Midyat'taki AFAD kampında tutulan Êzîdîler, adeta cezalandırılıyor. İnançlarından dolayı 'ikinci sınıf mülteci' uygulamasına tabi tutulan Êzîdîler, başta sağlık olmak üzere diğer mülteciler ile aynı haklardan yararlanamıyor.
AKP yönetimindeki Türk devleti, yüz binlerce Sünni mülteciye ev sahipliği yaparak, Kürtlere karşı besledi, eğitti, onlardan taburlar kurdu, vatandaş yaptı ama DBP'li belediyelerin de baktığı Êzîdîleri de sürdüğü Midyat'taki kampta, bir avuç Êzîdîye esir kampı hayatı yaşatıyor.
Soykırım sonrası Türkiye’ye gelen Êzîdî nüfus 33 bin civarındaydı. Batman, Siirt, Amed, Urfa, Midyat ve Nusaybin gibi yerlere gelip yerleştiler. Amed’deki Fidanlık Kampı’na ilk etapta 7 bin Êzîdî geldi. Şengal merkezin özgürleştirilmesinden sonra büyük çoğunluğu geri döndü, bir kısmı Avrupa’ya göç etti, bir kısmı Zaxo ve Duhok’a geçti.
KAYYUMLA BİRLİKTE SÜRÜLDÜLER
En son Fidanlık Kampı’nda bin 29 kişi kalmıştı. Devlet hiçbir şekilde bu kişilere yardımcı olmadı. Hem maddi hem manevi olarak burada kalan Êzîdîlere yardım, DBP'li Büyükşehir Belediyesi ve Yenişehir Belediyesi çalışanları tarafından yapılıyordu. 24 saat kampta kalarak o ailelere sahip çıktılar. Büyük bir dayanışma örneği sergilendi. Burada Êzîdîler dini ibadetlerini yerine getirebiliyordu. Çocuklar için eğitim yapılıyordu. Çocuklar kendi inanç ve kültürlerine dair eğitimi bu okullarda alabiliyordu. Kadınlar farklı atölyelerde üretime dahil olabiliyordu. Belediye desteği ile bahçecilik dahi yapabiliyorlardı. Psikolojik tedavi görebiliyorlardı.
DBP'li belediyelerin gasp edilip kayyum atanmasıyla Êzîdîlere de kayyum atandı. Destekler kesildi, devlet kampı yönetmeye başladı, ardından bu yılın başında Midyat'taki kampa sürdü.
SORUNLARI GİDEREK BÜYÜDÜ
Mardin’in Midyat ilçesinde bulunan Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD ) kampına yerleştirilen Êzîdîlerin sorunları dağ gibi yığılı şekilde duruyor. Kampta ‘DAİŞ zihniyetini paylaşanlarla' kalmak zorunda bırakılan Êzîdîler, adeta cezalandırılıyor. İnançlarından dolayı ikinci sınıf mülteci uygulamasına tabi tutulan Êzîdîler, kampta sürekli baskı altında tutularak, diğer mültecilere tanınan haklardan yararlanamıyor.
HAFTADA İKİ GÜN ÇARŞI
Haftanın iki günü (pazartesi ve salı günleri) çarşıya çıkarak, ihtiyaçlarını giderebiliyor. Sabah saatlerinde kamptan dolmuşlara binerek ilçeye gelen Êzîdîler, imkanları ölçüsünde ihtiyaçlarını gidererek, daha çok çocukları için alışveriş yapıyor. Bu iki gün haricinde dışarıya çıkamıyorlar.
KAMP ZİYARETE KAPALI
AFAD, milletvekilleri ve heyetlerin kampta inceleme yapmak için verdikleri dilekçelere olumlu ya da olumsuz cevap vermiyor.
SAĞLIK HİZMETLERİNDE AYIRIMCILIK
Birlikte kampta kaldıkları Suriyeli mültecilerin aksine sağlık sorunları yaşayanların sağlık hizmetinden yararlanmaları da güç oluyor. Muayene ve ilaç alımı hizmetlerinde yüzde 20’lik bir kısmı ödemek zorunda bırakılıyor. Birçok aile maddi yetersizlikten kaynaklı doktora gidemiyor.
HASTA ÇOCUK AMELİYAT OLAMIYOR
Hijyen koşullarının olmadığı kampta çocuk ve bebekler sık sık hasta oluyor. Kampta kalan 8 yaşında bir çocuk da tedavi masraflarını ailesi karşılayamadığı için ameliyat olamıyor.
MÜSLÜMANLARA BELEŞ!
Kampta kalan Êzîdîlerden 44 yaşındaki N.A, kampta çok fazla hareket edemediklerini ve ikinci sınıf muamelesi gördüklerini belirterek, şunları söyledi: “Özellikle sağlık problemi çok yaşıyoruz. Sürekli bebek ve küçük çocuklar hasta oluyor. Hijyen ve temizlik yapılmıyor. Yemekler de çok kötü. Hasta olduğumuzda önce birinci tercümana gidiyoruz, o çok sıkıntı çıkarıp sürekli engelliyor bizi. Doktora çıkınca da yine tam kendimizi anlatamıyoruz. Küçük çocuklarımız sürekli hasta. Durumu kötü olanlar da var. İlaç alımında İslam kesiminden olanlar para ödemezken, biz yüzde 20’sini ödemek zorunda kalıyoruz. Hastane ve diğer hizmetler için sürekli para gerekiyor ama karşılayamıyoruz. Müslüman mülteciler ücretsiz, biz ücretli tedavi oluyoruz. Zaten paramız olsa niye buralarda kalalım? Burada sürekli baskı altında tutuluyoruz. Görevliler, bize hastalıklıymışız gibi yaklaşıyor.”
KÜÇÜK ÇOCUKLARIMIZI DÜŞÜNÜYORUZ
Kampta kalan 56 yaşındaki Ş. Xıdır ise hastane ve kamptakilerin yardımcı olmak yerine psikolojik baskı uyguladığını kaydederek, şunları paylaştı: "Midyat’ta bulunan dostlar sayesinde para toplantı ve çocuk iki kez ameliyat oldu. İlaç parası toplandı ama yine ameliyat olması lazım. Bu da yeniden hem ameliyat hem ilaçları için para demek. Bir tek bu çocuk değil ki hasta olan, hepsi hasta. Hangi birine para toplayacaklar? Ne zaman biri dışarıya bir şey aktarsa ona kampta baskı uygulanıyor. Kontrol altında tutmaya çalışıyorlar. En büyük sorunumuz küçük çocuklarımız. Onlar beslenemediği ve temiz koşullarda olmadıkları için sürekli hastalar. Neslimizi bitirmek için yapıyorlar."
İBADET YAPMA ZORLUĞU
Tüm bu sıkıntıların yanı sıra Êzîdîler, kamp ortamından dolayı ibadetlerini yerine getirme noktasında da zorluk yaşıyor. Yaşadıkları zorlukları dile getirmekte çekince duyan Êzîdîlerin en büyük korkusu ise kamptan atılmak.