Strasbourg’da direnişin 65’inci gününde ‘kalıcı risk’ uyarısı

Öcalan’a yönelik tecride karşı 65 gündür Strasbourg’da süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olan 14 eylemcinin sağlık durumu her geçen gün kötüleşirken, hayati riskleri bulunuyor.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecride karşı bedenlerini açlığa yatıran 14 eylemci, ilerleyen sağlık sorunlarına rağmen talepleri karşılanıncaya kadar eylemden vazgeçmeyeceklerini ilan etmişlerdi. Eylemcileri yakından takip eden Dr. Fahrettin Gülşen’e göre, yetkili ve sorumlu kurumların devreye girmemesi halinde her geçen gün ‘dirhem dirhem eriyen’ eylemcilerin yaşamı tehlike altında.

EYLEMCİLERİN BİR GÜNÜ

17 Aralık’tan bu yana açlık grevinde olan 14 direnişçi, eylemlerinin ilk 52 gününü Strasbourg Demokratik Kürt Toplum Merkezi’ne ait lokalde sürdürmüşlerdi. Açlık grevi direnişi, eylemcilerin artan sağlık sorunları ve lokalin küçük olmasından kaynaklı olarak son 13 günden bu yana “273 Avenue de Colmar” adresindeki daha geniş bir lokalde sürdürülüyor.

Her gün düzenli olarak Dr. Fahrettin Gülşen ve diğer meslektaşları tarafından yakından takip edilen eylemciler, son haftalarda giderek daha fazla yatağa bağımlı hale geldiler. Eylemin 40’lı günlerine kadar yoğun bir biçimde ziyaretçileri ağırlama, sohbet, tartışma ve beyanatlarda bulunan direnişçiler, sonraki günlerde sağlık sorunlarının ağırlaşması nedeniyle daha ziyade kendilerine ayrılan bölümlerde kalıyorlar.

Ancak tüm bunlara rağmen kimi eylemcilerin nefes almakta zorlanması gibi sağlıksal nedenlerle açık havaya çıkmaları öneriliyor. Ayrıca zorlanmalarına rağmen birçok eylemci birkaç dakikalığına da olsa kendilerini ziyaret etmek için yüzlerce hatta binlerce kilometre yol yaparak Strasbourg’a gelen kişileri yalnız bırakmak istemiyor. Ancak ziyaretler beraberinde belirgin bir yorgunluğu getiriyor.

Zorunlu haller dışında kendilerine ayrılan bölümlerdeki yatakhanede kalan eylemcilerin dinlenme ihtiyacı olduğu göze çarpıyor. Ancak buna rağmen basından son gelişmeler de takip ediliyor.

SAĞLIK DURUMLARI NASIL?

Eylemcilerin açlık grevinin ilk 64 günü itibariyle 12 ila 14 kilogram arasında kilo kaybı yaşadığı tespit edilirken, yaş, fiziki yapıları ve eyleme başladıkları gündeki kiloları dikkate alındığında bazı eylemcilerdeki kilo kayıplarının oldukça endişe verici olduğuna dikkat çekiliyor. Kimi eylemcilerde görülen kilo kaybı açlık grevine başladıkları günden bu yana yüzde 20’ye varan oranlara ulaşıyor.

Açlık grevinin ilerleyen bu sürecinde kas yıkılması sorununun baş göstermesi de, doktorların endişelerini arttırıyor. Zira kasların dökülmesi anlamına da gelen yıkılmanın eylemciler normal yaşamlarına dönmesi halinde dahi vücutlarının söz konusu bu kaybı yenileyerek telafi etmesi ömür boyu mümkün olmayabilir.

Pazartesi günü yapılan haftalık genel muayane sonrasında eylemcilerin yaşadığı sağlık sorunları şöyle:

Kalp ve ritim bozuklukları, gözde kararma, halsizlik, baş ağrısı, mide bulantısı, sese hassasiyet gibi sorunlar yaşayan gazeteci Gülistan İke’nin gözlerindeki kılcal damarlarından birinin patladığı tespit edildi.

Doktorların muayanesine göre Gülistan İke’de ileriki günlerde kalp sıkışması yaşanabilir. Öte yandan açlık grevinin sürmesi halinde mevcut durumda gözlerinde sorun yaşayan İke’nin ileriki yaşamında görme zorluğu çekebileceğinden endişe ediliyor.

2-3 SAAT UYUYABİLİYORLAR

Nurgül Başaran’da görülen semptomların başında ise mide krampı, sıvı alamama, bulantı ve kusmaların yanı sıra tansiyonun yükselişi veya aniden düşüşü, ritim bozukluğu ve sese karşı hassasiyet öne çıkıyor. Yoğun kilo kaybı yaşayan Başaran’ın günde 3 saat ve parça parça uyuyabiliyor olması da ciddi bir sorun teşkil ediyor. Eylemcide sese karşı hassasiyet de görülen semptomlardan.

Doktor Fahrettin Gülşen’e göre, özellikle uykuda yaşanan bu düzensizlikler Başaran gibi birçok eylemcinin sağlığını en çok tehdit eden sorunların başında geliyor. Zira bu durum eylemcinin sinir sisteminin yanı sıra başta kalp olmak üzere birçok organa zarar veriyor.

HDP eski Milletvekili Dilek Öcalan da, 65’inci günündeki süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eyleminde yer alıyor ve son günlerde oldukça ağır semptomların görüldüğü eylemcilerden biri.

Ciddi konsantrasyon sorunu yaşayan Dilek Öcalan, sese karşı hassasiyet, mide bulantısı ve kusma, halsizliğin yanı sıra sıvı alamamadan muzdarip. Öcalan’da görülen en önemli sağlık sorunu ise uyuyamama; doktorunun verdiği bilgiye göre günlük ortalama iki saat ile sınırlı kalıyor.

Dilek Öcalan’ın ileride yaşanabilecek sağlık sorunlarına da dikkat çeken doktorlar, bağırsak ve midenin yanı sıra sinir sisteminde hasar veya kalp ritim bozukluğunun kalıcı olması riskine işaret ediyorlar.

Eylemcilerden Ekrem Yapıcı’da önemli boyuttaki kilo kayıplarının yanında karın ağrısı, mide bulantısı gibi semptomlar düzenli olarak görülüyor. Sıvı almakta ve uyumakta zorlanan Yapıcı’da da diğer birçok eylemcideki gibi kas erimesi devam ediyor.

SİNİR SİSTEMİNDEKİ YIPRANMA GÖRME YETİSİNE ZARAR VERİYOR

Açlık grevi direnişinde yer alan KNK Dışilişkiler Komitesi üyesi ve siyaset bilimci Kardo Bokani, özellikle sinir sisteminin gördüğü zararın gözlerine etki etmesi nedeniyle risk altında. Doktorların verdiği bilgiye göre gözlerinden sık sık yaş akan Bokani’nin görme yetisi ciddi zarar görebilir. Bokani’nin bu sorununun yanı sıra uykusuzluk, sese karşı hassasiyet, kaslarda erime ve bağırsaklarda sertleşme gibi risk arz eden sağlık sorunları artık ileri derecede.

SARIKAYA VE KOÇ’UN DURUMU

Siyasetçi Mustafa Sarıkaya’nın kaslarda erime veya dökülme olması riskine ek olarak özellikle akciğer ve solunum yollarındaki bazı belirtiler sağlığı için tehlike oluşturuyor. Akciğerinde iltihaplanma oluşan Sarıkaya’nın nefes almakta zorlandığı belirtilirken, uykusuzluk, mide bulantıları ve sinir sistemindeki hasarla bağlantılı olarak gözde kararma gibi belirtileri yoğunlaşıyor.

Eylemin 47’nci gününde rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç’un fiziğine oranla yaşadığı kilo kayıpları endişe kaynağı iken, akciğer enfeksiyonu ve göğüste daralma gibi sorunlarla karşı karşıya. Karın ve göğüs ağrıları devam eden Koç’un sık sık bulantı, sancılanmanın yanı sıra beyin sinirlerinin zarar görmesinden ötürü kulaklarda çınlama ve sese hassasiyet gibi semptomları da sıkça görülüyor.

Doktorlar açlık grevinde 65 günü geride bırakan Koç’un yaşı itibariyle ilerleyen dönemde kalbinin etkilenmesi ihtimaline dikkat çekiyorlar. Koç bu yüzden doktorlar tarafından dikkatle takip ediliyor.

HER AN HASTANEYE KALDIRILMASI GEREKEBİLİR

Üç hafta önce hastaneye kaldırılan eylemcilerden olan Kerem Solhan, sağlık durumu yakından takip edilen ve her an benzer sorunlar yaşaması ihtimali olan eylemcilerden biri. Eyleme başladığı güne oranla kilo kaybı yüzde 20 gibi bir oranda olduğu için endişe edilen Solhan, akciğer, idrar ve böbrek enfeksiyonları gibi sorunlar yaşıyor. Kas yıkılması, sancılardan kaynaklı uyuyamama, bilinç kaybı ve sıvı almakta zorluk çekme gibi sorunlar yaşayan Solhan, önemli oranda yatağa bağımlı hale gelmiş durumda.

İlerleyen dönemlerde böbrek yetmezliği gibi ağır sağlık sorunlarıyla karşılaşacağı tespitini yapan doktorlar, tedaviyi kabul etmemesi nedeniyle endişeliler. Doktorlar, Solhan’ın durumunun her an ağırlaşabileceğine dikkat çekiyorlar.

EN YAŞLI EYLEMCİDE KİLO KAYBI DÖRTTE BİRİ BULUYOR!

57 yaşında ve eylemcilerin en yaşlısı olan Agit Ural’da kilo kaybı dörtte bire kadar çıkmış durumda ve kaslarındaki erimeler de endişe veriyor. Sık sık mide bulantısı, tansiyon düşüklüğü, bilinç bozukluğu, uyku bozukluğu, kokuya karşı hassasiyet görülen Ural, sıvı almakta da zorlanıyor. Kokuya karşı hassasiyeti gelişen Ural da, günün çok büyük bir kısmını yatağa bağımlı halde geçiriyor.

Açlık grevindeki en genç eylemci olan Deniz Sürgüt, fiziğine oranla en fazla kilo kaybı yaşayan eylemcilerden. Kaslarda erime, tansiyon ritim bozukluğu, mide bulantısı, halsizlik, sese karşı hassasiyet sorunları yaşayan Sürgüt, uyuyamamasından ötürü de risk altında. Sürgüt’ün ayrıca nörolojik sorunların yanı sıra bağırsak iltihaplanması sorunu bulunuyor.

Kas erimesi, kas krampları, kokuya ve sese karşı hassasiyet gibi sorunların yanında mide bulantısı, baş dönmesi ve uyuyamama sorunları görülen Ramazan İmir’de de görme sorunu başgösterdi. İmir de günün çok büyük bir kısmını yatağa bağımlı halde geçiriyor.

Ayvaz Eceadlı eylemcide de kas erimesi, mide bulantısı, tansiyon düşüklüğü ve sese hassasiyet gibi sağlık sorunları tespit edildi. Kulak iltihaplanması görülen Ece’de kulak çınlamaları yoğun boyutlarda. Ece de birçok diğer eylemci gibi yatağa bağımlı hale geldi.

NEFES ALMAKTA ZORLANIYOR

Açlık grevcileri arasında sağlık durumu göreceli daha endişe verici olarak bulunan bir diğer isim de Mehmet Nimet Sevim. Kilo kayıpları ve kaslarda erimenin yanında kokuya hassasiyet, mide bulantıları, konsantre bozukluğu, sinir sisteminde hasar tespit edildi.

Karaciğer ve akciğerinde sorun tespit edilen Sevim’in oksimetre ile yapılan ölçümlerinde aldığı oksijen oranının düşük olduğu anlaşıldı. Kapalı alanda kaldığında nefes almakta zorlanan Sevim’in düzenli olarak dışarı çıkarak hava alması gerekiyor. Ancak bu da açlık grevi nedeniyle giderek zayıflayan eylemcinin dinlenememesine yol açıyor.

Mehmet Nimet Sevim’in daha önce cezaevinde iken de açlık grevlerine katılmasının mevcut semptomları daha da ağırlaştırdığına dikkat çekiliyor.

Doğu Kürdistanlı eylemci Muhammed Ghaderide ise baş dönmesi, mide bulantısı ve kas ağrıları gibi hemen hemen tüm direnişçilerde görülen semptomların yanı sıra sese hassasiyet ve sinir sistemindeki sorunlar nedeniyle risk altında.

ÖZELLİKLE KAS YIKILMASI ENDİŞELENDİRİYOR

Dr. Fahrettin Gülşen’in yaptığı değerlendirmeye göre, her ne kadar 65’inci günündeki bir açlık grevinde görülmesi normal semptomlar yaşansa da, özellikle kas yıkılmaları endişe verici bir sağlık sorunu. İnsan vücudunun kas yıkılmasını ömür boyu telafi edemeyebileceğine dikkat çeken Dr. Gülşen, önümüzdeki günlerde eylemcilerin sağlık durumlarının daha da kötüleşebileceğine işaret ediyor.

‘DOKTORLAR OLARAK UYARMAK GÖREVİMİZ’

Ancak direnişçilerin açlık grevini bırakmayı gerektirecek tedaviyi reddetmeleri, kalıcı ve birçoğu yaşamı tehlikeye atacak sağlık sorunlarıyla karşılaşmalarını beraberinde getirecek.

Doktor olarak eylemcilerin yaşadığı ve yaşama ihtimali olan tüm riskleri eylemcilere iletmek zorunda olduklarına vurgu yapan Dr. Gülşen, “Ancak ‘sonuç alana kadar eylemimizden vazgeçmeyeceğiz’ diyorlar. Tabii ki, bu durum bizi endişelendiriyor ama eylemcilerin iradelerine de saygı göstermek zorundayız” diye konuştu.

‘KÖR-SAĞIR-DİLSİZ TAVIR RAHATSIZ EDİCİ’

Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü (MSF) başta olmak üzere doktor örgütlerine de çağrı yapan Dr. Gülşen, “Bu insanlar 2 ayı aşkın süredir buradalar ve tabii ki başka doktorlar da gelerek durumlarını yerinde incelemeli” dedi.

Avrupa basınının sessiz kalmamasını da isteyen Dr. Gülşen, eylemcilerin insani taleplerine karşı kör-sağır-dilsiz tavrın ‘rahatsız edici’ olduğunun altını çizdi. “İnsani olarak ciddi bir sorun ve her gün dirhem dirhem eriyorlar” diyen Dr. Gülşen, eylemcilerin yaşamlarının tehlikede olmasına rağmen duyarsız kalınmasını da eleştirdi.

YARIN: İki ayı aşkın sürede kimler ve hangi kurumlar destek verdi? Diplomatik çalışmalar ne düzeyde? Eylemcilerin mesajları...