HTŞ’nin Dürzilere saldırısının arka planı
Dürzilere dönük gerçekleşen saldırılarla birçok çevreye mesajlar verilmek isteniyor. Saldırılar, geniş bir coğrafyada tüm halklara dönük olacaktır.
Dürzilere dönük gerçekleşen saldırılarla birçok çevreye mesajlar verilmek isteniyor. Saldırılar, geniş bir coğrafyada tüm halklara dönük olacaktır.
HTŞ’ye bağlı güçler, 28 Nisan akşamı Şam’ın güneyinde bulunan Jaramana bölgesine ağır silahlarla saldırı başlattı. Kısa sürede bu saldırılar, Jaramana ile sınırlı kalmayıp Sahnaya, Eşrefiye ve Süveyda’ya kadar yayıldı; onlarca sivil bu saldırılarda hayatını kaybetti.
Hatırlanacağı gibi; ‘Lekolin org’ sitesi, 7 Mart ve 13 Mart tarihli haberlerinde, Türk devletinin MİT eliyle HTŞ koordinasyonunda bölgeye yönelik kirli planlarını deşifre etmişti. Türkiye’nin Suriye elçiliğindeki toplantıda, MİT yetkilileri, HTŞ komutanlarından Süveyda sahası ve kırsalında hakimiyet sağlamasını, Dürzilerin askeri olarak farklı alanlara yayılmasını önlemesini, Türkiye’nin yerleşeceği T-4 ve Palmira üslerine dönük İsrail’in gerçekleştirdiği hava saldırılarına yanıt vermek için ortalığın karıştırılmasını istedi. Bu çerçevede MİT ve HTŞ tarafından yapay zeka kullanılarak, Marwan Kiwan isimli Dürzi lidere aitmiş gibi hazırlanan ve Hz. Muhammed’e yönelik hakaret içeren bir görüntü servis edildi. Hemen ardından Dürzi halkına saldırı başlatıldı. DAİŞ’liler ve HTŞ içerisindeki yabancı cihatçılar, Humus ve Şam’daki Dürzi öğrencilere saldırılarının ardından 28 Nisan gecesi Süveyda’ya bağlı Jaramana kentini hedef aldı; onlarca sivil katledildi.
Her ne kadar Dürzi dini lideri, hem servis edilen ses kaydını hem de saldırıları kınamasına rağmen Türk devletinin HTŞ’deki DAİŞ arttığı Türkmen gruplar, saldırılarını Jaramana, Sahnaya, Eşrefiye, Thala ve Süveyda bölgelerinde de artırdı. Saldırıların başlamasından sonra ilk etapta Şam yönetimi sessiz kaldı. Ardından Dürzi şeyhleri ile Şam hükümeti arasında bir anlaşmanın yapıldığı duyuruldu ancak sahada karşılığını bulmadı. Saldırılar hız kesmeden devam etti, durmuş da değil.
İSRAİL DE DEVREYE GİRDİ
İsrail, HTŞ’nin saldırıları ardından ilk etapta sözlü tepki gösterdi, ardından Dürzileri hedef almaya giden bir cihadist konvoyu vurduğunu açıkladı. Her ne kadar İsrail askeri ve siyasi yetkilileri, Dürzilerin hedef alınmasını kabul etmeyeceklerini söylese de müdahale caydırıcı olmadı. Belirsizlik sürüyor.
YENİ KATLİAMLAR TEHLİKESİ
Dürzi toplumu örgütlü ancak askeri olarak tecrübesiz. Saldırıların sürmesi, Dürzi halkına yönelik topyekun bir katliam tehlikesini de yaratacaktır. Alevilere yönelik katliamlar, Dürziler ile devam edecektir. Yapılanlar, bir zihniyetin en güçsüz halindeki başlangıç uygulamalarıdır. HTŞ güçlendiğinde bu katliam politikalarını sürdürerek, Suriye halklarına ve bölge halklarına dönük katliam saldırıları gerçekleştirecektir. Bu bir hazırlık aşamasıdır. Bunun için acil olarak Suriye halkları öz savunmalarını ve öz örgütlülüklerini gerçekleştirmeli.
SALDIRILARLA ÇOKLU MESAJ VERİLİYOR
Dürzilere dönük gerçekleşen saldırılarla birçok çevreye mesajlar verilmek isteniyor.
Erdoğan, daha önceki bir açıklamasında, “oyun kurucusu olmazsak bile iyi oyun bozarız” demişti. Bu şekliyle Suriye denkleminde ve geleceğinde yer almadığını bilerek, olası denklemi şimdiden bozmak; savaşı geniş bir coğrafyaya yaymak istiyor. Türk devleti, başta Suriye’deki tüm etnik ve inançlara, İsrail’e, Koalisyon’a, Arap coğrafyasına ve özellikle de Kürtlere mesajlar veriyor.
İsrail’in T-4 ve Palmira hava üslerine yönelik gerçekleştirdiği hava saldırılarına karşı bir saldırı gerçekleştirdiğinin mesajı vermektedir. İsrail, Dürzileri ittifak güçleri olarak gördüğünü belirtmişti. Türk devleti, İsrail’e Suriye üzerinde rahat hareket edemeyeceğini söylemektedir.
Türk devleti, İsrail’in Arap devletleri ile yaptığı anlaşmaları sekteye uğratmaya çalışmaktadır.
Sonuç alırsa, koalisyon güçlerine iyi oyun bozan olduğunu gösterecek; bölge denkleminde yer isteyecektir.
Rojava’nın Qamişlo kentinde 26 Nisan’da konferans düzenleyen Kürtleri tehdit ederek HTŞ’nin koşullarını kabul etmeye zorlayacaktır. En azından Kürt birliğinin oluşmaması için katliam saldırıları düzenleyecektir. Dürzi kentlerinde bunun ön hazırlıklarını yapmaktadırlar. Zaten Türk devletine bağlı Türkmen gruplar Kürtleri de tehdit etti. Ayrıca bölgede gelişebilecek İsrail-Kürt ilişkilerini de engellemek; İsrail’i Şam’ın güneyinde meşgul ederek Kürtlere dönük yeni bir saldırı girişiminde bulunmak isteyecektir.
Dürzilere ve Alevilere dönük saldırılar, geniş bir coğrafyada tüm halklara dönük olacaktır. Bunun için Dürzilere saldırılara karşı sessiz kalmamak gerekiyor. Önünün alınması lazım, yoksa yarın geç olabilir. Katliam saldırılarını örgütlü güçler durdurabilir. Bunun için vakit kaybedilmemeli.