DAİŞ'lilerin Türkiye üzeri dönüş yapmaları İsveç gündeminde

İsveç'te medya, kurum ve politikacılar, Suriye'de cezaevlerinde ve kamplarda kalan DAİŞ'lıların değişik yöntemleri kullanarak Türkiye üzerinden ülkelerine dönüş yapmalarını gündeme getirdi.

Bitte Hammargren uzun yıllar Svenska Dagbladet gazetesinin Ortadoğu muhabirliğini yapan İsveç'in deneyimli gazetecilerinden biri. Bir süreden beri İsveç Savunma Araştırma Enstitüsü ve İsveç Dış Politika Enstitüsü'nde Ortadoğu Uzmanı olarak görev yapıyor.

Kuzeydoğu Suriye'de cezaevleri ve kamplarda kalan DAİŞ'lılar hakkında yaptığı kapsamlı araştırmaları Dış Politika Enstitüsü'nün yayın organı 'Yurtdışı Magazin'de yayımladı.

Son dönemlerde rüşvet ve değişik yöntemleri kullanan İskandinavya ülkeleri vatandaşı DAİŞ'lı kadın ve çocukların Türkiye üzerinden geri dönüş yaptıklarını belirten Hammargren, El Hol Kampı'nda kalan DAİŞ'lılar hakkında ayrıntılı açıklama ve analizler yaptı.

Gazeteci Hammargren, Birleşmiş Milletler'in 2019 yılında yayınladığı rapora göre yarısı 12 yaşın altında 70 bin kişinin kampta yaşadığına ve kampın Kuzeydoğu Suriye Özerk Yönetimi'nin denetiminde bulunduğu bilgilerine yer verdi.

Brüksel'deki Egmont Enstitüsü'nün belirlemelerine göre kamplarda kalanlardan en az 1200'ünün Avrupa ülkelerinden geldiğini ve bunlardan 700-750'sinin çocuk olduğunu belirten Hammargren, en fazla katılımların Fransa'dan olduğunu ancak nüfusuyla kıyaslandığında İsveçlilerin en büyük DAİŞ'lı grubu oluşturduklarını belirtti.

Hammargren, Egmont Enstitüsü'nün belirlemelerine göre İsveç vatandaşı 35-45 yetişkin ve 55 çocuk, Rojava Enformasyon Merkezi'ne göre 80'i çocuk 120 İsveçlinin Rojava'daki kamplarda kaldığını ve gerçek rakamların ise bunun üzerinde olabileceğini yazdı.

3 BİN 500 ÇOCUĞUN RADİKALLEŞEBİLECEĞİ UYARISI

Birleşmiş Milletler'in yayımladığı raporların Suriye'de kamplarda kalan çocuklardan 3 bin 500'ün doğum belgesi olmadığını gösterdiğini belirten Hammargren, “Böylelikle bunlar yaşam boyu devletsiz olma riski taşıyor. Kamplarda çok zor koşullarda vatandaş sayılmadan büyümeleri halinde terör örgütü İslam Devleti'ne bağlılık riskleri artar” değerlendirmesini yaptı.

Hammargren, 2014 yılında DAİŞ çetelerinin Şengal'e yönelik saldırıları sırasında alıkoydukları ana dilleri Kürtçe olan Êzidi çocuklarını Arap ailelerinin yanlarına yerleştirip asimile ettiklerine dikkat çekti. Bu çocuklardan bir kısmının Avrupa'ya geri dönüş yapan DAİŞ'lı kadınlarla birlikte olabilecekleri uyarısında bulundu.

DAİŞ lideri Ebu Bekir El Bagdadi'nin ölümünden kısa bir süre önce taraftarlarından Kuzeydoğu Suriye'de Kürt güçlerinin elinde bulunan DAİŞ'lıların kurtarılması için girişimde bulunmalarını istediğini hatırlatan Hammargren, bu çağrıdan sonra DAİŞ'lıların kurtarılması için sanal para BitCoin dahil bağış kampanyaları başlatıldığını belirtti.

TÜRKİYE- TRANSİT ÜLKE

Hammargren Kuzeydoğu Suriye'deki kamplardan kaçan Avrupa vatandaşlarının Türkiye üzerinden kendi ülkelerine geçtiklerini ve Türkiye'nin bunlar hakkında her hangi bir işlem yapmadığı gibi ülkelerine dönmelerine yardımcı olduğuna dikkat çekti.

DAİŞ'lıların yargılanmaları konusunda Batılı ülkeler, düşünce kuruluşları ve Kuzeydoğu Suriye Özerk Yönetimi arasında görüş ayrılıkları olduğuna dikkat çeken Hammargren, su değerlendirmeleri yaptı:

”Avrupa Dış İlişkiler Konseyi ve diğer bazı kurumlar, İslam Devleti yolcularını ülkelerine kontrollü olarak getirmek ve güvenli bir biçimde sorgulamak, yargılamak ve cezalandırmak istiyor. Aynı zamanda travmatize olmuş çocukların rehabilite olmasını istiyor.

Kuzeydoğu Suriye'deki Kürt kurumları, İslam Devleti tutuklularını orada uluslararası mahkemeye çıkarıp cezalandırmak istiyor. Onların yetkilileri adalet perspektifine vurgu yapıyor: Suriye'de DAİŞ terörünün kurbanlarına adalet istiyor. Ama tanınmamış otonom bir bölgede uluslararası bir mahkeme kurulması siyasi haritada yok. Böylesi bir uluslararası mahkemenin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Rusya ve Çin tarafından kabul edileceğinin işaretleri yok. Çünkü böylesi bir mahkeme sadece cihatçıları değil aynı zamanda aralarında Esat rejiminin temsilcilerinin de yer aldığı savaş suçlularını yargılayabilir.”

Hammargren İsveç, Almanya ve bazı Avrupa ülkelerinin DAİŞ'lıların savaş suçundan yargılanmaları için uluslararası hukuk kurallarının uygulanmasından yana olmaları yönündeki açıklamalarının DAİŞ'lıların Avrupa ülkelerinde yargılanmalarının önünü açtığı değerlendirmesini yaptı.

GÜNEY KÜRDİSTAN VE ROJAVA'YA YÖNELİK SALDIRILAR PARLAMENTONUN GÜNDEMİNDE

Son 15 gün içinde İsveç Demokratları'nın milletvekilleri, Türkiye'nin Güney Kürdistan ve Rojava'ya yönelik saldırılarını parlamentonun gündemine getirdi. Partinin Dış Politika Sözcüsü Magnus Wiechel, Türk devletinin koronavirüsünün gölgesinde Irak ve Suriye'de Kürtlere yönelik gerçekleştirdiği saldırılarını protesto etmesi için Dışileri Bakanı Ann Linde'den Türk Büyükelçiyi makamına çağırmasını istedi.

Sara Gille de, verdiği iki ayrı önergede Türkiye'nin DAİŞ çeteleriyle yaptığı işbirliğine dikkat çekti. Gille, Suriye'den gelen ve gelebilecek DAİŞ'lıların oluşturabilecekleri tehditlere karşı hükümete ne gibi önlemler almayı düşündüğünü sordu.