İrade gaspına karşı artık yalnız değil, dostlarımızla birlikteyiz!

DEM Parti İstanbul İl Eş Başkanı Murat Kalmaz, birleşik mücadelenin eskisinden daha mümkün olduğunu belirterek , Kürtlerin irade gaspına karşı artık yalnız olmadıklarını, dostlarıyla birlikte olduklarını söyledi.

İRADE GASPI

 Colemêrg (Hakkari) belediyesinin 3 Haziran’da  AKP-MHP iktidarı tarafından gasp edilmesine yönelik tepkiler devam ediyor. Özellikle İstanbul’da geniş bir çevrenin tepki gösterdiği ve halen devam eden eylemler 29 Haziran Cumartesi günü geniş katılımlı bir miting ile devam edecek.

Türkiye ve Kurdistan'da irade gaspına yönelik geniş çevrelerden gelen tepkiler, iktidarın yeni gasp planlarını zora sokuyor. 2016 ve 2019 seçimleri sonrası belediyelerde yaşanan irade gaspına yönelik tepkilerin çok ötesinde, geniş katılımlı bir tepkinin özellikle Türkiye’de oluşması, iktidara verilen desteğin azaldığını, seçimlerde aldığı yenilginin de geçici olmadığını gösteriyor.

Özellikle İstanbul’da, bugüne kadar bu çapta yapılmamış protestoların çok geniş kesimler tarafından yapılıyor olması dikkat çekiyor.  

İSTANBUL’DA GENİŞ ÇAPLI EYLEMLER

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adıyla örgütlenen eylemlerin planlayıcılarından ve bu ittifakın kurucularından olan DEM Parti’nin İstanbul İl Eş Başkanı Murat Kalmaz, yaşanan süreci ve İstanbul’daki bu geniş katılımlı eylemleri ANF’ye değerlendirdi.

Colemêrg’e yönelik irade gaspının olduğu andan itibaren İstanbul’da protesto ve eylemlerin başladığını belirten Kalmaz, “Colemêrg’e yönelik kayyum atanması sonrası İstanbul’da da eylemler başladı. İstanbul’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin kayyım politikası sonrası eylemlere katılması önemli bir gelişmedir. Hem ilçelerde hem de merkezi anlamda da Emek Barış ve Demokrasi Güçleri ile birlikte kayyuma karşı eylemlerimiz devam ediyor.“ dedi.

Kayyum politikasının genel anlamıyla Kürt halkının iradesine yönelik yapıldığını belirten Murat Kalmaz, şöyle devam etti: “Bu kayyum politikasının genel anlamıyla Kürt halkının iradesine yapıldığı açık ve nettir. Burada şunu net olarak vurgulamak gerekiyor, kayyum politikası sadece idari boyutta illere atanan bir durum değildir. Bunu sömürge politikası ile ele almak lazım. Oraya atananın bir sömürge valisi olduğunu, bu zihniyetin yansıması olduğunu bilmek gerekiyor. Orada net olarak şu söyleniyor; Kürtler seçebilir ama yönetemez. Yaklaşık 10 yıldır Kurdistan’daki belediyelere kayyum atanıyor. Bu çöktürme planının bir devamıdır. Bugün de bunu sürdürmek istiyorlar. Wan ile başlayıp, Kurdistan’daki bütün belediyelere kayyum atamak isteniyor.”

İRADE GASPINA KARŞI TÜRKİYE HALKLARININ TEPKİSİ

Çöktürme Planı'nın Wan’da boşa çıkartıldığını, bugün ise Colemêrg’de denendiğini ancak Türkiye halklarının buna karşı çıktığını dile getiren Kalmaz, Kürtlerin, “artık kayyuma karşı yalnız değiliz” duygusu içinde olduğunu belirterek şu şekilde devam etti: “Wan’da  irade gaspına yönelik hamle boşa çıkartıldı. Sadece Kurdistan’da değil, Türkiye halklarının sahiplenmesi geri adım attırdı. Bugün de Colemêrg’e kayyum atanmasına karşı İstanbul’da eylemsellik süreci yaşanıyor. Buna karşı toplumun bunu kabul etmediği yaklaşımı ortada. Protestolarla, oturma eylemleriyle halkın tepkisi devam ediyor. Süreç sıcaklığını koruyor. Aslında Colemêrg, Wan buna bir vesile oldu. Daha önce kayyum atandığı zaman sadece Kürtlere atanmış gibi bir yaklaşım vardı. Sadece Kürtler ses çıkarıyordu. Böylesi bir gerçeklik vardı. Bugün çok farklı bir tablodayız. Türkiye demokrasi güçlerinin bunu sahiplenmesi çok kıymetlidir. Kürtler şunu dillendiriyor artık, “Biz kayyıma karşı yalnız değiliz, dostlarımızla birlikte mücadele veriyoruz.” Bu duygu ,bu sürecin en önemli adımlarından biri oldu. Bu vesileyle İstanbul’da bulunan emek, barış ve demokrasi güçlerinin bu mücadeleyi sahiplenmesinden dolayı teşekkürlerimizi iletiyoruz. “

SİYASİ PARTİLER, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ İRADE GASPINA KARŞI YAN YANA

Birinci yüzyılın heba edildiğini ancak ikinci yüzyıl için birlikte mücadele etmenin önemli olduğunu söyleyen Kalmaz, 29 Haziran’da yapılacak olan mitingin çağrıcıları arasında CHP’nin olmasının ve uzun süredir bir araya gelmeyen sendika ve sivil toplum kuruluşlarının bu çağrıya imza atmalarının değerli olduğunu belirterek, “hep tartışılıyor ya birinci yüzyıl heba edildi, ikinci yüzyıl için mücadele edilmeli diye, bunun için mücadele edilmesi gerekiyor ve bugün ortaya çıkan bu tablo umut veriyor. Bu miting bu tartışmalardan çıktı. İstanbul’da gerçekleşen bu eylemler emek,barış ve demokrasi güçlerinin sahiplenmesi ile gerçekleşti. 29 Haziran’da yapılacak olan miting ortaya çıktı. Uzun zaman sonra bu kadar kapsamlı bir miting çağrısı oldu. Türkiye demokrasisinin, hak, hukuk, birlikte yaşamın örülmesi açısından da çok değerli olduğunu belirtmeliyiz. CHP dahil diğer parti ve sendikaların dahil olduğu en geniş ittifak ile bu miting gerçekleşiyor. Bundan sonra da bunun devam etmesini bekliyoruz. “ dedi.

ORTAK MÜCADELE MÜMKÜN

Birleşik mücadelenin mümkün olduğunu, özellikle iktidarın gasp politikasından sonra bu zeminin daha da fazla açığa çıktığını belirten Kalmaz sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Birleşik mücadele mümkün. AKP’nin 22 yıl sonra bir yenilgi alması toplumda bir umut yarattı ve bir sorumluluk da yükledi. Türkiye’nin politik zemini birleşik mücadele için şu an çok uygun; bundan sonraki süreçte de devam edecek, sadece bu mitingle bitmeyecek. Ortak mücadele zemini güçlenerek devam edecek. DEM Parti ve gelenekleri yıllardır bu ortak mücadele için çabalıyor, yine çabalamaya devam edecek."