Lavrov düzenlediği bir basın toplantısında, “Askeri uzmanlarımız olay yerine gitti. Sivillere karşı kullanılan herhangi bir klor izi veya kimyasal maddeye rastlamadılar" dedi. 

Doğu Guta’daki Duma’ya yönelik Cumartesi günü kimyasal saldırı düzenlendiği iddia edilmişti. Bir ilk yardım grubu olan Mavi Kasklılar ve Syrian American Medical Society (SAMS) isimli sivil toplum örgütü, saldırıda 46 kişinin öldüğünü açıklamıştı. Ancak kimyasal silah kullanıldığına ilişkin bilgiler bağımsız kaynaklarca henüz doğrulanmadı.

Saldırı ardından ABD ve Fransa, Suriye rejimini vurma tehdidinde bulundu. ABD Başkanı Donald Trump, rejim ve ittifaklarının “ağır bedel” ödeyebilecekleri uyarısında bulundu.

İngiliz hükümeti, Duma'daki saldırıdan sonra "güçlü bir uluslararası cevap verilmesi" çağrısında bulundu. 

Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü de, kimyasal silah kullanımına ilişkin inceleme başlattıklarını açıkladı. 

Duma’da kimyasal kullanıldığı iddia edilen saldırıdan sonra Humus ile Palmira arasındaki askeri bir hava üssüne Pazartesi sabahı saldırı düzenlendi. Moskova ve Şam rejimi, saldırının İsrail tarafından gerçekleştirildiğini açıkladı.

Rejimin ittifakları olan Moskova ve Tahran, kimyasal saldırı suçlamasının bir komplo ve provokasyon olduğunu düşünüyor. Moskova yönetimi Mart ortasında yaptığı bir açıklamada silahlı grupların Doğu Guta’da kimyasal bir provokasyon hazırlığı içerisinde olduğunu iddia etmişti. Moskova’ya göre, silahlı gruplar ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun Şam’ı vurması için gerekçe hazırlıyor.

Hava üssüne yönelik saldırıyı da değerlendiren Lavrov, “çok tehlikeli bir gelişme” dedi. Lavrov, “Umuyorum ki Amerikan askerleri ve ABD öncülüğündeki koalisyona dahil ülkeler de bunu anlar” diye ekledi.

Tiyas adıyla bilinen T-4 askeri hava üssüne saldırıda en az 14 savaşçının öldüğü bildirilmişti. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre bunlar arasında üç Suriye subayı ve İranlılar bulunuyor.