Üç ayda üç Kürt askerin şüpheli ölümü

Türk devletinin, Kürt karşıtlığının köklü bir realitesi olan şüpheli asker ölümleri yeniden tırmanışa geçti. Son üç ayda en az üç Kürt genci zorunlu askerlik sırasında şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti.

Askerliğin zorunlu olduğu Türkiye’de İzmir Aliağa Kapalı Cezaevi’nde Jandarma Er olan Osman Özçalımlı’nın kışlada ölü bulunması dikkatleri yeniden şüpheli asker ölümlerine çevirdi.

Özellikle Kürt gençleri sözkonusu olduğunda “kaza” ya da “intihar” şeklinde kayıtlara geçirilen ölümler, hiçbir zaman ciddi ve tarafsız bir soruşturma konusu olmadı, cinayetler örtbas edildi. Ailelere gelen bilgiler, bu ölümlerin Türk ırkçılığı ve devletin anti-Kürt politikalarının sonucu olduğuna işaret ediyor.

Son üç ay içinde gerçekleşen şüpheli asker ölümleri şöyle:

MUSTAFA ARAZ

11 Mayıs 2020 günü Babaeski’de intihar ettiği öne sürülen Mustafa Araz’ın vücudunda kesik ve morlukların olduğu ortaya çıktı. Ailesi etkin bir soruşturma talebiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu. Kırklareli’nin Babaeski ilçesinde bulunan 1’inci Zırhlı Tugay Komutanlığı Hava Savunma Füze Komutanlığı’nda askerlik yapan Araz’ın 12 Mayıs günü hayatını kaybettiği duyurulmuştu. 23 yaşındaki Mustafa Araz’ın ölümü, “Aniden rahatsızlandığı için yaşamını kaybetti” şeklinde medyaya yansıtıldı. Araz’ın Kağızman'da yaşayan ailesi, cinayet şüphesiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu. Baba Hasan Araz, çocuğunun vücudunda darp izlerinin bulunduğunu anlatarak "Öldürüp, oraya attılar" dedi. Ailenin avukatı da askeri yetkililerin çelişkili ifadeler verdiğini söyledi.

OSMAN ÖZÇALIMLI

1 Ağustos 2020 günü İzmir Aliağa Kapalı Cezaevi’nde Jandarma Er olarak zorunlu askerlik yapan Osman Özçalımlı sabahın erken saatlerinde ölü halde bulundu. Kars Digor Kaymakamı, İlçe Emniyet Müdürü ve İlçe Jandarma Komutanı Özçalımlı’nın ailesine giderek, çocuklarının kalp krizinden öldüğünü iddia etti. Şüpheli şekilde hayatını kaybeden askerin babası Ahmet Özçalımlı ve çevredeki yurttaşlar bu habere tepki gösterdi. Baba Özçalımlı, “Oğlum bana ‘baba beni sıkıştırıyorlar ve bana vatan haini diyorlar. Bana tuzak kuruyorlar benimle uğraşıyorlar’ dedi” diye belirtti.

Bunun üzerine cezaevini arayarak, bir uzman çavuş ile görüştüğünü dile getiren Özçalımlı, “Oğlumun durumunu anlatım ve bana ‘siz merak etmeyin’ dedi. Sabah bize ölüm haberi geldi” ifadelerini kullandı.

AHMET TÜRELİ

24 Mayıs 2020’de Van’da askerlik yapan 21 yaşındaki Ahmet Türeli’nin nöbet tutarken intihar ettiği ileri sürüldü. Göğsünün sol üst tarafında 3 adet G-3 (Piyade tüfeği) kurşunuyla yaralandığı belirtilen Türeli, Van Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. İki gün sonra Van’dan Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne (GATA) sevk edilen Türeli hastaneye ulaşamadan yaşamını yitirdi. İntihar ettiği iddia edilen Türeli’nin cenazesi memleketi Muş’un Malazgirt ilçesine bağlı Bahçe köyüne getirilerek, defnedildi. Türeli’nin ağabeyi Fecri Tüneli, kardeşinin intihar etmediğini, öldürüldüğünü söyledi. Tüneli şunları ifade etti: “Kardeşim sol göğüs üstünden, kalbe bir santim kala G-3 ile 3 mermiyle vuruldu. Bize intihar ettiği söylendi, fakat ben buna inanmıyorum. Kardeşim terhisine az kalmıştı. Bu ayın 31’de gelecekti. Biletini bile kesmiştik. Herhangi bir sıkıntısı yoktu. Neden intihar etsin ki? Bu olay bir hafta önce yaşandı. Dün sabah yaşamını yitirdi. Bugün defnettik. Kesinlikle bunun intihar olmadığını düşünüyoruz ve bununla ilgili gereken soruşturmayı açacağız. Davanın takipçisi olacağız.”

HDP’Lİ SARISAÇ: ASKER CİNAYETLERİ ÖRTBAS EDİLİYOR

Konuya ilişkin bilgi veren ve asker ölümlerinin cinayet olduğunu söyleyen HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç, kışlalarda yaşananların Türkiye’de devlet ve hükümet politikalarının bir sonucu olduğunu vurguladı.

Militarist anlayışın toplumu da bu noktada şekillendirdiğine vurgu yapan Sarısaç, şunları belirtti:

“Hükümetin açıklamaları, genel politikası ve Kürt politikası bir şekilde toplumda bir algı yaratıyor. Dün de Kars Digor’da ki asker ailesini ziyaret ettik. Osman Özçalımlı, aileyi arayıp ‘Beni tehdit ediyorlar, beni kurtarın’ demiş. Aile karakol ile irtibata geçiyor ve birkaç saat sonra Osman'ın ölüm haberi geliyor. Bu kadar bariz bir şekilde cinayet olduğu görülüyor ki; göğsünden üç kurşunla vurulan asker için intihar etti deniliyor. Sadece HDP’li olan Kürde değil, sınır ticareti yapan Kürde her şekilde vatan haini olarak bakılıyor ve böyle bir algı yaratılmış. AKP’nin Kürt düşmanlığında insanları getirdiği nokta budur ve cezasızlık politikası uygulanıyor. Bu olayların hiç birinin ben kalp krizi, silah kazası ya da intihar olduğunu düşünmüyorum. Cinayetler örtbas ediliyor. Çaldıran’da gençlerimiz öldürülüyor ve ‘Biz vurmadık, İran askerleri vurdu' deniliyor. Savcısı, Karakol Komutanı ve tüm yetkililer adeta olayı örtbas ediyor. Oysa bunlar cinayeti aydınlatması gereken kurumlar. Tam bir hukuksuzluk devleti yaratıldı. Kürde karşı her şeyin yapılabildiği bir durum yaratılmış durumda.”