Erdoğan’ın yıllardır Avrupa Birliği (AB)’ye karşı kullandığı mülteci kartını yeniden devreye soktu. Türk devleti, işgal gücü olarak bulunduğu Suriye’de hafta içerisinde onlarca askerini kaybetmesini gerekçe göstererek, Perşembe gününden itibaren mültecileri sınıra sürmeye başladı. 2015 yılındaki gibi insan tacirliğine alenen soyunan Türk devleti, bu yolla binlerce mülteciyi Avrupa sınırlarına taşıdı.

Ancak mültecilerin sınırlarına yığıldığı Bulgaristan ve Yunanistan tek bir mülteciyi bile almamakta kararlı. Yunan polisi mültecilerin girişini engellemek için gaz bombaları kullanırken, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı şimdiye kadar sadece 75 mültecinin sınırı geçmeyi başardığını ve bunların da haklarında işlemler başlatılarak gözaltına alındığını bildirdi. Yunan basını ise deniz yoluyla ise dün akşam saatlerine kadar Yunan adalarına toplam 400 mültecinin ulaştığını yazdı.

BM: 13 BİN MÜLTECİ SINIRDA

Türk devletinin sınırda bekleyen mülteci sayılarını çarpıtarak kirli propagandaya başlaması ise dikkat çekti. Türk İçişleri Bakanı Süleyman Soylu dün sabah Edirne’deki sınır kapılarında 76.358 mültecinin beklediğini açıklamıştı. Ancak Birleşmiş Milletler Göç Ajansı (IOM)’ından bu bilgiye yalanma geldi. Kuruluş sınır kapılarında toplam 13 bin mültecinin beklediğini bildirdi.

Aynı şekilde Yunan Göç Bakanlığı ise polisin şimdiye kadar 9600 mültecinin sınırları kaçak yollarla geçmesini engellediğini açıkladı. Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, göçmen akışını nedeniyle maksimum alarmda olduklarını açıkladı. Miçotakis, “Ulusal Güvenlik Konseyimiz, sınırları koruma düzeyini maksimuma çıkarma kararı aldı” dedi.

Sınırlarını korumada kararlı olduklarını belirten Yunan Başbakan’a göre Türkiye’nin kapıları açma kararı ardından, “ülke güvenliğine karşı asimetrik bir tehdit” var. Yunanistanlı yetkililer kara ve deniz sınırlarında devriyeleri arttırmaya karar verirken, illegal yoldan giriş yapanlara yönelik tüm yeni iltica taleplerinin askıya alındığını duyurdu. Yunan yetkililer en az 1 aya kadar hiçbir mülteci başvurusunun kabul edilmeyeceğini bildirdiler.

KRİZİN ÇÖZÜMÜ İÇİN MERKEL DEVREDE

AB’nin kapılarında mülteci krizinin derinleşmesi üzerine Almanya Başbakanı Angela Merkel devreye girdi. Bulgaristan’ın Başbakanı Bojko Borissow ile telefonda görüşen Merkel’in sınır kapılarındaki son durum hakkında bilgi aldığı ve krizin çözümü için Türkiye ile diyaloga girilmesini önerdiği öğrenildi. Merkel'in daha önce de Erdoğan ile yaptığı mülteci pazarlığı, insanlık dışı olarak değerlendirilmişti. 

Alman başbakanı Merkel’in öncülüğünde Avrupa Birliği 2016 yılının Mart ayında Erdoğan rejimiyle mülteci anlaşması imzalamıştı. Anlaşmaya göre Avrupa’ya ulaşmak için Suriye, Irak ve Afganistan’dan yola çıkan 3 milyondan fazla mülteci Türkiye’de tutulacak, Erdoğan rejimi de bunun karşılığında AB’den para yardımı alacaktı. Şimdiye kadar 6 Milyar Euro para yardımı alan Ankara rejimi Brüksel’den 2 Milyar Euro daha koparmak istiyor.

FAŞİSTLER MÜLTECİ MERKEZİNİ ATEŞE VERDİ

Bu arada Lesbos adasının aşırı milliyetçi sakinleri Skala Sykamineas plajı yakınındaki bir göçmen merkezinin girişini bloke ettikten sonra ateşe verdi. Bu merkez, daha önce BM Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından yönetiliyordu. Ocak ayı sonunda kapatılmıştı. Buradaki göçmenler, başka bir adadaki göçmen merkezine taşınmıştı.

Skala Sykamineas plajına yeni göçmenlerin ulaşması üzerine, 150 dolayında kişi göçmenlerin etrafında toplandı. Ada sakinlerinin, göçmenlerin söz konusu merkezin kapılarını açmasını engellemek için merkezi ateşe verdikleri bildirildi.

Pazar günü akşam saatlerinde plajda, kendilerini örtecek bir battaniyeleri bile olmayan 70 dolayında ilticacı bulunuyordu. Aynı gün adanın farklı noktalarına, deniz yoluyla en az 500 dolayınca göçmen ve mülteci ulaştı. Neo-Nazi parti Altın Şafak üyeleri, 50 dolayında göçmeni taşıyan bir sandalı engelleyerek, “Türkiye’ye geri dönün” diye bağırdı. Hafta içerisinde Lesbos sakinleri kurulması planlanan yeni mülteci merkezine karşı eylemler düzenlemiş, polisle çatışmıştı.