Van’da iki ay önce evine düzenlenen baskında gözaltına alınan ve 16 gün boyunca işkence gören İhsan Aslan (52) serbest bırakıldıktan bir hafta sonra 11 Kasım’da yaşamını yitirdi. Sağlık kontrolü için götürüldüğü hastanede polisten işkence gördüğünü söylemesine rağmen darp raporu verilmedi. Gözaltına alınmadan önce hiçbir rahatsızlığı olmayan Aslan’ın evine 3 ay içerisinde 9 kez sudan sebeple baskın yapıldı. En son baskında hakkında şikayet olduğu iddiasıyla gözaltına alınan Aslan’ın çocukları da polis tarafından darp edildi. Evlerine düzenlenen baskından sonra hayatları eskisi gibi olmayan ailede, 17 yaşındaki Serhat Aslan da polislerin başına dipçikle vurması nedeniyle ağır bir travma yaşamaya başladı. Sürekli kriz geçiren Aslan, götürüldüğü hastanelerde olayın polis şiddetinden kaynaklandığını duyan sağlıkçılar tarafından rapor verilmeden evine gönderildi. Eşini kaybeden Nuriye Aslan, yaşadıklarını anlattı.

İŞKENCEDEN SONRA KENDİNE GELEMEDİ

Evlerine defalarca baskın yapıldığını dile getiren Nuriye Aslan, gözaltında işkence gören eşinin çıktıktan sonra kendini toparlayamadığını söyledi. Aslan, “Gözaltından çıktından sonra çok farklı oldu. Gözleri şişmiş vücudunda da darp izleri vardı. Çıktıktan sonra bana, ‘Sağ böbreğime büyük bir darbe yedim. Bayılmışım, birkaç saat baygın kaldım’ dedi. Bayılmasına rağmen doktora götürmemişler. Polisler onu döverken, ‘Evinde bir şey bulursak seni öyle bir döveriz ki tarihe geçersin. Şuan gördüklerin ne ki’ demişler. ‘Ben bir şey yapamadım. Evimde hiçbir şey yok’ deyince böbreklerine ve kafasına vurmuşlar. Yaşadıklarını anlatırken, ‘Düşmanın karşısında yere düşmemek için sandalyeye tutundum.  Saçımı teline kadar acı hissettim o zaman’ dedi bana. 16 gün sonra serbest bırakıldıktan sonra çökmüştü” dedi. 

DOKTORLAR ‘SAĞLAM’ DEDİ

Eşi serbest bırakıldıktan 3 gün sonra kalp sıkışması şikayetiyle hastaneye kaldırdıklarını söyleyen Aslan, “Eşim rahatsızlandı. Önce Medisina Hastanesi’ne sonra da Hayat Hastanesi’ne götürdük. İki hastane de gözaltında polislerin işkence yaptığını söylememize rağmen rapor vermediler. Doktorlar sadece  hemen anjiyo olması gerektiğini söylediler” dedi.

Eşinin gözaltına alınmadan önce hiçbir rahatsızlığı olmadığının altını çizen Aslan, “Eşim gözaltından bırakıldıktan sonra çok kötü bir şekilde bırakıldı. Doktorlar da bırakılırken işkence görmesine rağmen ‘sağlam raporu’ verdi. Bırakıldıktan bir hafta sonra da kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Eşim dağ gibiydi. Hiçbir rahatsızlığı yoktu. Polisin yaptığı işkence nedeniyle yaşamını yitirdi. Hepsinden şikayetçiyim ölene kadar” diyerek, gözyaşı döktü.

ÇOCUĞUNU HASTANE HASTANE GEZDİRİYOR

Eşini kaybeden, çocuğu ise travma altında olan Aslan, “Kundaktaki bebeğimize kadar hepimizin başına silah dayadılar. Oğluma ‘Bebeğini gözlerinin önünde öldürürüm’ dediler. Evimizi darmadağın ederek, camlarımızı kırdılar. 17 yaşındaki oğlum Serhat’ın başına silahla defalarca vurdular. Kanlar içindeki çocuğumu çıplak soyarak evin arkasına götürerek yerde sürüklediler. Ölünceye kadar dövdüler. Zaten oğlumu öldü sanıp bırakıp gittiler. Bu yüzden aylardır oğlum sara krizi geçiriyor. Oğlumu önce Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi’ne götürdüm. Erzurum ya da Diyarbakır’a sevk edecektiler. ‘Polis yaptı’ deyince sevki iptal ettiler. Sevk vermediler. Araştırma Hastanesi de polisin yaptığını öğrenince  ‘Hiçbir şeyi yok’ dedi. Oğlum halen de kriz geçiriyor. Gezmediğimiz hastane kalmadı” diye konuştu.