21 yıldır tutuklu Güneş tanık beyanlarına rağmen tahliye edilmedi

21 yıldır tutuklu Güneş tanık beyanlarına rağmen tahliye edilmedi

Muş’un Varto ilçesine bağlı Sarımsak tepe mevkiinde bir askerin öldüğü  eylemine katıldığı gerekçesiyle müebbet hapis cezasına çarptırılan ve 21 yıldır cezaevinde bulunan Hulki Güneş’in, 4’ncü Yargı Paketi’yle birlikte Diyarbakır 4’ncü. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılanmasına devam edildi.

Diyarbakır 4’ncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen davanın duruşmasına hükümlü Hulki Güneş ve avukatları katıldı. Duruşmada çatışma sırasında bölgede bulunan askerler Zeki Kürklü ve Zekeriya Koç tanık olarak dinlendi. Tanıkların güvenlik nedeniyle İstanbul'dan koruma ile duruşmaya getirildikleri öğrenildi. İlk ifadeyi veren tanıklardan Zeki Kürklü, "Bu şahsı çatışma alanında görmedim. Çatışma bittikten sonra karakolda gördüm. Dere yatağında olduğum için ateş eden kişileri görmedim. 

Karakola gittiğimde tutanak tutulmuştu. Ben de okumadan imzaladım. 1992 yılında Jandarma'da verdiğim ifadeyi kabul etmiyorum. Yazıldı, önüme konuldu, ben de imzaladım. Yüzleştirme tutanağına imza attığımı hatırlamıyorum. Bu şahıs ile yüzleştirildiğimi bile hatırlamıyorum. Askerden sonra memleketime gittiğimde bir kaç ay sonra Doğu şiveli bazı kişiler annemin yanına gelmişler. Annem bana bu durumu anlattı. Tutanakları imzalamam için kimse baskı yapmadı. Ama asker olduğum için imza attım. Ben olay yerinde bu şahsı görmedim. Bana mahkemede bir resim gösterdiler. Bu kişiyi tanıyıp, tanımadığımı sordular. Ben şahsı gördüğümü söyledim. Ama karakolda görmüştüm. Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ı ne askerliğim sırasında, ne de sonra görmedim. Kimse bu evrakları hazırlamam konusunda baskı ve tehdit etmedi. Ben ilk tutulan tutanağı okumadığım için olay bu şekilde gelişmiş. 1992 yılında tutulan yakalama ve olay yeri inceleme tutanağını kabul etmiyorum. Zaten Hulki Güneş yakalandığında olay yerinde yoktum. Bana gösterilen tüm tutanaklardaki imzalar bana aittir. Ama yakalama sırasında ben orada değildim. Tutanağı karakolda bana imzalatmış olabilirler"dedi.

Daha sonra ifadesi alınan tanık askerlerden Zekeriya Koç ise mahkemede bulunan Güneş'i çatışma alanında görmediğini belirterek, "Bu kişinin bizi pusuya düşüren kişi olup olmadığını bilmiyorum. Ben Jandarma'da gördüğüme dair bir ifade vermedim. Askerlik psikolojisi ile önüme getirilen evrakı okumadan imzaladım. Yüzleştirme tutanağı hazırlanırken, sanık bize gösterilip herhangi bir yüzleştirme yapılmadı. Karakolda sanık geçerken bize gösterildi ve bu şahsın yakalandığı söylendi. Ben çatışmada gördüğüm kişinin kıyafetlerinin sanık Hulki Güneş ile benzerlik gösterdiğini söylemiştim. Bire bir bunun çatışmadaki kişi olduğunu söylemedim. Ben Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ı hiç görmedim. Bana ifade vermem için bir baskı yapılmadı. Ancak arkadaşlarım ifade vermem gerektiğini söyledi. Ben ifade vermek de istemiyordum. Ama o günün heyecanıyla yazılan tutanakları okumadan imzalamışım. Ben tutanakları okumadan imzaladım. Tutanakta ne yazdığını bilmiyordum. Ben sadece kıyafetlerini gördüm. Hulki Güneş'i net olarak gördüğümü söylemedim" şeklinde konuştu. 

Daha sonra söz hakkı verilen hükümlü  Hulki Güneş, "22 yıl aradan sonra da olsa vicdan azabı çekerek gerçekleri söylemeleri umut vericidir. Lehime deliller olduğu için infazımın durdurulmasını istiyorum. Sağlık problemlerim vardır. Bu nedenle tahliyemi talep ediyorum"dedi.

Söz hakkı verilen Cumhuriyet Savcısı ise bir sonraki celse esas hakkındaki görüşünü açıklamak üzere süre istedi.

Daha sonra söz alan sanık avukatları, tanık beyanlarının Hulki Güneş lehine olduğunu belirterek, infazının ertelenmesini talep ettiler. Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme, hükümlünün kaçma, saklanma şüphesi olduğundan infazının durdurulması talebinin reddine karar verdi. Mahkeme, iddia makamının esas hakkındaki mütalaasını hazırlamak üzere istediği sürenin verilmesi ve eksiklerin tamamlanması için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

'YEŞİL SİLAH ZORUYLA İMZALATTI'

Davanın bir önceki celsesinde ifade veren tanık askerlerden Tunay Ergül, vicdan azabı çektiğini belirterek, "Örgüt mensuplarının bulunduğu bilinen Çayçatı Köyü yakınlarındaki Sarımsak tepe mevkiindeki ormana gitmemiz istendi. Yolda giderken pusuya düştük. 1 asker şehit oldu. Daha sonra Benim Zekeriya Koç ve Zeki Kürklü'nün ifadesi alındı. Ben Hulki Güneş'in çatışma bölgesinde olduğu yönünde bir beyanda bulunmayınca, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, ilçe Jandarma Komutanı Muharrem Yapakçı ve soyadını bilmediğim Ayhan adlı sivil kişi Hulki Güneş'in çatışmaya katıldığı yönünde ifade vermem için baskı uyguladılar. O dönem özel harekatçı olarak bildiğim ismini sonradan öğrendiğim Yeşil Kod adlı Mahmut Yıldırım imzalamak istemediğimi söyleyince yumruk attı. Silah zoru ile belgeyi imzalattılar. Hulki Güneş'i bize atılan pusu ve çatışma sırasında olay yerinde görmedim. Bunca yıl vicdan azabı çektiğim için doğruları söylüyorum" demişti.