Yazılı bir açıklama yapan KCDK-E, şunları belirtti: “Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki uluslararası komplo, 20 yılını geride bırakırken, mutlak tecrit 3 yılını doldurdu. Uluslararası hegemonik güçlerin ve AKP/MHP faşist diktatörlüğünün ortak yönettiği İmralı tecrit sistemi, başta Kürtler olmak üzere, bütün Ortadoğu halkları ve Türkiyeli bütün sol sosyalist ve muhalif tüm güçler, Aleviler, Ermeniler, kadınlar, gençler ve emekçiler üzerinde de tecride dönüşmüştür.

Faşizm, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki rehin tutma ve tecridi tüm topluma ve halklara yaymıştır. 2011 yılından buyana avukatları ile 2016 yılından bu yana da ailesi ile görüştürülmeyen, Önderlik üzerindeki tecridi kırmak için Leyla Güven öncülüğünde 114 gün önce başlayan süresiz dönüşümsüz açlık grevleri, dalga dalga yayılarak devam etmektedir.

Cezaevlerinde 300’ün üzerindeki tutsağın direnişi 76’ci gününe girerken Hewlêr’de Nasır Yağız 101. gününde, Strasbourg’da KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç’un da aralarında olduğu direniş 75, Galler’de İmam Şiş 75 gününde. Almanya, Hollanda, Avusturya, Kanada, İsviçre, Maxmur’daki açlık grevleri de 50. günlerine yaklaşmaktadır. Bugünden itibaren Türkiye ve Kürdistan’daki bütün tutsaklar topyekün süresiz dönüşümsüz açlık grevine başlayacaklarını duyurdu.

Başta Leyla Güven ve Nasır Yağız, Yüksel Koç’un sağlık durumları ve yaşamları artık risk altında ve kritik aşamayı da geçmiş durumda. AKP-MHP faşizmi ve uluslararası muhatap kurumlar olan, Avrupa Konseyi, CPT ve Avrupa Parlamentosu 3 maymunu oynayarak hiçbir adım atmamışlar ve görevlerini yerine getirmemişlerdir. CPT ve Avrupa Konseyi’nin bu tutumu Tayyip Erdoğan diktatörlüğünü cesaretlendirmekte ve bu kurumlarda bu suça ortak olmaktadırlar.

Avrupalı dostlarımızın, kadın hareketlerinin, sürgündeki Türkiyeli siyasetçilerin, sanatçıların, akademisyen gazeteci ve yazarların, tecrit ve açlık grevleri ile kaygıları her geçen gün artarak büyümektedir. Ölümler yaşanmadan, CPT, Avrupa Konseyi ve başta Almanya olmak üzere, Türkiye üzerinden baskı oluşturarak ve Öcalan üzerindeki mutlak tecridin kaldırılmasını sağlamalıdır. Bu tecrit sadece Öcalan’a değil hepimize uygulanmaktadır düşüncesinden hareketle, Avrupa Tecrite Karşı Yaşam Platformu kurulmuştur. Biz KCDK-E bu platformun bir bileşeni olarak, tecridi kıralım faşizmi yıkalım miting ve yürüyüşüne, bütün Kürdistanlıları, Alevileri, Ermenileri, Müslümanları, Êzidîleri, Asuri ,Süryani halkını, alman dostları, kadınları, gençleri, ‘tecrit bir insanlık suçudur’ diyen herkesi 2 Mart Cumartesi günü Köln yürüyüş ve mitingine çağırıyoruz.”