‘1915’i hatırlıyoruz, hatırlatıyoruz ve adalet istiyoruz’

Soykırımın üzerinden 102 yıl geçmesine rağmen soykırıma uğrayan halkların yakınları adalet arayışını sürdürüyor.

1,5 milyon Ermeni, Asuri-Süryani ve Pontus Rumunun yaşamını yitirdiği soykırımın 102. yıldönümü dolayısıyla İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenledikleri etkinliklerde “Hatırlıyoruz, hatırlatıyoruz ve adalet istiyoruz” diyen soykırımın kurbanlarının yakınları, Türk devletinden soykırımını kabul etmesini, İsveç hükümetinden parlamentonun aldığı soykırım kararını yürürlüğe koymasını talep etti.

Soykırımın üzerinden 102 yıl geçmesine rağmen soykırıma uğrayan halkların yakınları adalet arayışını sürdürüyor. Türk devletiyle neredeyse özdeşleşen AKP’nin geleneksel inkarcı politikasını sürdürmesi, yeni soykırımlara yönelmesi İsveç’te yaşayan Ermeni, Süryani, Kürtler ve ezilen halklar tarafından tepkiyle karşılanıyor.

Soykırımın 102. yıldönümü dolayısıyla Stockholm 1915 soykırımının kınandığı ve AKP ve Türk devletinin protesto edildiği pek çok etkinliğe ev sahipliği yaptı. İlk etkinlik dün sabah saatlerinde İsveç-Ermeni Federasyonu tarafından gerçekleştirildi.

İSVEÇLİ MİSYONER ALMA JOHANSSON'A VEFA BORCU

Soykırım kurbanlarının yakınları, 1915’te Muş’ta misyonerlik yaparken tanık olduğu soykırımını dünya kamuoyuna duyuran Alma Johansson’u unutmadılar. Sabah saatlerinde mezarına giderek çiçek bıraktılar ve mumlar yaktılar.

Saat 12.00 sularında da Humle Parkı’ndan bandolar çalarak ve marşlar söyleyerek Türkiye Büyükelçiliğine doğru yürüyüşe geçtiler. Ellerinde “Hatırlıyoruz, hatırlatıyoruz ve adalet istiyoruz” ve “Asla 1915 olmamalı”, “24 Nisan 1915’i asla unutma”, “Türkiye, yeni soykırımların olmaması için 1915 soykırımını tanı”, “İsveç Hükümeti Dağlık Karabağ sorununun barışçıl çözümü için çalışmalı” yazılı pankart ve dövizler taşıyan Ermeniler, yürüyüş boyunca Türk devletini protesto eden ve soykırımını kabul etmesini talep eden sloganlar attı.

POLİS DEMİR BARİKATLARLA TÜRK BÜYÜKELÇİLİĞİNİ KORUDU

Polis, demirden barikatlar kurarak göstericilerin büyükelçilik binasına yaklaşmalarına izin vermedi. Barikatların önünde Türk devletine soykırımı tanıması çağrıları yapan eylemciler, sık sık “Utan Türkiye”, “Asla 1915 olmamalı” ve “Hatırlıyoruz, hatırlatıyoruz ve adalet istiyoruz” sloganlarını attılar.

Ermeniler, daha sonra Högalid Kilisesi’nde bir araya gelerek soykırım kurbanlarını anmak için mumlar yaktılar ve dualar okudular. Konuşmalar yapan Ermeni papazlar ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, inkarcılığın yeni soykırımlara yol açacağı uyarısında bulundular ve demokratik kamuoyu ve ülkelere soykırımı kabul etmesi için Türk devletine baskı yapmaları çağrılarında bulundular.

İSVEÇ HÜKÜMETİ SOYKIRIM KARARINI YÜRÜRLÜĞE KOYMALI

Bugün saat 17.30 sularında da Asuri-Süryaniler soykırım kurbanlarını anmak için parlamentonun yanında bulunan meydanda bir etkinlik düzenledi. Meydanda yağmur altında yapılan anmada Asuri-Süryani gençleri, dede ve ninelerinden duydukları 1915 Seyfo sırasında yaşanan katliam ve vahşetleri dile getirdiler.

Seyfo'nun üzerinden 102 yıl geçmesine karşın Türk devletinin inkar politikasının Ortadoğu'da yeni soykırımların önünü açtığını, DAİŞ çeteleri ve Cihatçıların günümüzde Asuri-Süryani, Ermeni, Êzidîlere yönelik soykırımlar yapmasının önünü açtığına dikkat çektiler.

İsveç hükümetine de parlamentonun 2010 yılında aldığı soykırım kararını yürürlüğe koymasını talep eden göstericiler, Erdoğan ve Türk Hükümeti'ni kınayan ve Seyfo'yu tanımasını isteyen sloganlar attılar.

PARLAMENTO SOYKIRIMINI KABUL ETTİ AMA HÜKÜMET UYGULAMIYOR

İsveç Parlamentosu, 2010 yılında 1915 yılında Ermeni, Asuri-Süryani ve Pontus Rumlarına soykırım yapıldığını kabul etti. Böylelikle İsveç Parlamentosu Asuri-Süryanilere soykırım yapıldığını kabul eden ilk parlamento olma unvanını kazandı. Stockholm ve İsveç’in bazı illerinde soykırım kurbanlarını anmak için Seyfo anıtları dikildi.

Sosyal Demokrat İşçi Partisi lideri Stefan Löfven, 2014 yılında yapılan seçimlerden önce Stockholm’un Södertelje ilçesinde düzenlenen Akitu kutlamasında seçimleri kazandıkları takdirde parlamentonun aldığı soykırım kararını uygulama sözünü verdi.

3 yıldan bu yana başbakanlık yapan Löfven, verdiği sözü seçimlerden sonra unuttu. Konunun bağımsız bir kurul tarafından araştırılması gerektiğini savunan hükümet, pratikte parlamentonun aldığı kararı rafa kaldırdı.

Aralarında Södertelje Belediye Başkanı ve milletvekillerinin de bulunduğu bir grup delege bu ayın başında Göteborg ilinde yapılan Sosyal Demokrat İşçi Partisi kongresinde konuyu gündeme getirdi ve hükümetin parlamentonun aldığı soykırım kararını yürürlüğe koymasını istedi.

SOYKIRIM PARLAMENTODA YENİDEN TARTIŞILACAK

Ancak parti yönetimi, ‘hükümetin ilkesel nedenlerle Osmanlı İmparatorluğu’ndaki toplu saldırıya tutum almak istemediğini’ belirterek öneriye karşı çıktı.

İsveç Hükümeti’nin sözünde durmaması hem Sosyal Demokrat İşçi Partisi hem de muhalefet partilerinde tartışma ve tepkilere neden oldu. Liberal Parti Milletvekili Robert Hannah, birkaç gün önce konuyu yazılı bir soru önergesiyle parlamentonun gündemine getirdi ve tartışılmasını istedi. İsveç Dışışleri Bakanı Margot Wallström’den hangi ilkesel nedenlerle hükümetin soykırım kararını yürürlüğe koymadığını açıklamasını istedi.

İsveç medyasında da soykırımını ve Türkiye’de yaşanan gelişmeleri ele alan makaleler yayımladı. İsveç’te bedava dağıtılan 1 milyon tirajlı Metro gazetesinde yayımlanan makalesinde gazeteci Natalie Demirian, Türkiye’nin soykırımını inkar etmesinin neden olabileceği sonuçlara dikkat çekti.

TÜRKİYE'NİN İNKARI YENİ KATLİAMLARIN SİNYALLERİNİ VERİYOR

Tarihten ders almayanların aynı hataları tekrarlamaya mahkum olduklarını söyleyen Demirian, “Türkiye’nin soykırımı inkarı dış dünyaya sonuçlarına katlanmaksızın insanlığa karşı korkunç saldırıların yapılabileceğinin sinyallerini veriyor” diyor.

Günümüzdeki Almanların soykırımdan sorumlu olmadıkları gibi günümüzdeki Türklerin de bir asır önce gerçekleşen soykırımdan sorumlu tutulamayacaklarını belirttikten sonra, “Ama Almanya özür diler ve soykırım kurbanlarının yakınlarının zararlarını tanzim ederken Türkiye inkarla yetinmiyor ve soykırımı kabul eden ülkeleri sonuçlarına katlanmakla tehdit ediyor” ifadelerini kullanıyor.