GÖRÜNTÜLÜ

'70’li yılların Apocu ruhu HDP’de buluştu'

Halkların kardeşliği ve eşit bir yaşam için canlarını adayan Türk asıllı Haki Karer ve Kemal Pir’in Batman’daki mücadele arkadaşları, HDP'nin seçim zaferini değerlendirdi.

Halkların kardeşliği ve eşit bir yaşam için canlarını adayan Türk asıllı Haki Karer ve Kemal Pir’in Batman’daki mücadele arkadaşları, HDP'nin seçim zaferini değerlendirdi.

Türkiye ve Kürdistan’da sömürgecilik, diktatörlük hegomanyasına karşı ‘Apocu Hareket’ içerisinde buluşan Kürt ve Türk talebeleri, ilk toplumsal örgütlenme çalışmasının yapıldığı Batman’da mücadele ağını geliştirdi. Haki Karer, Kemal Pir, Mazlum Doğan ve Mahsum Korkmaz gibi öncü kadrolar ile birlikte siyasi çalışma yürütenler, Karer ve Pir’in yaratmak istedikleri ‘kardeşlik ütopyası'nın HDP’de vücut bulduğunu söylüyor.

1976 yılında Batman’a ilk örgütlenme çalışması için gelen Haki Karer ile tanışan Kürt Siyasetçi Ebedin Satıcı, ardından Mazlum Doğan’ın gelişi ile Kürt Özgürlük Mücadelesinin siyasi çalışmalarında yerini alıyor. Türkiye ve Kürdistan’da ilk açılan ve Mahsum Korkmaz’ın (Agit) başkanlığını yaptığı Devrimci Liseliler Derneği yöneticisi olan Satıcı, HDP’nin elde ettiği zaferin Kemaller'in, Hakiler'in, Mazlumlar'ın ve Mahsumlar'ın ruhu olduğunu söylüyor. Bir diğer Kürt Siyasetçi Abdullah Kanat, Karer ile Batman’da siyasi çalışma yürütenlerden. 1980 Askeri Darbesi öncesi tutuklanarak Diyarbakır 5. Nolu Cezaevinde konuluyor. Burada Pir ile tanışan Kanat, 10 yıllık esaretten sonra Diyarbakır Cezaevi işkencesi Esat Oktay Yıldıran’ı öldürdüğü iddiasıyla müebbet hapse mahkum ediliyor.  Kürt Özgürlük Mücadelesinin ilk kadrolarının yaratmak istediği halklar bloğunun HDP ile vücut bulduğunu belirten Kanat ve Satıcı, ANF’ye değerlendirmelerde bulundu...

'ÇIKIŞIMIZ ENTERNASYONALİSTTİR'

Apocu Hareket’in çıkışını bugünkü HDP projesi ile ilişkilendirmek mümkün müdür?

Abdullah Kanat: Bu hareket çıktığında bizler bazı ilkeler etrafında kenetlendik. En önemli özelliği ise, bu hareketin enternasyonalist bir hareket olma özelliğidir. Kürt Özgürlük Hareketi öyle o dönemin bazı Türk sol hareketlerin söylediği gibi milliyetçi bir hareket olma özelliğine sahip bir hareket değildir. Bu yafta gerçeklikten çok uzaktır. Dolayısıyla çıkışımız biraz enternasyonalist temelde, biraz da ulusaldı. Böylesi ülkelerde farklı bir biçimde ortaya çıkması mümkün değildir. Bazı Kürt hareketleri var, onların milliyetçi yönleri daha ağırdır, ama bizim çıkışımız enternasyonalist bir harekettir. Böyle bir bakış açıya sahip olmasının nedeni onun ideolojik çizgisinde aramak gerekir. Yoksa katı, milliyetçi temelde kurulan birçok hareketler vardı, bunların sonuçları da şimdiki durumları göz önündedir. Bu hareketin çizgisinin netleşmesiyle içimizde yer alan Türk arkadaşlarımızın büyük rolü vardır. Haki Karer, Kemal Pir arkadaş, Duran Kalkan arkadaş vardı. Daha da farklı arkadaşlarda vardı ama o dönemin lider konumunda olan arkadaşlar bunlardı.

HDP'nin Türkiye halklarının sorunlarını ele alma iddiası çok büyük. Özgüven de var. Tüm halkların temsiliyetini bulmanın önünde bir engel var mı?

Bugünkü HDP’nin geldiği aşamayı göz önünde bulundurduğumuzda devrimci hareketin ideolojik çizgisinin arasındaki farkı da görmemiz gerekiyor. Benzer yönlerini açıklamak olursak; HDP'nin Kürt sorununa yönelik bir programa sahip olmasıdır. HDP Kürt halkının siyaset alanında özlem ve taleplerini parlamento içerisinde çözüme kavuşmasına dönük ciddi bir projedir. Ayrıca HDP’nin enternasyonal bir özellik taşıması çok önemlidir. Günümüzde sadece Kürt halkının özgürlüğü, demokratik talepleri değil, Türkiyeli halkların, Arabı, Ermenisi, Lazı, Gürcüsü, Alevisi, Çerkesi bir bütün Türkiye’de bulunan tüm inanç ve etnik kesimlerin taleplerini parlamentoda gerçekleşmesinin mücadelesi verilmeli.

Kemal Pir ve Haki Karer Türk’tü. Ayrıca Batman’da gerici diktatörlüğe karşı birlikte mücadele verdiniz, o dönemde verdiğiniz mücadele ile bugün HDP’nin yükselişi arasında bağ kurmak mümkün mü?

HDP’nin bu zaferi aslında Haki ve Kemaller'in ruhunun günümüze taşınmasıdır. Temsiliyetini günümüzde gerçekleştirmesidir. Nedir bu temsiliyet? O arkadaşların temel talebi Türkiye halkların özgürlüğe kavuşmasıydı. Demokratik bir ortamda kendi özlemlerini, kendi taleplerini ifade edebilmeleri ve yerine getirmesidir. Bu arkadaşların idealleri Kürt, Türk halklarının ve dini inançların bir arada kardeşçe yaşamasıdır. Bu büyük enternasyonalist hareket için mücadele etmek de bir o kadar kutsaldır. Bugün aslında HDP gerçekliğine baktığımızda aslında gerek Kürt coğrafyasında olsun, gerekse Türklerin yaşadığı Anadolu kesiminde olsun, halkların büyük oranda temsiliyetini de görebiliyoruz. Bu süreci iki aylık verdiğimiz emeğin sonucu olarak değerlendiremeyiz, 40 yıldır verilen mücadele sonucunda legal sahada tecelli edildiğini düşünüyorum. Bu gerçekler hiçbir şekilde yadsınmamalı.

'HALKLARIN UYANMASINDA BÜYÜK BAŞARI SAĞLANDI'

Kürdistan Halk Devrimine karşı ön yargılar da söz konusuydu ama buna rağmen HDP, ezilen tüm halkları gericiliğe karşı bir çatı altında buluşturdu. Sizce tabular yıkılıyor mu?

Türkiye devrimci hareketin bir kısmı içinde, Kürt Özgürlük Hareketini ‘milliyetçi’ değerlendirenler var. Kuşkusuz bu hepsini aynı katagoriye koyamayız.  Bizimle birlikte mücadele veren devrimci, sosyalist çizgiye sahip olan hareketler de vardır. Belki çok büyük kitlesel hareketler değildir ama bizimle dayanışma ruhu ile yer almaları takdir edilecek bir durumdur. Kürdistan ve Türkiye halkların HDP etrafında buluşmaları bir anlamda var olan mevcut sistemin bu şekliyle devam edilmeyeceğini gösterdi. Belki bir noktaya kadar kitleleri hafızasını durdurabilirin ama belli bir noktadan sonra bunları bir kalıp içerisinde soğutmak, farklı biçimlerde durdurmak mümkün değildir. Geldiğimiz süreç itibari ile Halkların Demokratik Partisi halkların uyanmasında büyük bir başarı sağlamıştır. Gerek Kürt halkı, gerek Türk halkının Haki Karer’in, Kemal Pir’in ruhunu günümüze taşıdıkları için bunu bir borç olarak görüyorum. Halklarımıza teşekkür ediyorum.

1999 yılında siz cezaevindeyken Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan mektup aldınız. Mektubun içeriği ile ilgili biraz söz eder misiniz?

Önderlik 1999 yılında bana gönderdiği mektubu, biraz düşünecek olursak, halklar arasında bir barışın gerçekleştirmesine yönelik bir mektup olarak ele alıyorum. Belki o zaman çok öngörülü olamadım ama şimdi Önderliğin çizgisine, başarısına baktığımızda bugünkü halkların buluşmasını görebiliriz. Mektubunda, ‘Eğer arkadaşlar beni anlarlarsa büyük barış projesi için her şeyimi ortaya koyarım’ diyordu. HDP’yi ortaya çıkartmasını bir şans olarak düşünüyorum. HDP modeli de ete-kemiğe bürünmüş bir projedir diye düşünüyorum.

'HDP İLE SOMUTLAŞTI'

Haki Karer, Kemal Pir, Mazlum Doğan ile tanışma şansınız oldu, o süreçte Apocuların temel talepleri üzerinden günümüzdeki HDP projesi ile bir bağ kurulabilir mi?

Ebedin Satıcı: Apocu grubun üyesi olan Haki Karer Batman’a ilk geldiğinde, özellikle DDKD’nin yöneticileri ile milliyetçi Kürt franksiyonları neredeyse Haki arkadaşın Türk olmasından kaynaklı onu ajan ilan edeceklerdi. ‘Bir Türk nasıl Kürtlere öncülük edebilir’ tarzında bir propaganda yaymaya çalıştılar. Önderlik bu durumu görünce Haki arkadaşın Antep’e yerine Mazlum Doğan’ı gönderdi. O dönemde de Önderlik enternosyalist bakış açısıyla sürekli hareket etti. Mahir Çayan’a olan duygu ve düşüncesi o gün ne ise, bugün de HDP projesi odur. Önderlik, 'bu topraklarda kim olursa olsun, dini, dili, ırkı ne olursa olsun yaşam hakkına sahiptir' diyordu, şimdi de HDP ile bunu somutlaştırdı. Zaten PKK’nin çıkış amacı da odur.

1970’li yılların sonunda siyasette de başarı elde edildi ama sanırım çok uzun ömürlü olmadı, o dönemde siyaset yapma olanakları neden kalmadı?

Kürt halkının kendi kaderini tayin edilmesine fırsat verilmiş olsaydı belki silahlı mücadele verilmezdi. 30-40 yıllık silahlı mücadelenin önündeki engel; siyaset yapma olanağı verilmemesiydi. Biz Apocu Hareketi benimsememize rağmen o dönemde Kürtlüğümüzden kaçıyorduk ama zamanla bunlar hızlıca aşıldı. Örneğin Batman feodal aşiretçi yapıya sahip bir yerdi, buna rağmen 1979 yılında belediye seçiminde Edip Solmaz ile seçimi kazandık. O dönemin talebe dedikleri örgütlü yapı mahallelerde meclisler kurarak seçim zaferini elde etti ve Batman’da yüzlerce yıllık feodalizm yerle bir edildi. 28 gün ancak belediye başkanlığı yapılmasına tahammül edilebildi. Bölge istihbarat şefi Temel Cingöz tarafından vuruldu. İşte o dönemde kontrgerilla ortaya çıktı. Temel Cingöz alçak bir kontra saldırısı ile bölgede terör estirdi. Bunların hepsini yan yana getirdiğin zaman daha sağlıklı düşünme şansın olabiliyor.  Apocu kadroları, Önderlik tarzı yakaladıkları için bu felsefe günden güne büyüdü.

'BU FELSEFENİN SAHİBİ BAŞKAN APO'DUR'

Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’ın halkları buluşturan HDP projesi gibi, o dönemde de bu strateji var mıydı?

Önderliğin Türkiye’de yaşayan tüm halkları buluşturma gayreti baştan beri olduğunu biliyorduk fakat bizde algı sıkıntısı olması nedeniyle bugüne kadar gelindi ve HDP projesi ile hayat buldu. Önderlik paradigmasında; dini, dili, ırkı, cinsi ne olursa olsun herkes bu topraklarda özgürce yaşam hakkına sahiptir. HDP’ye baktığında Müslümanı var, dincisi var, Ermenisi var, Süryanisi var, Alevisi var, eşcinseli var, bu felsefenin sahibi esas olarak Başkan Apo’dur. Çünkü bu iradenin başında Başkan Apo vardır. Kürt halkının başka halklarla hiçbir sorunun olmadığını tüm dünyaya ispatladı ve tüm dünya Başkan Apo’ya teşekkür ediyor. Ben de halkları bir araya getiren ve kardeşlik bağlarını daha da güçlendiren bu felsefenin sahibi ile halkların umudunu büyütenlere teşekkür ediyorum. '70’li yılların Apocu ruhu HDP’de buluştu. Halkların kardeşçe yaşaması için daha da mücadele etmek gerekiyor.