Kürkçü: AKP rejimi çökmekte

HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü, Türkiye'nin gayrimeşru bir rejimle yönetildiğini, rejimin de içten çökmekte olduğunu belirtti. Kürkçü, açlık grevcileriyle dayanışmaya çağırarak, yerel seçimler için de "kader seçimi" dedi.

HDP eski Milletvekili ve Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü, İsveç'in başkenti Stockholm'deki İşçi Eğitim Merkezi'nde (ABF) düzenlenen toplantıda konuştu.

Kürkçü, açlık grevcilerin talebinin son derece haklı, yasal, insani, vicdani ve ahlaki olduğu gibi kendi içinde tutarlı olduğunu da söyledi.

DTK Eşbaşkanı Leyla Güven ve diğer eylemcilerin yaşam mücadelesi verdiklerini hatırlattı ve  tüm insan hakları savunucularına açlık grevcileriyle dayanışmayı güçlendirmeleri çağrısı yaptı.

Artık günlerin gecelerden daha uzun olduğunu ve bunun herkese iyimserlik vermesinin doğanın bir yasası olduğunu söyleyen Kürkçü, ”Türkiye'deki tablonun eskisine göre daha az karanlık olduğunu size güvenle söyleyebilirim”  ifadesini kullandı.

'TÜRKİYE GAYRİMEŞRU BİR REJİMLE YÖNETİLİYOR'

Türkiye'de Erdoğan ve medyasının saldırıları karşısında ona karşı direnen ve yanıt veren güçler olduğunu, Erdoğan ve AKP'nin baskı, manipülasyon, hile ve oyları çalarak varlığını sürdürebildiğini söyledi.

Kürkçü, 2015 yılının 7 Haziran'ından beri Türkiye'nin gayrimeşru bir rejimle yönetildiğini söyledi, 15 Temmuz darbesinin bizzat AKP tarafından teşvik edildiğini ve diktatörlüğün gerçekleşmesi için bir araç olarak kullanıldığını belirtti.

Türkiye halklarının eşitsiz koşullarda meşru olmayan bir rejime karşı mücadelesini sürdürdüğünü belirttikten sonra yapılacak yerel seçimler hakkında şu değerlendirmede bulundu:

”31 Mart'ta Türkiye'de gerçekleşecek seçimler hepimiz için son derecede önemli bir sonuca gebedir. Üçlü seçimler dizisi; yani cumhurbaşkanlığı ve anayasa oylaması, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri ve yerel seçimler Türkiye'de yeni bir rejim inşasına, bir diktatörlük rejimi inşasına onay üretmek ve buna yasal ve politik temel sağlamak üzere bir kaldıraç olarak kullanılmak istendi. İlk iki aşamada hileyle hurdayla; bu Avrupa Parlamenter Meclisi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği'nin Türkiye'nin davet ettiği temsilcileri tarafından tespit edildi.”

'TÜM MESELE DİKTATÖRLÜĞÜN KAYBETMESİ ÜZERİNE'

Seçimlerde yapılan hile ve manipülasyonları somut örnekler vererek anlatan Kürkçü, 'daha önce yapılan seçimlerde ırmağı geçtiğini düşünen hükümetin 31 Mart seçimlerinde derede boğulma riskiyle karşı karşıya olduğunu' söyledi.

AKP ve Erdoğan'ın baskı ve hukuksuzluklarına karşı Türkiye ve Kürdistan'da halkların değişik kesimleri arasında, Alevi toplumunda, kadınlar, gençler, yoksullar ve emekçiler arasında bugüne kadar görülmemiş bir ortaklaşma olduğunu belirten Kürkçü, ”Bu diktatörlükle başa çıkabilmek için bugüne kadar ortaklık yapmaya fıtratları elvermeyen kesimler, Tayyip Erdoğan'ın bir puan geçilmesine toleransla bakmaktadır. İç gerilimler bu bakımdan ertelenmiştir. Şu an tüm mesele diktatörlüğün kaybetmesi üzerinedir” şeklinde konuştu.

Diktatörlük girişiminin sadece Erdoğan ve ailesiyle sınırlı olmadığını, Türkiye'nin tüm  sağcılarının, faşistlerinin ve zalimlerinin bir ortaklığı, Ergenekon, MHP, BBP, 1970-80'li yıllarındaki milliyetçi cephe hükümetlerinin arkasında duranların uğursuz bir ittifakı tarafından yürütüldüğünü kaydetti.

31 Mart seçimlerinin diktatörlüğün kazanması ve kaybetmesi açısından önemli olduğunun altını çizen Kürkçü, ”Bu seçim bizler açısından bir kader seçimidir” dedikten sonra şunları kaydetti:

”Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisinin bir referandum haline getirdiği yerel seçimlerde halklarımız sadece Kürdistan'da değil ülkenin batısında da son derece güçlü bir itirazı ortaya koyduğunda rejim yerel ayağının üzerine basamayacaktır.”

Seçimler sonrası Erdoğan ve AKP iktidarının daha saldırgan bir siyaset izleyebileceği uyarısında da bulunan Kürkçü, ”Ama bu onun içten çökmekte olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz” diye ekledi.

AÇLIK GREVCİLERİN TALEPLERİ HAKLI; DAYANIŞMA BÜYÜTÜLMELİ'

HDP Milletvekili, DTK Eşbaşkanı Leyla Güven'in başlattığı ve giderek yaygınlaşan açlık grevlerine de değinen Kürkçü, ”Açlık grevcilerinin talepleri son derece basit ve açık. Bir tek talep var. Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sona erdirilmesi. Bu sürece dışarıdan bakan çevrelerce çoğu zaman çok iyi anlaşılmıyor” dedi.

Kürkçü, açlık grevcilerinin talebinin son derece haklı, yasal, insani, vicdani ve ahlaki olduğu gibi kendi içinde tutarlı olduğunu ve mahkumların aile ve avukatlarıyla görüşme haklarının uluslararası yasalar, Türk anayasası ve cezaevi mevzuatı tarafından güvence altına alındığını söyledi.

Açlık grevcilerinin yaşam mücadelesi verdiklerini dile getiren Kürkçü, ”Açlık grevcilerini desteklemek için bizler bugün elimizden geleni yapmazsak yarın kötü bir akıbetle karşılaşabiliriz. Tüm insan hakları savunucuları açlık grevcileriyle dayanışmayı güçlendirmeli" dedi.