Kolombiya’da barış sürecinin “zayıf noktaları”

Kolombiya’da 52 yıllık iç savaşa son veren barış anlaşmasının uygulama sürecinde ilerlenirken, birçok diğer silahlı grubun varlığı, 2018’de yapılacak seçimler ve çıkar çatışmaları sürecin ‘zayıf noktaları’ olmaya devam ediyor.

Kasım 2016’da imzalanan barış anlaşması sayesinde ilk olarak gerillaların Birleşmiş Milletler (BM) gözetimindeki alanlarda toplanması planlanmıştı. Bu kapsamda 7 bini aşkın FARC gerillası onlarca farklı noktada toplanırken, 27 Haziran 2017 itibariyle 7 bin 130 civarında silah BM yetkililerine teslim edilmişti.

Aynı dönemde FARC’ın elindeki tüm cephanelerin yüzde 60’ı kadarı teslim edilirken, ilerleyen aylarda da birçok silah ve cephane ile cephanelerin saklandığı yerler tespit edilmişti. Jean Arnault başkanlığındaki BM Kolombiya misyonuna teslim edilen 8 bin 994 adet silah geçtiğimiz günlerde Funza kentinde imha edilmişti.

FARC YENİ PARTİYLE SİYASETTE YERİNİ ALACAK

Kolombiya barış sürecinin en önemli ayaklarından biri ise, gerillaların sivil ve siyasi yaşama adaptasyonları idi. Her ne kadar gerillaların silah bırakmasıyla birlikte özellikle kırsal alanlarda ormanlar ve tarımsal alanlarda çetelerin başgösterdiği bilinse de, siyasal yaşama geçişle birlikte FARC’ın halk nezdindeki etkinliğini ciddi oranda arttırması söz konusu.

 Ağustos sonunda başkent Bogota’da bin 200’ün üzerinde eski FARC gerillası, siyasi alanda aktif olacakları yeni partinin isminin ve siyasetinin belirlenmesine yönelik kurucu kongrede  bir araya gelmişlerdi. 5 gün süren kongre sonrasında 31 Ağustos’ta Halk İçin Alternatif Devrimci Güç (FARC) adlı yeni siyasi partinin kuruluşu ilan edilmişti.

‘DEVRİMCİ’ KİMLİĞİNDE ISRAR EDECEK

Partide ‘radikal bir yeniden kuruluş hamlesinden’ yana olan Timoşenko lakaplı gerilla lideri Rodrigo Londoño öncülüğündeki bir kesim, FARC’ın geleneksel tabanını oluşturan köylü ve çiftçilerin yanı sıra orta sınıf ile kentli kesimleri de hedeflemesi gerektiğini savunuyordu. Buna karşılık Ivan Marquez liderliğindeki daha geniş bir delege grubu, partinin ‘devrimci’ kimliğinin vurgulanmasından yana tavır koydu.

Önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimlerin yanı sıra cumhurbaşkanlığı seçimlerine de katılmayı amaçlayan yeni parti FARC, ne isminin kısaltmasından ne de ‘devrimci’ ifadesinden vazgeçmemişti. Kongrede 628 delege Halk İçin Alternatif Devrimci Güç (FARC) adını savunurken, 264 delege ise Nueva Colombia (Yeni Kolombiya) isminin seçilmesini istemişti.

1 Eylül’de yeni partinin kuruluşunu duyuran Rodrigo Londoño tarafından yapılan konuşmada, “Silahları, tümüyle barışçıl ve legal yollardan siyaset yapmak amacıyla bırakıyoruz. Sizlerle birlikte farklı bir ülke inşa etmek istiyoruz” demişti.

Rodrigo Londoño’nun başkan olarak seçildiği yeni FARC’ın yönetiminde gerilla örgütü FARC’ın 70 kadar yöneticisi de yer alırken, yönetimde çok sayıda komünist siyasetçi ile etnik toplulukların temsilcilerine yer verildi.

ELN’YLE MÜZAKERELER DEVAM EDİYOR

Barış sürecinin kalıcı olabilmesi için ise 52 yıllık iç savaşın diğer tüm taraflarının sürecin içine çekilmesi zorunluğu kendini gösteriyor. 7 bini aşkın silahlı gücüyle ülkedeki en büyük devrimci hareket olan FARC’la barış anlaşmasının imzalanması ardından Ulusal Kurtuluş Ordusu (ELN) ile Kolombiya hükümeti arasında müzakerelerin başladığı duyurulmuştu.

Geçtiğimiz yıla kadar bin 500 civarında tahmin edilen, günümüzde ise yaklaşık 2 bin gerilla gücüne sahip olduğu bilinen ELN’nin 7 bin civarında da milis gücünün olduğu tahmin ediliyor. ELN ile halen Ekvator’da sürdürülen müzakerelerden alınacak sonuçların Kolombiya’daki barış sürecinin geleceğine önemli etkisinin olacağı kesin.

Ancak ELN’nin de kısa sürede silah bırakması halinde Kolombiya’daki iç savaşta işlenen sivil katliamlarının yüzde 80’inden sorumlu tutulan paramiliter gruplara karşı denge unsuru tümüyle ortadan kalkmış olacak.

PARAMİLİTERLERİN VARLIĞI

Ülkedeki paramiliter gruplara yönelik henüz ciddi bir girişimde bulunulmazken, 2008’de dağıtılan paramiliter grupların devamı niteliğindeki ‘Gaitanist Öz Savunma’ (AGC) adlı grubun varlığı devam ediyor. Daha çok Choco eyaletinde yaşayan Afrika kökenli ve yerliler arasından kişilerin üyesi olduğu AGC ile ELN arasında çatışmalar yer yer bu yıl içinde de yaşanmıştı.

Paramiliter grupların yanı sıra geçmişte FARC gerillalarının kontrolünde olan bölgelerde kriminal çetelerin kontrolü ele geçirme çabaları yoğunlaştı. FARC’ın yokluğunu fırsat bilen çeteler, büyük toprak sahipleri veya tarım şirketlerinin etki alanını genişletmek veya uyuşturucu üretimini yaygınlaştırmak amacıyla devredeler. Buna karşı köylülerin de kendilerini savunmak zorunda kalacağı göz önüne alındığında, Kolombiya barışının en zayıf noktalarından biri de suç örgütlerinin varlığı olacak.

ELN İLE ATEŞKES İLANI SÜRECİ İLERLETEBİLİR

Tüm bu olumsuz etkenlere rağmen FARC’ın silahları bırakması ardından en büyük silahlı sol devrimci örgüt olan ELN ile Kolombiya hükümeti arasında varılan bazı uzlaşılar olumlu olarak görülüyor.

Ekvator’da süren müzakerelerde, bu müzakerelerin ancak çift taraflı bir ateşkesin sağlanması halinde başarılı olabileceği kanısına varılmıştı. Zira tarafların müzakereler sürerken ‘diğer tarafa karşı üstünlük sağlama’ amaçlı askeri eylemlerine ağırlık vereceği ve bunun da müzakereleri zorlaştıracağı savunuluyordu.

ATEŞKES TARAFLARIN ASKERİ BASKI SEÇENEĞİNE YÖNELMESİNİ ENGELLEYECEK

1 Ekim’den itibaren geçerli olacak ateşkesin yanı sıra süreci zora sokacak diğer eylemlere karşı da taraflar arasında bazı noktalarda uzlaşılmış durumda. Hükümet, önde gelen toplumsal liderler ve sivil toplum kuruluşu üyelerine yönelik saldırı ve suikastleri önleme amaçlı önlemleri arttırmanın yanı sıra saldırganları yargı önüne çıkarmayı vaat ediyor.

Ayrıca cezaevlerindeki ELN’liler dahil tüm tutsakların koşullarının düzeltilmesi ve sağlık hizmetlerine erişiminde uzlaşılırken, sivil toplumla konsültasyon amaçlı görüşmelerin arttırılması vaat edildi.

ELN ise bu vaatlere karşılık tüm rehin alma ve sabotaj eylemlerinden uzak kalacağını, bombalı saldırı düzenlemeyeceğini ve çocuk savaşçı alımına son vereceğini taahhüt etmişti.

YENİ HÜKÜMETİN BARIŞI SÜRDÜRME GARANTİSİ YOK

Kolombiya’daki barışta karmaşık toplumsal yapı ve çıkar çelişkileri nedeniyle başarısız olunması riski halen çok yüksek iken, barışın önündeki en önemli engel olarak toplumsal desteğin yeterli düzeyde sağlanamaması gösteriliyor. Barış sürecine net bir şekilde karşı olan eski Devlet Başkanı Alvaro Uribe’nin başında olduğu muhalif kesimin Mayıs 2018’deki seçimlerde kazanma ihtimali oldukça yüksek.

FARC ile yapılan müzakereler kapsamında ilk barış anlaşması Ekim 2016’da referanduma sunulmuş ve katılım yüzde 38’de kalmıştı. Bu oylamada yüzde 50,3 gibi bir kesim barış anlaşmasına ‘hayır’ demişti. Referanduma katılımın düşüklüğü halkın barış sürecine yeterince dahil edilmediği eleştirilerine yol açarken, Uribe taraftarları ise, FARC’a ‘aşırı taviz verilmesinin’ etkili olduğunu savunmuşlardı.

Alvaro Uribe cephesinin barış anlaşmasına karşı tutumuyla seçimleri kazanması durumunda FARC’la yapılan barış anlaşmasının geri kalan kısmının uygulanması tehlikee girebilir. Gerillaların silah bırakmasının ardından toprak reformu, tarımsal alanların kullanımı ve güvenliğinin sağlanması, uyuşturucu üretimiyle mücadele gibi birçok başlığın olası yeni hükümet tarafından nasıl ele alınacağı belirsizliğini koruyor.

FARC’IN SEÇİMLERDE ALACAĞI OY ÖNEMLİ

ELN ile süren müzakerelere ilişkin yapılan yorumlarda ise, kalıcı barış anlaşmasının Mayıs 2018’den önce tamamlanması halinde dahi seçimlerden sonra uygulanmasının zorlaşabileceği savunuluyor.

Ancak önümüzdeki yıl yapılacak genel ve devlet başkanlığı seçimlerinde siyasi parti olarak yerini alacak FARC’ın alacağı oy oranı da belirleyici olacak. FARC’ın önemli bir halk desteğini arkasına alması halinde barış sürecinin daha sağlam temellere oturması mümkün olacak.