AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın Efrîn’e yönelik işgal tehditlerini ANF’ye değerlendiren Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Efrîn’in işgalinin Kürt düşmanlığının ilanı olduğunu vurguladı. Dış ve iç siyasette sıkışan Erdoğan’ın Efrîn üzerinden iktidarının ömrünü uzatmaya çalıştığına işaret eden Öztürk, bu saldırgan politikaların sonuçlarının ağır olacağını kaydetti.

Bunun, Türk devleti ve hükümetinin Rojava’ya dönük ilk saldırı tehdidi olmadığını hatırlatan Berdan Öztürk, bu saldırgan politikalarla dört parçadaki Kürtlerin statü sahibi olmamasının amaçlandığını vurguladı. Efrîn’e yönelik saldırıların Kobanê sürecinden bağımsız olmadığına işaret eden Öztürk, bu işgal girişiminin, işi Güney Kürdistan‘da yapılan bağımsızlık referanduma karşı Kürtleri aç bırakma tehdidinde bulunmaya kadar vardıran AKP ve Erdoğan rejiminin Kürt düşmanlığının ilanı olduğunun altını çizdi.

‘EFRÎN ÜZERİNDEN İKTİDARLARINI UZATMAYA ÇALIŞIYORLAR’

Erdoğan’ın Efrin’e yönelik tehditlerinin dış ve iç siyasette sıkışmışlığın dışa vurumu olduğunu belirten Öztürk, “Zaten Suriye politikaları iflas etti, Emevi Camisi’nde namaz kılacaklardı, olmadı; önce Rus uçağını düşürdüler, sonra onlara sığındılar. Ülke içerisinde de durumları iyi değil; ekonomik ve siyasal anlamda iyice sıkışmış vaziyetteler. Bunu aşabilmek için de milliyetçi cepheye oynuyorlar. Tabii ki bir düşman gerek. Önlerinde kim var? Kürtler var. Efrîn üzerinden içerideki milliyetçi cepheyi güçlendirip, tahakküm ederek iktidarlarının ömrünü uzatmaya çalışıyorlar” diye konuştu.

‘OLASI BİR SAVAŞ FARKLI ALANLARA DA SIÇRAR’

Öztürk, bugün vekaleten üçüncü dünya savaşının yaşandığı Ortadoğu coğrafyasında, Rojava’daki Kürtlerin kendilerine üçüncü bir yol seçtiğini ve bu yolda yürümeye devam ettiklerini vurguladı. Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) aynı zamanda DAİŞ çetelerini ilk yenilgiye uğratan güçler olduğunu hatırlatan Öztürk, “DAİŞ’i bölgeden temizleyen ve art arda zaferler kazanan QSD Ortadoğu’da bir güç olduğunu gösterdi. Bu anlamda QSD ve Kuzey Suriye Federasyonu bir güçtür. Siz eğer bir güce karşı harekete geçerseniz onun sonucuna da katlanmak zorundasınız. Efrîn’e olası bir saldırı, farklı alanlara sıçrayacak 10 yıllık bir savaş anlamına da gelir ki bu da büyük yıkımlara yol açar. Ne Rusya ne Amerika ne Suriye ne de İran bunu göze alır” dedi. Suriye’de siyasi bir çözüme gidilirken, Türkiye’nin bölgeye tekrar savaşı dayattığına işaret eden Öztürk, hava sahasının açılması için Rusya’dan onay almaya çalışan Erdoğan rejiminin bunu hiç önemsemediğini, zaten savaşacak olanların da onların çocukları olmayacağını hatırlattı. Öztürk, Türkiye’nin radikal Selefilerin içinde yer aldığı ÖSO ile hareket etmesinin de savaşı derinleştireceğini ekledi.

‘SONUÇLARI HEPİMİZ İÇİN AĞIR OLUR’

Efrîn’de yaşanacak her gelişmenin Kürdistan’ın dört parçasına da yansıyacağını belirten Öztürk, bu işgal girişiminin vahim sonuçlara yol açacağı uyarısında bulundu. Kürtlerin böylesi bir saldırı karşısında sessiz kalmayacağını vurgulayan Öztürk, “Siz gideceksiniz, başka bir devletin sınırları içerisinde Kürtlerin hakim olduğu bir alana saldıracaksınız. Üstelik oradaki Kürtlerin Türkiye’ye yönelik tek bir saldırısı, tek bir kurşun sıkmışlığı yok. Bu nedir? Malumun ilamıdır. Malumun ilamı nedir? Kürt düşmanlığıdır. Bu kabul edilebilecek bir şey değil ve bu düşmanlığa karşı da Kürtler sessiz kalmaz. Kobanê süreci hepimizin hafızalarında tazedir. Umarım ki Türkiye halkları da bu sonuçları görüp, gereken tepkiyi gösterirler ve buna engel olurlar çünkü bunun sonucu hepimiz için ağır olur” dedi.