KCDK-E 12 Ocak’ta Paris’te hesap sormaya çağırdı

KCDK-E, Paris katliamının altıncı yıldönümü dolayısıyla 12 Ocak’ta herkesi katillerden hesap sormaya çağırdı.

Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi (KCDK-E), 9 Ocak 2013’te Paris’te üç Kürt kadın devrimcinin hayatını kaybettiği katliamın yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yaptı.

12 Ocak’ta Paris’te merkezi bir yürüyüş yapılacağını hatırlatan KCDK-E, güçlü bir katılımla, katillerden hesap sormaya çağırdı.

Kürtlere, demokratlara, anti-faşistlere, ezilen halklara, aydınlara yapılan bu çağrıda, “adalet ilkelerini katilere dayatmaya ve soykırımcılardan hesap sormaya çağırıyoruz” denildi.

Çağrıda bu eylemin aynı zamanda, faşizme, tecride, işgalciliğe ve soykırım konseptine karşı olduğu da vurgulandı.

HESAP SORMA YÜRÜYÜŞÜ

KCDK-E’nin açıklaması şöyle:

“9 Ocak 2013 yılında Paris'te hunharca katledilen üç Kürt kadını Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez anısına her yıl olduğu gibi bu yıl da anma ve katillerden hesap sorma yürüyüş ve mitingini gerçekleştireceğiz. Merkezi olarak gerçekleştireceğimiz yürüyüş ve miting sadece Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Saylemez'in katillerinden hesap sorma, onların adına adalet talebimizi haykırma değil, aynı zamanda Türk devletinin ve onun başı olan Erdoğan'ın Kürdistan'ın dört parçasında tasarladığı büyük katliam ve soykırım konseptine karşı da güçlü bir tepki, kınama ve hesap sorma yürüyüşü ve mitingi olacaktır.

Çok iyi biliyoruz ki Türk devleti ve Erdoğan hareketimizi tasfiye etmek için dünyanın dört bir yanında yoldaşlarımızı katletmek için oluşturduğu kontrgerilla gruplarını oluşturmuş, başta Özgür Medya alanı olmak üzere Avrupa'ya da yönelmiş ve 9 Ocak 2013 yılında Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla söylemez arkadaşlarımız vahşice katletmiştir. Her üç kadın arkadaşımızın katledilme kararını bizzat dönemin Başbakanı, şimdi ise Cumhurbaşkanı konumunda olan Recep Tayyip Erdoğan vermiştir. Bu anlamda Erdoğan sadece Roboski'de, Efrîn'de, Kobani'de , El Bab, Cerablus ve Kuzey Kürdistan'ın dört bir yanında gerçekleştirdiği katliamları değil, aynı zaman da Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez arkadaşlarımızı da katletmiştir. Bu anlamda Erdoğan Paris katliamının hem azmettiricisi, hem yönlendiricisi, hem de tetiği çeken katili örgütleyen kişidir.

Erdoğan ve ekibi Paris katliamı ile yetinmediğini bizzat açıklamasıyla netlik kazanmıştır. Her defasında "terör örgütü ve elemanları nerede olursa olsun onları tasfiye etmek Türk milleti ve devletinin temel görevidir" demesi, bunun en somut örneğidir.

Erdoğan kirli savaşını ve katliamlarını Avrupa'ya taşırmış, bunun için hem örgütlemesini yapmış, hem de çok derin bir biçimde bunun planlamasını gerçekleştirmiştir. İlk cinayeti, ilk katliamı ve soykırımı üç kadın yoldaşımızı hunharca öldürerek gerçekleştirmiştir.

PARİS CİNAYETİ AYNI ZAMANDA BİR KADIN SOYKIRIMIDIR

Kürdistan'da gerçekleştirilen, Rojava'da hayata geçirilen demokratik ve özgürlük ilkelerine dayanan sistemin kadın öncülüğünde yapılması Türk devleti ve Erdoğan'ı zorlamış ve onun bu büyük soykırıma götürmüştür. özgür kadın çizgisinin Sakine Cansız yoldaşımızın şahsında hayat bulması, Türk devleti ve Erdoğan kliği, Kürt kadın hareketine karşı büyük bir öfke ve intikam alma konseptini yaratmasına götürmüştür. Evet Sakine Cansız ve iki genç yoldaşının Paris'te katledilmesi bu gerçekliğinin bir ifadesi olarak ortaya çıkmıştır. Elbette ki bu katliamın uluslararası devletlerin ve politik kanatlarında rolü vardır. Fransa ve Almanya'nın bu konuda masum olmadıklarını da gayet iyi biliyoruz. Bu iki devletin istihbaratları ve Türkiye ile olan bağlantıları, yine dönemim Fransa hükümeti ve bu hükümette bakanlık yapan bazı şahıslar ile o dönemde Paris Türk Büyük elçisi konumunda olan zatla kirli ilişkilerini de biliyoruz.

Tüm bunlar bize şunu gösteriyor ki yapacağımız tek şey vardır: Direnmek, Türk devleti ve Erdoğan'ın bize ölümden, katliam ve soykırımdan başka layık görmediği kirli siyasetini boşa çıkartmak, Avrupa'ya taşıdığı savaşın önünü kesmek ve Kürdistan'ın dört bir yanında süren direnişi kendi direnişimizle çok daha ileri boyutlara taşımaktır. Paris katliamının hesabını sormak Kürt halkı ve dostlarının en temel görevidir. Halkların adaletini ve dünya ezilen kadınların hakikatini Paris'te aramak ve orada açığa çıkartmak kapitalist modernitenin merkezinde doğrular temelinden hak arayışı içinde olmak sorumluluğumuzun gereğidir. Paris'te yapılan katliamın hesabını mutlak anlamda sormalı, Türk devleti ve Erdoğan'dan, uluslararası güçler ve devletlerden adaleti talep etme değil adaleti ve hakikati dayatma temelinde mücadelemizi yükseltelim ki, soykırımcılar bir daha soykırım yapma cesaretini göstermesinler, katliamcılar bir daha katliam yapma zemini bulmasınlar.

12 OCAK’TA HERKES PARİS’TE OLMALI

Avrupa'da yaşayan halkımız, dostlarımız ve uluslararası insan haklarını temsil eden kurum ve kuruluşları, 12 ocak 2019 tarihinde Paris'te katillerden hesap sorma, adaleti yerine getirme, suçluları yargılama talebi ile yapacağımız merkezi yürüyüş ve mitinge katılma, kadın, erkek, yaşlı-genç demeden "ben kürdüm, demokratım, aydınım, faşizme karşıyım" diyen herkese o gün Paris'te olma çağrısında bulunuyoruz...

ADALET İLKELERİ KATİLLERE DAYATILMALI

Paris katliamı esas olarak bir kadın soykırımıdır, Kürdistan'da yükselen, Ortadoğu'da derinleşen, Rojava'da hayat bulan kadın devrimine karşı büyük bir komplo ve karşı-devrimin kirli saldırısıdır. Bu komplodan, kadın soykırımına, kadın özgürlük çizgisine dönük yapılan bu saldırıdan hesap sormak kadınların büyük kavgası ve mücadelesi ile ancak mümkün olabilir . Kadınlar haykırdıkça, kadınlar devrime sahip çıktıkça, kadınlar devletlerin ve egemen erkek anlayışına karşı dik durdukça ancak kadın soykırımını, Kütlere karşı hayata geçirilmeye çalışılan Kürt soykırım konseptini durdurabilirler. 12 Ocak'ta Paris'te 60'lı günleri aşan büyük açlık grevi direnişçisi Leyla Güven'e karşı olan görevimizin gereğini de yerine getirmiş olacağız. Leyla Güven kadın devriminin bir takipçisi, onun omuzdaşı ve ruhu olarak İmralı'da üç yıldır haber alınmayan Kürt Halk önderi Sayın Abdullah Öcalan'a uygulanan katı tecridin kaldırılmasına dönük başlatmış olduğu büyük fedai eylemini kendi eylemi olarak kabul eden tüm kadınları da 12 Ocak'ta Paris'te haykırmaya, adalet ilkelerini katilere dayatmaya ve soykırımcılardan hesap sormaya çağırıyoruz...”