Şerik: Özel savaş, 100 yıldır uygulanan bir savaş stratejisidir

Özel savaşı değerlendiren PKK Yürütme Komitesi Üyesi Cemal Şerik, “Özel savaşı herhangi bir savaştan ayırmak gerekiyor” dedi.

PKK Yürütme Komitesi üyesi Cemal Şerik, “Özel savaş” konulu değerlendirmesinin ilk bölümünde, özel savaşın çıkış koşulları, uygulanma biçimleri ve topluma yansımasını değerlendirdi.

ANF’ye özel savaşı değerlendiren PKK Yürütme Komitesi üyesi Cemal Şerik, özel savaşın bir taktik harekat olarak ele alındığını, daha sonra ise bir strateji olarak geliştirildiğini belirtti. Pentagon’un özel savaşın gelişiminde önemli bir rol oynadığını dile getiren Şerik, “Özel savaş bunda önceki bir mirası devralıyor. Özel savaşı İttihat ve Terakki’ye kadar götürmemiz gerekiyor” dedi.

İttihat ve Terakki’de Teşkilat-ı Mahsusa’nın Enver Paşa tarafından kurulduğunu da hatırlatan Şerik, şöyle konuştu: “1911’de aktifleşiyor, 1914’te ise savaş bakanlığı olarak adlandırılıyor. Daha sonraki yıllarda 2. Dünya Savaşı’nda özel savaş, özel harekat, özel harp olarak ele alınıyor ve böyle ifadelendiriliyor. Ama pratikleşmesi daha çok Teşkilat-ı Mahsusa dönemine denk geliyor.”

Teşkilat-ı Mahsusa’nın ise düzenli ordu, örgütlenme şeklinde oluşmadığını da vurgulayan Şerik, “Ordu kökenliler de yer alıyor, siyasetçiler, bürokratlar da görev alıyorlar.

Yürüttükleri savaş ise, nizami ordu kurallarına göre yürütülen bir savaş değil, cephe gerisinde, dış hatlarda sıcak savaş cephelerinde değil de onu besleyen alanlarda yürütülen bir savaş taktiği” diye konuştu.

Özel savaş kapsamında örgütlenme, propaganda, sabotaj, suikastlar, adam öldürme gibi taktikleri, yöntemleri kullandıklarını da söyleyen Şerik, Teşkilat-ı Mahsusa’nın harekat alanının ise Osmanlı imparatorluğu dönemindeki tartışmalı bölgeleri kapsadığını da vurguladı.

Özel savaşın mimarının, ABD, Almanya olmadığını da belirten Şerik, “İttihat ve Terakki’dir mimarı. Bunun öncülüğünü de Enver Paşa yapıyor. İlk örgütlenme gücü de Teşkilat-ı Mahsusa’dır” dedi.

Özel savaşın dar boyutlarla ele alınmasının ve ABD ile anlatılmaya başlanmasının da doğru olmadığını dile getiren Şerik, şunları belirtti: “Özel savaşı herhangi bir savaştan ayırmak gerekiyor. Daha önceki savaşlar belirli bir sistem dahilinde gerçekleşmişti. Sınıflı devletlerin ortaya çıkışından günümüze kadarki savaşları bunların içerisinde değerlendirebiliriz. Ordu düzeni, savaşı yürütme düzeni, savaş taktikleri var.

Özel savaş kurallarla belirlenmiş bir savaş değil. Alışıla gelmiş savaşlar gibi değil. Gayri nizamidir. Kurallı değil, kuralsız bir savaştır. O kuralsız savaş da her yerde aynı şekilde sürdürülmez. Kürdistan gibi özgürlük mücadelesi yürütülen bir ülkede, özgürlük güçlerine karşı yürütülen savaşla aynı değildir”

ÖZEL SAVAŞIN PSİKOLOJİK BOYUTU

Özel savaşın sadece özel harekat güçlerine bağlı bir şekilde yürütülmediğini de vurgulayan Şerik, psikolojik boyutu olduğunu da belirtti. Psikolojik savaşın toplumun bilincine akma, düşüncesini yönlendirebilme, davranışlarına hakim olma, hükmetme şeklinde olduğunu kaydeden Şerik, “Bu yapılıyorsa özel savaş başarılı olmuş olarak kabul edilir” dedi.

Türkiye’de de özel savaşın psikolojik boyutunun böyle yürütüldüğünü sözlerine ekledi.

Din istismarcılığının da yüzyılı aşkın bir zamandır yapıldığını belirten Şerik, “Pan İslamcı, Pan Türkçü düşünce ile toplum eğitiliyor” diye konuştu.

‘12 EYLÜL’DEN SONRA TÜRK İSLAM SENTEZİ RESMİ DEVLET İDEOLOJİSİ HALİNE GELDİ’

12 Eylül’den sonra ise Türk -İslam sentezi diye ifadeye kavuşturulan bu düşüncenin devletin resmi ideolojisi haline geldiğini söyleyen Şerik, “40 yıldır da toplum o düşünce ile eğitilmiş, hazırlanmış durumda. Bugünkü kuşaklar 12 Eylül’ün yarattığı sistemde yetişmiş kuşaktır. 12 Eylül sadece askeri değil, yeni bir nesil yarattı. Şimdi bu kesim toplumun büyük bir kesimini oluşturuyor. Bu kesime AKP/MHP faşizmi, silahları veriyor ve kendilerinin dışındakilere karşı savaştırılıyor. 12 Eylül’ün yarattığı toplum, tam bir özel savaş kitlesidir” dedi.