2018 bütçe görüşmelerinde konuşan HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, DBP'li belediyelere kayyum atanmasına ilişkin Başbakan Binali Yıldırım'ın "onların durumu özel" sözlerine hatırlatarak, AKP'nin ülkenin üçte birinde seçim sonuçlarını iptal ederken, halkın iradesini tarumar ettiğini söyledi.
Meclis Genel Kurulu'ndaki 2018 merkezi bütçesi görüşmeleri, ikinci gününde Cumhurbaşkanlığı, Meclis ve Başbakanlık ile bağlı kuruluşların bütçelerinin görüşmeleriyle sürdü.
FIRAT: KUDÜS KARARI YENİ DEĞİL
HDP adına konuşan Mersin Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, boş meclis sıralarını gösterip bütçe görüşmelerini 12 Eylül öncesi günlerle kıyaslayarak, "Bütçeler devletin, milletin DNA'sıdır. Siyasetin hangi yönde ilerlediğinin, ekonominin hangi yönde gittiğinin bu yasaya bakarak çözümlemesi mümkündür" dedi.
Fırat, ABD'nin Kudüs kararı sonrası Türkiye'nin tutumunu da eleştirerek, "Bir yandan da gücümüz yetene efelenebiliyoruz. Kudüs'ün İsrail'in başkenti olması yeni bir sorun değil, İsrail tarafından otuz yıl önce alınan bir karar. Yeni olan hadise, Amerika Birleşik Devletleri'nin kendi büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşımasıdır. Peki, ne tepki veriyoruz? 'İsrail'le diplomatik ilişkimizi keseriz.' Diplomatik ilişki kesilecek olan İsrail değil, otuz yıl öncekiydi o. Bugünkü olay Amerika Birleşik Devletleri'yle. Eğer hakikaten birileriyle diplomatik ilişki kesilmesi gerekiyorsa bu Amerika Birleşik Devletleri'dir fakat nedense ona herhâlde fazla gücümüz yetmiyor, onun için öbürüne dönüyoruz. Bunlar toplumun kabul edemeyeceği şeyler" diye konuştu.
ÖNDER'DEN YILDIRIM'A YANIT
HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise Türk Başbakan Binali Yıldırım'ın kayyum atanan DBP'li belediyelere ilişkin sarf ettiği "onların durumu özel" sözlerine şöyle tepki gösterdi:
"Asrın liderinin seslenişiyle seslenmek istiyorum: Ne özeli, genel, genel. Ne özeli? Özel olan Ataşehir Belediyesi, bir tane. Siz bu memlekette 94 tane belediyeyi gasp edeceksiniz, ona da özel diyeceksiniz. Sonra da milletten bir uyum, kardeşlik, kaynaşma bekleyeceksiniz. İşte 'Hayr umulur mu böyle bir gecenin seherinde', tam burada yatıyor. Bu memleketin coğrafi olarak üçte birinde seçim sonuçlarını mülga saymışsınız, üçte birinde seçim sonuçlarını iptal etmişsiniz, gasp etmişsiniz. Üstelik nasıl yapmışsınız bunu? 411 sayılı torba yasayla. 'Kayyum'u o zaman icat etmişsiniz, yüzyılın icadı AKP'nin. 'Ne lazımsa yaparız.' diyorlar. Bugünlerde CHP'yle Kemalizm yarışına girmişler. İyi olan kazansın diyoruz, biz bu yarışta yokuz.
'ÖNCE GASP EDECEK, SONRA BİR OLALIM DİYORSUNUZ...'
Böylesine bir memleketin üçte 1'inde -3'ü büyükşehir, 10 vilayet, 72 tane ilçe, 12 tane belde- siz, burada, halkın 'Bu beni yerelde yönetebilir, yönetmeli ve bu yönetmeli' dediği iradeyi bir ay içerisinde tarumar edeceksiniz, sonra da buna 'özel' diyeceksiniz. Ya özel ile genelin tanımını bilmiyoruz biz ya da Başbakan bundan bihaber. Hikâyenin kalbi burada atıyor. Siz, bu 94 belediyenin seçmenine 'Ya kutuplaşmayalım, kıvançta ve tasada bir olalım.' derseniz, size hangi organıyla gülmesini istersiniz? Seçin, beğenin. Sen benim irademi yok sayıyorsun, gasp ediyorsun, sonra da bana dönüp 'Kıvançta ve tasada bir olalım' diyorsun. İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz; bunları da ezberleyin, Kemalizm konkurunda bunlar hep size lazım olacak. Ondan sonra, bunu bekliyorsunuz."
SANCAR: BÜTÇE CEZAEVLERİNE YATIRIM YAPIYOR!
HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar ise hükûmetin bütçe görüşmelerinde önümüzdeki yıl için yatırımları da dile getirdiğini ve bunlarla övündüğünü, övünülen yatırımların yeni cezaevleri olduğunu söyledi.
Sancar, şunları ifade etti: "Adalet alanında, yargı ve hukuk alanında ne vadediyor bu bütçe? İlk karşımıza çıkan vaat kalemi yeni cezaevleri inşa etmek, öyle görülüyor. Bugüne kadar yapılanlar yetmemiş anlaşılan, yenileri planlanıyor. Şu an 2018 için 23 yeni cezaevinin inşaatının devam etmesi söz konusu. Toplam cezaevi sayısı 382, ayrıca okuduğumuz haberlere göre önümüzdeki beş yıl için 228 adet daha ceza ve infaz kurumu inşa etmeyi planlıyor Hükûmet ve bunların kapasitesi de 138 bin kişi olacakmış. Yani şu an mevcut tutuklu ve hükümlülerin yüzde 66'sı kadar daha fazla tutuklu ve hükümlü olacağı hesabını yapıyor. Şimdi, bir hükümet bununla övünebilir mi? Bir ülkede cezaevlerinin sayısının artması, suçun, suç oranının arttığını mı işaret eder yoksa yönetimde büyük bir adaletsizlik, çarpıklık ve kriz olduğunu mu gösterir? Hiç şüphe yok ki adaletle yönetildiğini iddia eden hiçbir devlet cezaevleri sayısını artırmakla övünmez, tutuklu ve hükümlü sayısının fazlalığıyla övünmez, övünemez."
DOĞAN: DİYANET'İN BÜTÇESİ KABUL EDİLEMEZ
HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan ise Diyanet İşleri Başkanlığına ayrılan bütçenin her yıl bir önceki yıla kıyasla çok ciddi oranda arttırıldığını söyledi. Doğan, "Alevi yurttaşların ve Müslüman olmayan inançlardan insanlarımızın vergisiyle Diyanet bütçesini oluşturuyorsunuz, bunu biz kabul edemeyiz. Bu, doğru ve ahlaki bir durum da değildir. Kurumun literatüründe de böyle bir şey söz konusu. Yayın organlarına bakarsanız Müslim ve gayrimüslim kelimeleri kullanılmaktadır. Aslında, bu da ötekileştirici bir anlayıştır, bundan da kurumun derhâl uzaklaşması gerekmektedir" dedi.