Milli Görüş’ün Strasbourg projesinin arkasında Erdoğan mı var?

Strasbourg’da geçtiğimiz günlerde açılış töreni yapılan bir Milli Görüş camisi, Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözde etkisini arttırmak için tüm dünyada camiler inşa etme politikasını yeniden gündeme getirdi.

Avrupa’nın en büyük külliyesi olacak Strasbourg’daki caminin mimarı Erdoğan’ın ve Diyanet’in diğer ülkelerdeki projelerinde adı geçen biri iken, caminin finansmanına ilişkin tartışmalar da gözlerden kaçmıyor.  

İslam Toplumu Milli Görüş’ün Fransa’daki adı olan CIMG tarafından Strasbourg’da 1996 yılında eski bir fabrikadan dönüştürülen Eyüp Sultan Camisi’nin, ‘yeterli büyüklükte olmadığı’ ve ‘ibadethane olarak kabul edilmediği’ gerekçesiyle yenilenmesi kararı alınmıştı.

2014 yılında projesi tamamlanan ve resmi izinleri alınan, ancak caminin yapılacağı Meinau semtinde yaşayanların dernekleri aracılığıyla yaptıkları itirazlar nedeniyle gecikme yaşanmıştı. Konu yargıya kadar gitmiş ve caminin inşasına izin verilmişti.

AKP’NİN HER YERE OSMANLI STİLLİ CAMİ PROJELERİNİN PARÇASI

Fakat bu camiyi sorunlu kılan kentin mimarisine vereceği iddia edilen zarardan çok, Milli Görüş tarafından yapılmış olsa da AKP’nin ve doğal olarak Türkiye’deki Osmanlı kafasındaki yeni ‘milli politikanın’ araçlarından biri olarak görünüyor olması.

Her ne kadar geçmişte doğrudan, son yıllarda da resmiyette de olsa Saadet Partisi’ne yakın gibi görünse de, Milli Görüş’ün birçok federasyon ve derneğinin seçim dönemlerinde açıkça AKP’yi desteklemeleri, ‘Avrupa’nın en büyük külliyesi’ olarak planlanan cami projesinin arkasında Erdoğan’ın olduğunu gizlemeye yetmiyor.

Geçtiğimiz hafta temel atma vesilesiyle yapılan açılış törenine AKP’li Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın yanı sıra Türkiye’nin Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa ile  Strazburg Başkonsolosu Özgür Çınar tam kadro olarak katılmışlardı.

BİZZAT BOZDAĞ ERDOĞAN’IN SELAMLARINI GETİRMİŞTİ

Temel atma töreni öncesinde düzenlenen programda konuşan Bekir Bozdağ, “Böylesine önemli bir eserin temel atılmasına, böylesine güzel birlikteliğe ve önemli hadiseye şahit olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum” demişti.

Bozdağ ayrıca, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘selamlarını’ getirmeyi de unutmamıştı.

AKP’NİN HER YERE ŞAŞALI CAMİ İNŞAATLARI PROJESİNİN BİR PARÇASI

AKP’yle birlikte hem Türkiye içinde hem de ülke dışında insanların dini duygularını daha kolay istismar etmek ve bunun üzerinden propaganda yapabilmek için çok sayıda devasa ve cami cemaatlerinin ihtiyacının çok çok üstünde ibadethaneler yapılmasına önem verildiği biliniyor.

28 kubbeden oluşacak 44 metre yüksekliğinde çift minareli cami ve külliye inşaatının bitmesi ardından caminin en az 5 bin metrekarelik bir alanı kapsayacağı biliniyor. Fabrikadan dönüştürülen eski camide Cuma namazlarında 1750 kadar kişi alabilecek kapasitede olduğu belirtilirken, bugün yapılmak istenen kompleksin aslında ihtiyaçtan ziyade tıpkı Erdoğan’ın yaptığı gibi  büyüklük hastalığının ürünü olduğu açık. Yeni komplekste de bu sayının 2 bin 500 olacağı iddia ediliyor.

CMIG tarafından yapılan tüm yayınlarda bu caminin ‘Avrupa’nın en büyük külliyesi’ olacağı vurgulanırken, zaten onlarca ibadethanenin olduğu kentte esas hedefin de Erdoğan’ın hedeflerinden bağımsız olmadığı anlaşılıyor.

ON BİNLERCE MAĞRİBLİ MÜSLÜMAN İÇİN ÇOK DAHA KÜÇÜK BİR CAMİ VAR

Buna örnek olarak, Strasbourg’daki Mağribli Müslümanların gittiği Büyük Camii gösterilebilir. Strasbourg’un da dahil olduğu ve 2016’dan bu yana Lorraine ve Champagne-Ardennes ile birleşerek Grand-Est adını alan Alsace bölgesindeki tüm Müslümanların sayısı 150 bin ila 200 bin arasında tahmin edilirken, bunun çok büyük bir kısmının Strasbourg ve çevresinde yaşayanlar oluşturuyor. Oysa Strasbourg’daki Türkiyelilerden kat kat fazla nüfusa sahip diğer Müslümanlar için hizmet veren Strasbourg Büyük Camii dahi çok geniş bir alana sahip olmasına rağmen sadece 2 bin 700 metrekare olarak inşa edildi.

Çok daha küçük bir cemaati bulunan ve zaten DİTİB ile diğer birçok Türkiyeli kuruluştan sadece biri olan CMIG’nin inşa ettiği caminin külliye olarak planlanmasıyla, birçok ‘başka faaliyetin’ de yürütülmesi mümkün olacak. Zira inşa edilmek istenen 5 bin 500 metrekarelik külliyenin sadece 900 metrekarelik bir kısmında namaz kılınması veya vaaz dinlenmesi söz konusu.

KONSOLOSLUK BİNASI  DA AYNI ‘BÜYÜKLÜK KOMPLEKSİYLE’ İNŞA EDİLİYOR

Eyyup Sultan Camisi’nin Erdoğan ve AKP’nin Avrupa’da güç gösterisinin bir parçası olabileceğine  dair şüpheleri arttıran bir diğer nokta ise, Strasbourg’a atfedilen önem.

Bir dönemler Avrupa ülkeleriyle iyi ilişkileri olan AKP ve Erdoğan’ın Avrupa Konseyi (AK) ve Avrupa Parlamentosu (AP)’nin de bulunduğu Strasbourg’a verdiği önemin bir diğer işareti, kentte halen inşası devam eden yeni konsolosluk binası. Her ne kadar bu binanın ayrı bir hikayesi olsa da, AK, AP, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) kuruluşlarla komşu olacak şekilde seçilmesi dikkat çekmişti.

10 bin metrekare kadar bir alana yapılan ve yıllardır bir türlü bitmeyen bu bina da, Fransız basınında şüpheyle karşılanmıştı. Dışarıdan bakan zaten bu projenin Erdoğan’ın ‘Avrupa’nın hemen karşısında büyük Türkiye imajı’ yaratma hayalinin ürünü olduğunu rahatlıkla anlayabiliyor. Zira 130 ila 140 bin arasında kişiye hizmet veren mevcut konsolosluk binasının  3 katlı sıradan bir ev olduğu düşünüldüğünde, ‘konsolosluk hizmetleri’ için 3-4 katlı 10 bin metrekare alan üzerinde bir binaya gerek olmadığı aşikar.

ERDOĞAN VE DİYANETİN YURTDIŞI CAMİ PROJELERİNİN MİMARI DA İÇİNDE

Her ne kadar Eyüp Sultan Camiisi’nin inşası Alsace bölgesinden şirketlere verilse de, mimar olarak Türkiye’nin Suudi Arabistan tarzı her ülkeye cami yapma projelerinde sıkça duyulan bir isim burada da ortaya çıkıyor.

Mimar Muhammed Hilmi Şenalp’in tasarımını yaptığı caminin tümüyle ‘Osmanlı stiline’ uygun olacağı iddia ediliyor. Şenalp, daha önce de Diyanet’in Tokyo’daki camisinin yanı sıra ‘ABD’nin en büyük İslam merkezi’ olarak 2016’da bizzat Erdoğan tarafından Maryland eyaletinde açılan kompleksin tasarım ve mimari işleri de yine bu kişiye aitti.

10-15 MİLYON DENİLEN MALİYET NASIL 32 MİLYON EUROYA ÇIKTI?

İlk planlaması 2008 yılına kadar giden ve o dönemlerde 15 milyon euro kadar maliyeti olacağı hesaplanan caminin günümüzdeki maliyet tahmini ise 32 milyon euro. Bu maliyetin birkaç yılda nasıl bu denli arttığı da bir başka soru işareti olarak duruyor.

Kentteki konsolosluk binasının inşası için de önceleri dile getirilen 25 milyon euroluk maliyetin şimdilerde 35 milyon euroyu aştığını da hatırlatmakta fayda var.

GERÇEKTEN SADECE ÜYELERDEN TOPLANACAK BAĞIŞLARLA MI YAPILIYOR?

Resmiyette Milli Görüş’ün projesi olsa da, Türk devletinin arkasında olduğu anlaşılan projenin finansmanı konusu da tartışılıyor. Milli Görüş’ün buradaki adıyla CMIG’in Doğu Fransa’daki temsilcisi Eyüp Şahin, söz konusu maliyetin ‘inananlardan ve üyelerden yapılacak bağışlarla karşılanacağı’ gibi bir iddiada bulunuyor.

Açılış töreninde bilgi veren Şahin, şimdiye kadar internet üzerinden yaptıkları kampanyaya 250 ‘gönüllünün’ aylık 10 ila 1000 euro arasında ‘şantiyenin bitimine kadar’ katkıda bulunacaklarını söylemişti. Rue89 sitesine konuşan Şahin, açılıştan sonra ise kampanyanın Avrupa genelindeki camilerde yürütüleceğini iddia etti.

Projenin kabülünün üzerinden geçen 3 yıldan bu yana kampanya düzenlenmemiş olması şüphe çekiyor. Yani birçok inşaat şirketinin çalışmalara başlamadan ön ödeme aldığı biliniyor ve Milli Görüş’ün iddia ettiği 250 kişinin aylık katkılarıyla bu caminin 100 yılda bitmesi bile mümkün değil.

Bu da, caminin finansmanın arkasındaki esas gücün AKP hükümetine bağlı Diyanet ile Türk devleti olduğu şüphesini güçlendiriyor.

STRASBOURG BELEDİYESİ YAYILMACI TÜRK SİYASETİNE ALET OLACAK MI?

Türk devleti ve yandaşı gruplar ile organizasyonlar tarafından yoğunca suistimal edilen cami inşaatlarının normal şartlarda hiçbir sorun teşkil etmemesi gerekiyor. Ancak bunun Erdoğan’ın tam da bir dönemler Suudiler başta olmak üzere Körfez ülkelerinin yaptığı gibi dünyanın her tarafında cami açarak, Türkiye’nin devletçi ve İslamcı-faşist siyasetini yayma amacı için kullanılması ciddi bir sorun.

Strasbourg’da tüm kesimlerin merakla beklediği bir diğer konu ise, Sosyalist Parti (PS) kent belediyesinin bir dönemler sıkı fıkı dost olduğu, ancak son yıllarda mesafeli durduğu AKP’yle bağı tartışmalı böylesi bir projeye mali destek sunup sunmayacağı.

Fransa’daki 1905 Laiklik Yasası gereği ibadethanelere ancak tarihi eser özellikleri varsa kamu kurumlarınca tarafından mali yardım yapılabiliyor. Ancak Alsace bölgesi o dönemde Almanya’ya bağlı olduğundan yeniden Fransa’ya bağlandığında bölgeye özgü yasalar korunmuştu. Bu sayede, sadece ibadethane inşası için yüzde 10’u aşmamak kaydıyla devlet desteği mümkün. Ancak bu zorunlu değil.

Milli Görüş’ün son yıllara kadar dillendirmese de, bu yıl içerisinde Strasbourg Büyükşehir Belediyesi’ne 1,5 milyon euroya kadar destek verilmesi için çalışmalar yapıldığı iddia edilmişti. CIMG’in Temsilcisi Eyüp Şahin’in bu Fransız medyasına bu konuda verdiği “Mümkünse, bu imkandan yararlanmak isteriz. (Mali yardım) başvurusunu yapacağız. Ama kabul edilmezse de ‘tek başımıza yapacağız’” şeklinde beyanı dikkat çekiyor.

Ancak tartışmalı caminin açılışına bizzat katılan Strasbourg Belediye Başkanı Roland Ries’ten bu konuya kesin bir yanıt verilmiş değil. Ries’in yardımcılarından Olivier Bitz ise, sadece ibadet yapılan kısımlar için verilmesi öngörülen yüzde 10’luk mali desteğin ‘zorunlu olmadığını’ ve ‘şartlar yerine getirildiğinde isteğe bağlı’ olduğunu söylemişti.

Daha önce Türk sağının kalelerinden Kayseri ile ortaklık protokolü imzalayarak tartışmalara yol açan Strasbourg Belediyesi’nin AKP faşizminin politikalarıyla bağlantılı bir projeye mali destek vermek gibi bir riski göze alamayacağı tahmin ediliyor.