İsveç'ten tartışmalı DAİŞ ile mücadele hamlesi

İsveç’te DAİŞ’i engellemek konusundaki yeni yasal düzenleme anlaşması tartışmalara neden oldu.

Sol Parti Milletvekili ve Parlamento Adalet Komisyonu Üyesi Linda Snecker, hükümet ve muhalefet partilerinin terörü önlemek için üzerinde görüş birliğine vardığı anlaşmanın ulusal kurtuluş hareketlerine karşı uygulanabileceği ve İslamofobiyi artıracağı uyarısında bulundu.

Sosyal Demokrat İşçi Partisi Milletvekili ve Parlamento Adalet Komisyonu üyesi Lawen Redar ise, anlaşmanın özellikle uluslararası toplumun terör örgütü olarak saydığı DAİŞ, El Nusra ve El Şebab gibi terör örgütlerinin çalışmalarını engellemeyi amaçladığı görüşünde.

İsveç Hükümeti, 7 Nisan’da Stockholm’de bir DAİŞ militanının gerçekleştiği 5 kişinin yaşamını yitirdiği terör saldırısından sonra, olası yeni saldırıların engellenebilmesi amacıyla alınacak önlemlerde muhalefet partileriyle görüş birliğine vardı.

16 MADDE ÜZERİNDE UZLAŞMA SAĞLANDI

Hükümet ve burjuva partileri olarak adlandırılan muhalefetin üzerinde uzlaştıkları 16 maddelik anlaşma bir dizi yeni önlemler alınmasını öngörüyor.

Alınması düşünülen önlemler arasında aşırı akımlara karşı kalıcı bir ulusal koordinasyon mekanizmasının kurulması, polis sayısının artırılması ve daha etkili silahlarla donatılması, güvenlik kameralarının kullanılmasının yaygınlaştırılması, meydan ve caddelere beton bloklar yerleştirilmesi, polisin internet ve telefon görüşmelerini dinleme ve izleme yetkisinin artırılması bulunuyor.

'TERÖR ÖRGÜTLERİ'NE YARDIM KRİMİNALİZE EDİLECEK

Partiler, terör örgütleri saflarına katılma veya herhangi bir biçimde terör örgütleriyle ilişkiye girme ve yardım etmeyi de kriminalize edilmesini de kararlaştırdılar.

Anlaşmanın açıklamasından sonra Başbakan Stefan Löfven, “Anlaşmadan oldukça grurluyum. Bu, zor ve önemli konularda partiler arasındaki görüş ayrılıklarını bir tarafa bıraktıklarını ve işbirliği yaptıklarını gösteriyor” yazılı açıklamasını yaptı.

6 hükümet ve muhalefet partisinin üzerinde görüş birliğine vardığı yeni öneriler, bu yılın Aralık ayında daha da netleştirilerek kamu oyuna açıklanacak. Hazırlanacak tasarının 2018 Eylül ayında yapılacak seçimlerden önce parlamentoya getirilip yasalaşması planlanıyor.

ULUSAL KURTULUŞ HAREKETLERİ VE DEVRİMCİ PARTİLERE UYGULANMA RİSKİ VAR

Ancak DAİŞ ve diğer Cihatçıların çalışma ve eylemlerini engelleme amacıyla gündeme getirilen bazı önerilerin ulusal kurtuluş hareketleri ve devrimci parti ve gruplara karşı kullanılma riski bulunuyor.

Hükümet, DAİŞ ve cihatçılara karşı alınacak önlemleri ele alan toplantılara Sol Parti’yi davet etmedi.

Sol Parti Milletvekili ve Parlamento Adalet Komisyonu Üyesi Linda Snecker’le hükümet ve muhalefet partilerinin üzerinde görüş birliğine vardığı yeni önlemleri konuştuk.

Alınması istenen önlemlerden bazılarını olumlu bulduklarını ve desteklediklerini söyleyen Snecker, “Halkın güvenliğinin sağlanması için cadde ve meydanlara beton blokların yerleştirilmesi şehirlerin daha güvenli olmasına katkıda bulunur ama buna karşın güvenlik kameralarının kullanımının yaygınlaştırılması olumlu bulmuyor ve karşı çıkıyoruz” dedi.

'TERÖR ÖRGÜTLERİ'YLE İŞBİRLİĞİNİN KRİMİNALİZE EDİLMESİNE KARŞIYIZ

Deneyimlerin ve Suçluluğu Önleme Konseyi’nin yaptığı araştırmaların güvenlik kameralarının araç park yerleri dışında faydalı olmadığını gösterdiğini hatırlatan Snecker, terör örgütleriyle işbirliği yapılmasının kriminalize edilmesine de karşı olduklarını belirterek şunları kaydetti:

“Yasalarımızda terör örgütlerinin tanımı ve terör suçu tanımı yok. Örgütlerin terör örgütleri olarak kategorize edilmelerinde de değişik ülkeler arasında büyük anlayış farklılıkları var. 6 partinin anlaştıkları öneriler, başka ülkelerdeki terör örgütlerinin çalışmalarını engellemeyi amaçlıyor. Ama İsveçli terör örgütleri dışta tutuluyor. Örneğin Nazi Kuzey Direniş Hareketi (NMR) bir terör örgütüdür. Ama bu yıl Almedalen’de düzenlenecek ‘Politikacılar Haftası’na katılmasına izin veriliyor.”

ULUSAL KURTULUŞ HAREKETLERİNİ OLUMSUZ ETKİLER

Snecker, tasarının yasallaşması durumunda Birleşmiş Milletler veya Avrupa Birliği’nin terör örgütleri listesinde bulunan örgüt ve kuruluşların taraftarlarının etkilenip etkilenmeyeceği sorusunu “Olumsuz etkileyeceğini düşünüyorum. Böylesi bir risk var. Bazı ülkelerin terör örgütü olarak ilan ettiği örgütleri İsveç ulusal kurtuluş hareketi görüyor ve ekonomik destek veriyor. Bazı örgütler söz konusu olduğunda İsveç’in farklı görüşü var” diyerek yanıtladı.

MÜSLÜMANLARA YÖNELİK KUŞKULAR ARTACAK

Önerilerin İslamofobiyi yaygınlaştıracağı uyarısında da bulunan Snecker, “İsveç’te yabancı düşmanlığının oldukça fazla olduğunu ve artmakta olduğunu biliyoruz. Bu öneriler yasalaşırsa Müslümanlara suçlamalar artacak. Terör örgütleriyle ilişkisi olmayan dernek ve örgütler bundan zarar görecek. Pek çok kişi tüm Müslümanları DAİŞ’cı olarak görüyor ve suçluyor. Öneriler, göçmen ve Müslümanlara yönelik kuşkuların artmasına yol açacak” dedi.

Önerilerin henüz tasarı haline gelmediğini ve kamuoyuna açıklanmadığını hatırlatan Snecker, Sol Parti’nin tasarı açıklandıktan sonra tutumunu netleştireceğini ve düşüncelerini kamuoyuyla paylaşacağını ifade etti.

YASA DAİŞ, EL NUSRA VE EL ŞEBAB GİBİ TERÖR ÖRGÜTLERİNİ HEDEFLİYOR

Sosyal Demokrat İşçi Partisi Milletvekili ve Parlamento Adalet Komisyonu Üyesi Lawen Redar ise, önerilerin yasallaşması durumunda PKK vb. ulusal kurtuluş hareketleri taraftarlarını olumsuz etkileme riski olup olmadığı sorusunu şöyle yanıtladı:

“Yasanın nasıl şekilleneceğini tam olarak bilmediğimiz için detaylara giremiyorum. Ama bu anlaşmanın amacı mümkün olduğu kadar DAİŞ’a destek verilmesini engellemektir. Yasa öncelikle uluslararası toplumun terör örgütü olarak saydığı DAİŞ, El Şebab gibi terör örgütlerinin çalışmalarını engellemeyi hedefliyor. Terör damgası geçmişte olduğu gibi şimdi de politik bir sorun. Listede olanları terör örgütü damgasından kurtarmak oldukça zor.”