Dünyada demokrasiler krizde, Türkiye dengesini kaybetti

Alman Bertelsmann Vakfı’nın yaptığı bir araştırmaya göre dünya genelinde demokrasiler zorlu bir dönemden geçiyor. Vakıf, Türkiye’nin dengesini kaybettiği tespitini yaptı.

Alman Bertelsmann Vakfı, iki yılda bir hazırladığı araştırmanın sonuçlarını açıkladı "Transformasyon Endeksi" (BTI) adıyla yapılan araştırmada kalkınmakta olan ve az gelişmiş 129 ülke ele alındı.

Araştırma 1 Şubat 2015 - 31 Ocak 2017 arasındaki dönemi kapsıyor. Buna göre 129 ülkeden 71’i “demokrasi” olarak tanımlanırken, 58’i için “otokrasi” tanımı yapıldı.

Vakıf, demokrasi ve hukuk devletlerinin dünya genelinde krizde olduğu tespitini yaptı. Araştırmada, "Giderek daha fazla sayıda ülkede yöneticiler kontrol mekanizmalarını genişletiyor" diye vurgulandı.

40 hükümetin geçen iki yıl içinde hukuk devletini zayıflattığını kaydeden vakıf, 50 ülkede ise siyasi özgürlüklerin kısıtlandığına dikkat çekti.

13 ülkede siyasi durumun "belirgin bir biçimde kötüleştiğine” vurgu yapılan araştırmada, bu ülkeler arasında Türkiye de yer aldı. Ayrıca Yemen ve Mozambik gibi ülkeler de bu kategoride bulunuyor.

“Demokrasi” olarak sınıflandırılan sözkonusu 13 ülkede birey haklarının kısıtlandığı ve hukuk devleti standartlarının da aşındırıldığı tespiti yapılıyor.

Bunun özellikle Türkiye için geçerli olduğu dile getirilirken, aynı zamanda Polonya ve Brezilya'da da görüldüğüne yer veriliyor.

HİÇBİR ÜLKE TÜRKİYE KADAR KUVVETLER AYRILIĞINI ZEDELEMEDİ

Bertelsmann Vakfı'nın Yönetim Kurulu Başkanı Aart De Geus, "Çok sayıda iktidar sahibi baskıcı yöntemler kullanarak uzun süre iktidarda kalmaya çalışıyor" dedi.

Araştırmada Türkiye’nin “dengesini kaybettiği” ifade ediliyor. Dünyanın hiçbir yerinde kuvvetler ayrılığı ilkesinin Türkiye'deki kadar zedelenmediğinin altı çizilirken, Türkiye için "Boğaz'ın bozuk demokrasisi" tanımı dikkat çekti.

Türkiye'de 2016 yılındaki darbe girişiminden sonra "düşünce, basın ve toplanma özgürlüğünün" ciddi biçimde kısıtlandığının hatırlatıldığı araştırmada, AKP iktidarının topluma kendi görüşünü empoze etmeye çalıştığı, muhalefetin ise "marjinalleştirildiği" vurgulandı.