Raporunda 2010 yılından sonra Büyük Britanya’da göçmenlere düşman bir ortam yaratıldığına dikkat çeken Tendayi Achiume, bunun Britanya halkında diğer halklara yönelik genel yargılara etki ettiğinin altını çizdi.

CAMERON VE MAY’İN GÖÇMEN POLİTİKALARI NEDEN OLDU

Ülkede oluşan ‘genel bir anksiyete ikliminin’ varlığına işaret eden BM raportörü, bu iklimi muhafazakar başbakanlar David Cameron ile 2016’da göreve gelen Theresa May tarafından yaratılan ortama bağladı. 2010 yılından bu yana hayata geçirilen ‘radikal kemer sıkma politikalarının’ orantısız bir biçimde özellikle de göçmen kökenlileri etkilediği vurgulanan raporda, 2010’dan 2016’ya kadar İçişleri Bakanı olan şimdiki Başbakan Theresa May’in politikaları işaret edildi.

2014 yılında kabul edilen ‘Immigration Act’ adlı göçmen yasasının azınlık halklara karşı düşmanlığı beslediğine yer verilen raporda, Britanyalıların tüm sorunların göçmen halklardan kaynaklandığına inandığı tespitine parmak bastı.

FARKLI IRK, DİN, CİNSİYETLER İLE FİZİKİ SAĞLIK SORUNUN KAYNAĞI GİBİ GÖRÜLÜYOR 

Göçmenlik, farklı dinden olma, cinsiyet ve fiziki sağlığın toplum sağlığı ve fırsat edinmede etkili olmasının eleştirildiği raporda, şöyle denildi: “En ağır realite ise, ırk, etnik aidiyet, din, cinsiyet ve engelli olmanın halkın fırsatlarını veya sağlığını kabul edilemeyecek ve de illegal bir biçimde belirliyor olmasıdır.”

Raporda sıkça eleştirilen Theresa May’in 2016 yılında hayata geçirdiği ırkçılığa karşı denetim mekanizması selamlandı. Ancak raporda, Büyük Britanya’nın ırkçılığı ve ayrımcılığı önlemek için ‘çok çaba sarfetmesi gerektiği’ vurgulanıyor.

GEÇTİĞİMİZ AY WINDRUSH SKANDALIYLA GÜNDEMDEYDİ

Büyük Britanya’nın referandumla Avrupa Birliği’nden (AB) çıkma (Brexit) kararı almasında da ülkedeki göçmen karşıtı iklimin etkili olduğu biliniyor.

Son olarak geçtiğimiz ay ülkeye eski sömürgelerden 1940’lı yıllardan itibaren gelen ve Windrush nesli’ olarak da anılan göçmenlerin sınırdığı edilmek istendiği ortaya çıkmıştı.

Britanya İçişleri Bakanlığı yetkililerinin Windrush neslinden ve sayıları yüz binleri bulan göçmenleri sınırdışı etmeye çalıştığı ve buna gerekçe olarak da göçmenlerin gerekli belgelerinin olmamasını gösterdiği ülke basınına yansımıştı.

Büyük oranda Karayip ülkelerinden gelen göçmenlerden ve akrabalarından ülkede oturma ve çalışma iznine sahip olduklarına dair bir dizi belgeyi İçişleri Bakanlığı'na sunmaları istenmişti. Aksi halde ise göçmenlerin sınırdığı edileceği tehdidiyle karşılaştıkları ortaya çıkmıştı.

Skandalın patlak vermesi ardından İçişleri Bakanı Amber Rudd istifa etmiş, yerine Pakistan kökenli Sajid Javid getirilmişti.