Öcalan'ın avukatlarından AYM'ye 'tecrit' başvurusu

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan hakkındaki görüş yasağı Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. 

Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine Bursa 1. İnfaz Hakimliği'nin, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile İmralı’da tutuklu Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş hakkında “ziyaretçi, yazılı haberleşme, telefon hakkı ve avukat görüşmesi” yasağı getirmesi ve kararın Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından onanması üzerine avukatlar, dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı. 

'ULUSAL VE ULUSLARARASI HUKUK İHLAL EDİLİYOR'

Mezopotamya Ajansı'nın (MA) haberine göre, Öcalan’ın avukatları tarafından yapılan başvuruda, Öcalan’ın son 6 yıl 10 aydır, diğer başvurucuların ise İmralı Cezaevi’ne nakledildikleri günden bu yana, 3 yıl 2 aydır tüm avukat görüş başvurularının Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından reddedildiğine yer verildi. 

Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) İşkence ve Kötü Muamele Yasağı, Adil Yargılanma Hakkı, Özel ve Aile Yaşamına Saygı Hakkı, Ayrımcılık Yasağı’nın ihlal edildiğine değinilerek, “Bu uygulama ile yine AİHS’de yer alan Olağanüstü Durumlarda Yükümlülük Azaltma (Md.15) maddesi, temel hak ve özgürlüklerin Sözleşme de öngörülenden daha geniş sınırlandırılmasını engelleyen hakkın kötüye kullanılması yasağı (AİHS Madde 17) maddesi ile Sınırlamaların Amaç Dışı Kullanılmaması (AİHS Md.18, Anayasa Md. 15) ilke ve kuralları da ihlal edilmiştir” denildi.

'DELİL YOK'

Söz konusu karar ve uygulamanın “birkaç açıdan hukuken öngörülebilir değildir” ifadesine yer verilen başvuru metninde, "Aile ziyaretleri ile ilgili hukuka aykırı hiçbir delil, bulgu ve belge veya tutanak söz konusu değildir. Kaldı ki tutuklular için yer verilen yukarıdaki kanun maddeleri ile aşağıdaki avukat görüşmelerini düzenleyen kanun maddelerinin hiçbirinde aile ziyaretinin yasaklanması hususu düzenlenmemektedir. Buna rağmen aile ziyaretlerinin kararda yasaklanmış olması açık hukuka aykırılığı göstermekte, ‘öngörülebilme’ kriterini ortadan kaldırmaktadır” diye kaydedildi.

Anayasal kuralın ihlal edildiğini vurgulayan avukatlar, savcılık talebinde ve hakimlik kararı içerisinde yer verilen disiplin cezalarının tamamının 2005-2009 yılları arasındaki disiplin cezaları olduğunu hatırlattı. 

'AİHM VE CPT STANDARTLARI DİKKATE ALINMALI'

Avukat görüşlerinin hukuka aykırı yasaklandığına dikkat çekilen metinde, hukuk dışı gerekçelerin öne sürüldüğü belirtildi.

Hukuka aykırılığın katmerleştirildiğinin kaydedildiği başvuruda, AİHM kararları ile birlikte özellikle CPT’nin belirlediği standartlar ve Türkiye hakkında hazırladıkları raporların da göz önüne alınması gerektiği ifade edildi.

Başvuru metninde, "Tüm bu nedenlerle başvurucuların söz konusu kararla içinde bırakıldıkları ağır tecrit koşullarının işkence ve kötü muamele yasağının ihlalini oluşturduğunun tespitini talep etmek zorunlu hale gelmiştir" vurgusunda bulunuldu.