Öcalan için CPT, İmralı ve Bakanlığa mektup

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması için İstanbul’dan İmralı Cezaevi, CPT ve Adalet Bakanlığı’na faks ve mektup gönderildi.

İstanbul Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekmek için mektup gönderildi. Öcalan'ın bir an önce siyasi heyet, ailesi ve avukatları ile  görüştürülmesi  için İstanbul'un birçok noktasında İmralı Cezaevi, CPT ve Adalet Bakanlığı'na faks ve mektup  gönderildi. 

'TECRİT SON BULANA KADAR...'

Beyoğlu’nda Taksim Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen HDP yöneticileri ve üyeleri, Öcalan’ın sağlık ve güvenlik koşulları konusunda  kaygılı olduklarını vurguladılar. Polis ablukası içinde Galatasaray postanesinden faks ve mektupları gönderen kitle adına açıklama yapan HDP Beyoğlu İlçe Eş Başkanı Gülsen Biter, barışın ve özgür yaşamın  teminatı olan Öcalan’ın üzerindeki hukuksuz uygulamaların ve ağır tecridin derhal son  bulmasını istedi. Kürt halkı üzerindeki giderek artan baskının sona ermesi ve rehin alınan HDP milletvekillerinin derhal serbest bırakılmasını da isteyen Biter, “Sayın Öcalan üzerindeki tecrit son bulana ve tüm arkadaşlarımız serbest bırakılana kadar mücadelemize devam edeceğiz” dedi. 

MEKTUP

İmralı Cezaevi’ne, CPT ve Adalet Bakanlığı’na gönderilen faks ve mektuplarda şu ifadeler yer alıyor: 

"Sayın Abdullah Öcalan, 18 yıldır hiçbir evrensel hukuk, ilke ve uygulamalarında karşılık bulunmayan, keyfi ve insanlık dışı özel bir politikanın yürütüldüğü ‘İmralı Sistemi’nde’ ağır tecrit koşulları altında bulunmaktadır. Özellikle son 2.5 yıldır derinleştirilen mutlak tecrit koşullarında kendisinden haber alınamıyor; ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmüyor. Son dönemde Ada’daki durum ile ilgili gayriresmi hesaplardan yayılan vahim iddialar son derece tehlikeli ve kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. Sayın Öcalan’ın sağlığı ve güvenliği konusunda kaygılıyız. Bu nedenle bir an önce siyasi bir heyet, ailesi ve avukatları ile görüşme yapılmadan bu kaygılarımız son bulmayacaktır. Ağır tecrit koşullarının bir an önce sonlandırılması en ivedi talebimizdir.”