İçişleri Bakanı Horst Seehofer’in talimatıyla Kürtlerin ülkedeki iki önemli kurumu olan Mezopotamya Yayınevi ve Mir Müzik dün resmen yasaklanmıştı. Dün sabah erken saatlerde Neuss kentinde bulanan her iki kuruma baskın düzenleyen ve sayıları 60’u bulan polis, kapılara mühür vurmuştu.
Türk devletinin Kürtçeye yönelik yasakçı zihniyetine aratmayacak şekilde Alman devletinin Kürtlerin önemli iki kurumunu yasaklanması ise yargıya taşınıyor. Mezopotamya Yayınevi ve Mir Müzik’in avukatları, Almanya’da ün üst yargı kurumu olan Federal Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak İçişleri Bakanlığı’nın yasağına itiraz edeceklerini belirttiler.
‘KÜRTLERİN SESİNE VE FİKİRLERİNE KİLİT VURULMAK İSTENİYOR’
Yasakla birlikte Almanya’da yaşayan Kürtlerin sesine ve düşüncelerine kilit vurulmaya çalışıldığını belirten avukatlardan Peer Stolle, İçişleri Bakanlığı’nın ilan ettiği yasağın hiçbir şekilde yasalara uygun olmadığına dikkat çekti. Yasağın Alman anayasasında belirlenen kriterle uyuşmadığını ifade eden avukat Stolle, Federal Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak yasağa itiraz edeceklerini bildirdi.
Mezopotamya Yayınevi ve Mir Müzik’in bir başka avukatı Berthold Fresenius ise yasakla Erdoğan rejiminin pratiği arasında paralellikler bulunduğuna dikkat çekti. Türkiye’de her türlü muhalefet basını susturan Erdoğan rejiminin yasakçı zihniyetinin İçişleri Bakanlığı tarafından Almanya’da uygulanmak istediğini belirten avukat Fresenius “Kürt kültür çalışmalarının Almanya’da da yasaklanması Türk devletinin Kürtlere yönelik baskıcı siyasetini daha da cesaretlendirecektir” diye konuştu.
JELPKE: SEEHOFER ERDOĞAN’IN İZİNDE
Sol Partili federal parlamenter Ulla Jelpke de İçişleri Bakanı Seehofer’in dün ilan ettiği yasağa sert tepki gösterdi. Türkiye’de muhalif medya ile Kürtçe basına yönelik yasaklar için öne sürülen gerekçelerin aynısının Seehofer tarafından da dile getirildiğine dikkat çeken Jelpke “İçişleri Bakanı Türk despotu Erdoğan’ın izinde yürüyor” diye konuştu.
Seehofer’in ilan ettiği yasağa ilişkin yazılı açıklamasında parlamenter Jelpke yasağı Kürtlerin kültür ve sanat faaliyetlerine karşı “devlet sansürü” olarak nitelendirdi. Federal Hükümet’in onayıyla Türk devletine Alman yapımı silahların satılmaya devam edildiği bir dönemde İçişleri Bakanlığı’nın da Almanya’da yaşayan Kürtlerin, Kürt özgürlük mücadelesine dair bilgi almasını engellemeye çalıştığına dikkat çeken Jelpke devamla şu görüşleri dile getirdi:
“Tonlarca Kürtçe öğrenme kitabı, Kürtçe çocuk kitabı ile Kürt tarihine ilişkin kitaplara el koymak Almanya’da yaşayan ve sayıları bir milyona aşan Kürt kökenli vatandaşın haklarına karşı bir saldırıdır. Yasak ülkemizde yaşayan Kürtlere dilinizi, kültürünüzü ve tarihinizi öğrenmeyin demektir, bu durum kesinlikle kabul edilemez. PKK’ye yönelik bu anakronik yasak 25 yıl sonra artık son bulmalı.”
Konuyla ilgili haberler: