uçuşuyor. Elbette bu sokağa da yansıyor, belli bir kesim bunu alıyor kendine. Kutuplaşmayı artırıyor. Konuştuğumuz bir kadın ‘Türkiye’de çok fazla özgürlük var biraz daha sıkı olsa, idam gelse bu kadar boş konuşan olmaz’ diyordu. Bu nefret dilinin sokağa yansımasıdır. Erdoğan yine de başta partimiz HDP olmak üzere herkesi hedef göstermeye devam ediyor.”

Doğan, elbette bu kesime karşılık olarak hala barış ve huzur isteyen büyük bir kesimin de var olduğunun altını çiziyor.

SEÇİMLERE GÜVENSİZLİK YÜKSEK

Yoğun bir seçim çalışması sürecinden geçtiklerini belirten Doğan, halkta ciddi bir kaygı gördüğünü ifade ediyor. Doğan, şöyle devam ediyor: “Çünkü insanlarda seçime yönelik bir güvensizlik var. Bunun yanında mevcut duruma da ciddi bir itiraz var. Öncelikle ekonomik çöküntüye yönelik. Pazarları dolaşırken insanlara ‘bol kazançlar’ dediğimiz zaman bile bize ‘ne kazancı, kazanç kalmadı ki satış yok, pazar boş’ diye cevap veriyorlar. Bu toplumsal çöküntüye karşı HDP, barışı ve huzuru, yani ülkenin geleceğini talep eden tek siyasi hareket.”

UMUTSUZLUK VE BEKLENTİ İÇ İÇE

Özellikle AKP’nin kalesi olan bir yerde tüm bu hedef göstermelere rağmen seçim çalışmalarına hız kesmeden devam ettiklerini belirten Doğan “Evet, biz HDP olarak dışarı çıktığımız andan itibaren büyük saldırıya uğruyoruz. Ama provokasyon olmadığı sürece bir saldırı da olmaz. Zaten bu tarz şeyleri halktan görmüyoruz ki. Bizler pazar yerlerine, esnaflara uğradığımızda ve parti politikalarımızı anlattığımızda bu tarz tepkiler almıyoruz. Aksine insanlar mevcut sistemden bunalmış ve çözüm yolu arıyor. Bizler HDP olarak bu çözümü onlara, diğer partilerden farklı olarak ortaya koyuyoruz. Çünkü bugün evet, halkta bir umutsuzluk var ama bu umutsuzluğun altında bir beklenti de var” şeklinde konuşuyor.

FAŞİZM GERİLEYECEK

Bayram Kara, HEP’in kuruluşundan bu yana HDP geleneğindeki partiler içinde çalışmış ve aynı zamanda ilçe meclis üyesi adaylarından. Kara da siyasetteki karışıklığın ve belirsizliğin sokağa yansıdığı kanısında. Şöyle izah ediyor: “AKP’ye alternatif yokmuş algısı yaratılıyor. Ne yazık ki ana muhalefet partisi de kendisini bunun yerine güçlü bir şekilde koyamıyor ama insanların içinde bulunduğu sıkıntı bir şekilde seçimlere yansıyacak ve AKP- MHP faşist bloku gerileyecek. İnsanlar bu alternatifsizlikten de sıkıldı. Bugün Türkiye’de bu boşluğu doldurabilecek tek parti de HDP. HDP kayyumlara son vereceği gibi buradaki büyük şehirlerde de faşizmin geriletilmesinde büyük rol oynayacak.”

OY VERMEKLE YETİNMİYOR

Özden Öztarhan da seçim çalışmalarına katılan emekli bir işçi. “Ben daha önce sadece oy veren biriydim” diyen Öztarhan, HDP’nin bir kadın partisi olması ve eşit temsiliyetin parti içinde yerleşmesini önemli gördüğünü dile getiriyor. Bir kadın olarak kendi temsiliyetini burada bulduğunu ifade eden Özden Öztarhan, seçim çalışmaları için konuştukları kadınların da bu anlamda HDP’ye kendilerini yakın gördüğünü gözlemlediğini aktarıyor.

RAKİP OLARAK HDP’Yİ GÖRÜYOR

Mehmet Şerif Örük de Ümraniye ilçe meclis üyesi adayı. Örük ilk olarak AKP ve MHP’nin ‘beka sorunu’ olarak ortaya attığı tartışmaya değiniyor. Örük’e göre beka sorunu değil, AKP ve MHP faşizmi sorunu var. Mehmet Şerif Örük, Erdoğan’ın HDP’yi sürekli ‘terörist’ olarak göstermesinin tek sebebinin ise kendisine rakip olarak görmesinden kaynaklandığını söylüyor. Örük, “Erdoğan rakibi olduğumuz bu yerel seçimde çok daha iyi görüyor. Bizler bugün kapı kapı, sokak sokak dolaşıp kendimizi anlatıyoruz. Çünkü bize hiçbir medyada yer verilmiyor ama biz var olduğumuzu gösteriyoruz” diyor.

BİZ ÇÖZMEYE ADAYIZ

Mehmet Şerif Örük, bugün hem ülkenin hem de İstanbul’un bu hale gelmesindeki en büyük payın AKP’de olduğunu ifade ederek, şunları vurguluyor: “İstanbul tamamen betonlaşmış durumda, yeşil alan yok. Son 5-6 yıldır insanlar buradan kaçıyor. Çünkü trafik sorunu, çarpık yapılaşmış, yığılmış, yıpranmış bir kent burası. Biz bunları çözmeye adayız en başta.”