İran önemli petrol ve gaz yataklarına sahip. İran ile nükleer konuda yapılacak bir anlaşma, bu rezervlerin küresel piyasaya akmasının yolunu açacak.
Blombgerg ajansına göre İran petrolünü içeren 90 milyonu aşkın varil Fars Körfezi ile Singapur ve Çin açıklarındaki gemilerde stok edilmiş durumda.
Bu miktarın Avrupa Birliği’nin Rusya’dan deniz yoluyla getirdiği 1,2 milyon varilin yerini geniş bir şekilde alacağı ifade ediliyor. Zira aralık ayında Ukrayna savaşı nedeniyle Moskova’ya yönelik yaptırımlar kapsamında Rusya’dan yapılan bu teslimatlar durdurulacak.
Uzun vadede bakıldığında İran ile nükleer anlaşma yapılması halinde, imzadan sonra 120 gün içerisinde günlük olarak 50 milyon varil gibi astronomik bir miktar ihraç edilebilecek. Böyle bir düzeye ulaşılmazsa da 2015 yılında yapılan nükleer anlaşmadan bir yıl sonra 2016’da günlük olarak ihraç edilen 3,8 milyar varil dahi Avrupa’nın enerji faturasını hafifletmeye yetecek.
Bununla birlikte gaz sorunu karmaşık bir sorun olarak kalmaya devam ediyor. İran Rusya’dan sonra en dünyanın en büyük gaz rezervlerine sahip. Ancak Tahran gaz alt yapılarına yatırım yapmaktan çok petrol üzerine hesaplarını yaptı.
2015’teki nükleer anlaşma ardından uluslararası şirketler İran gaz endüstrisini modernize etmek için harekete geçti ancak 2018’de ABD’de dönemin başkanı Donald Trump’ın anlaşmadan tek taraflı olarak çekilerek yaptırımlara geri dönmesi, şirketlerin de geri adım atmasına neden oldu.
Yeni bir anlaşma ile yaptırımların kalkması halinde Avrupa ilk etapta sınırlı bir İran gazına erişebilecek. Mevcut gaz alt yapılarının yenilenmesi he rşeyden önce İran’ın gazı Asya’ya taşımasını sağlayacak.
Uzmanlar anlaşma ile birlikte bu gecikmenin göreceli bir hız kazanabileceğini düşünüyor. Mayıs ayında İranlı yetkililer yaptığı açıklamada Avrupa’ya doğru gaz ihraç etme olasılığını incelediklerini ifade etmişti.
Ancak bu gazın uluslararası pazarı yatıştırabilmesi için her şeyden önce yaptırımların kaldırılması gerekiyor.
Birkaç ay süren tıkanmanın ardından İran ile müzakereler yazdan önce başladı. Batılı yetkililer ve İran’dan gelen mesajlar, anlaşmaya hiç olmadığı kadar yakınlaştığına işaret ediyor. Daha önce de bu tür mesajlar verilmişti. Ancak enerji krizinin derinleştiği bir dönemde, anlaşmanın her an olabileceğine dair mesajlar arttı.