Hindistan giderek etnik bir rejime dönüşüyor

Hindistan hükümet, vatandaşlık elde etme koşullarını düzenleyen bir yasa tasarısını parlamentoya sunacak. Dini kriterlere göre hazırlanan tasarı, Müslüman göçmenleri dışlıyor.

Hindistan geçen her gün biraz daha etnik bir rejime dönüşüyor. Buna karşı ciddi bir tepki de bulunmuyor. İzlenen politikalar, Hinduların üstünlüğü üzerine rejimi oturturken, 180 milyon kişilik nüfusa sahip Müslümanları dışlıyor ya da marjinalize ediyor.

Başbakan Narendra Modi, Mayıs ayında yeniden seçilmesinden sonra, “Hinduluk” olarak ifade edilen ideolojik doktrinini rahat bir şekilde hayata geçiriyor. Bu doktrine göre, Hindistan Hindulara ait. Modi, en belirgin güç gösterilerinden biri 5 Ağustos’ta Keşmir’i hedef aldı. Müslüman çoğunluklu bu bölgenin bağımsızlıktan beri var olan özerk statüsü geri alındı.

Bu yönde yeni bir aşama kat edildi. Bakanlar Konseyi, 4 Aralık günü 1955 vatandaşlık yasasında düzenleme öngören bir tasarıyı kabul etti. Tasarı, 9 Aralık Pazartesi Parlamento’ya sunulacak. Tasarı, Anayasa’da kayıtlı olan laiklik ilkesi ile köklü bir kopuşu ifade ediyor.

Hükümet, Pakistan, Afganistan ve Bangladeş’ten dini nedenlerle kaçan ve Hindistan’a yerleşen “kaçak” durumdaki göçmenlere oturum vermeyi öngörüyor. Tasarıda sıkı bir şekilde altı topluluk ifade ediliyor: Hindular, Sihler, Jainistler, Zerdüşt halk Parsiler, Hristiyanlar ve Budistler.

Tüm bu göçmenler, 31 Aralık 2014’ten önce Hindistan’a gelmiş ve en az 5 yıldır sürekli burada ikamet ediyorlarsa vatandaşlık elde edebilirler. Sadece Müslümanlar bu düzenleme dışı bırakıldı.